BUSİAD'dan "döviz Kuru Raporu"

Bursa Sanayicileri ve İş Adamları Derneğinin (BUSİAD) hazırlattığı "Türkiye'de Uygulanan Döviz Kuru Politikalarının Dış Ticaret ve Temel Makroekonomik Değişkenler

Bursa Sanayicileri ve İş Adamları Derneğinin üzerindeki etkilerini bilimsel olarak değerlendirmek ve tartışılarak farklı görüşleri de gündeme getirmek istedik. Türkiye'nin kalkınmasının, katma değeri yüksek, ihracat odaklı ürün ve hizmetlerle gerçekleşeceği inancıyla BUSİAD olarak değerli akademisyenlere bu çalışmayı yaptırdık. Raporda yer alan analiz sonuçları, Türkiye'de 'gerçekçi' ya da 'aşırı değerli kur' politikası uygulanması durumunda ihracatın mevcut durumdan daha fazla, ithalatın ise gerçek durumdan daha az olacağını göstermektedir. Ayrıca gerçekçi ya da aşırı değerli kur politikası uygulanmasıyla dış ticaret dengesinden elde edilen bu olumlu gelişme, özel tüketim ve yatırımlardaki kayıptan daha fazla olduğundan söz konusu döviz kuru politikasının uygulanması durumunda daha fazla ekonomik büyüme beklenmektedir." - "TL yüzde 10 daha az değerli olsaydı..." Korkmaz da bu çalışmayla bir kur tahmini yapmadıklarını, bunun kendi işleri olmadığını anlattı. Çalışmadaki ana eksenlerinin, "2003-2012 döneminde Merkez Bankası gerçekçi döviz kuru uygulasaydı ekonomik performansımız daha iyi olur muydu?" sorusunun cevabını aramaya yönelik olduğunu belirten Korkmaz, Türkiye'de 2001 krizinden bu yana "esnek döviz kuru" sisteminin uygulandığını hatırlattı. Şimdi herkesin, Türk lirasının aşırı değerli olduğunu düşündüğüne dikkati çeken Korkmaz, şunları kaydetti: "Türk lirası aşırı değerli değil de gerçekçi kur politikası uygulansaydı ithalat-ihracat rakamları ve temel makroekonomik değişkenlerde daha iyi sonuçlar aldığımız ortaya çıkardı. Şu andaki ekonomik sonuçlar, eksik değerlenmiş kur politikasının sonuçlarıdır. Merak ettiğimiz konu, 'Acaba gerçekçi kur politikası veya aşırı değerlenmiş kur politikası uygulansaydı Türkiye ekonomisi daha iyi bir yerde olabilir miydi?' Senaryo analizi yaptık. Türkiye ekonomisinin temel sorunları, ithalatın fazla olması ve cari açık ile tasarruf oranlarının düşük seyretmesi. Cari açık açısından Türkiye, kritik eşiği biraz aştı." Merkez Bankasının asli görevinin, fiyat istikrarını sağlamak ve enflasyonla mücadele olduğunu bildiren Korkmaz, temel başarısının da bununla ölçüldüğünü vurguladı. Çalışmada, "Acaba TL az daha değer kaybetseydi Merkez Bankası enflasyon hedefinden şaşar mıydı?" diye baktıklarına işaret eden Korkmaz, şöyle konuştu: "Bizim modele göre, enflasyon da çok az, hafif bir oynama yapıyor fakat bu şu demektir; enflasyon politikasında bir olumsuzluk yaşanmayacaktı. Yani TL yüzde 10 daha az değerli olsaydı ihracata yardımcı olacaktı, ihracat rakamları artıyordu, ithalat rakamları düşüyordu, enflasyonda yüksek bir artış olmuyordu. Yine faizlerde çok az bir artış oluyordu. Ekonominin en çok endişe ettiği konulardan biri, enflasyon ve faizdir. 'Acaba Türk lirası değersiz olsaydı, enflasyon artar mıydı?' sorusunun cevabı; bizim senaryo analizimize göre, çok az bir artış gösteriyor ama tehlikeli bir artış değil, minimal bir artıştır bu. Hedefte bir sapmaya neden olmuyor, faizlerde de aşırı bir yükselmeye neden olmuyor." Çevik ise Türkiye'de 2003'ten itibaren "eksik değerlenmiş döviz kuru politikası" yerine "gerçekçi ya da yüzde 10 aşırı değerlenmiş kur politikası uygulanmış olsaydı mevcut büyümenin şu anki durumdan daha fazla olacağını" öngördüklerini dile getirdi.

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: