BURSA (İHA) - Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Bülent Arınç, Türkiye'de Meclis de dahil bütün kurumlarda laçkalık, israf ve savurganlık olduğunu belirterek, "Bu israf ve savurganlığı önleme noktasında Meclis olarak üzerimize düşeni yapacağız" dedi.
Bayram tatilini memleketi Manisa'da geçiren Bülent Arınç, Ankara dönüşünde eşi Münevver Arınç ile birlikte Bursa'daki ağabeyi Kutlay Arınç'ın yanında kalan 73 yaşındaki annesi Sevdiye Arınç'ı ziyaret etti.
Basın mensuplarının sorularını cevaplandıran Arınç, milletin yaşadığı şartlara Meclis olarak sahip çıkmak mecburiyetinde olduklarını söyledi. Arınç, bütün kurumlarda iyi işletilememekten kaynaklanan verimsizlik ve kalitesizlik olduğunu ifade ederek, "Laçkalık ve israfı önleme noktasında Meclis olarak üzerimize düşeni yapacağız. Fakir ve yoksul milletin her kuruşunun hesabı sorulmalıdır. Hiç kimsenin lüks ve israf içinde yaşamaya hakkı yoktur. Meclis'te de zarar eden bir KİT görüntüsü var. Sağlık harcamalarından benzine, personel sayısındaki şişkinlikten makam otomobili saltanatına kadar bütün bunları bilimsel olarak ortaya koyup bu savurganlığın önlenmesi için bütün gayretimizi ortaya koyacağız" diye konuştu.
"MECLİS'İN BÜTÇESİNİ KISACAĞIZ" Meclis'te bir yılda 1 trilyon liralık benzin harcaması yapıldığını ve bunu kısmak için çalıştıklarını kaydeden Arınç şunları söyledi:
"Meclis'in bütçesinin büyük kısmı harcamalara gitmektedir. Bunu kısacağız. Fedakarlık yapmak gerekiyorsa bunu ilk olarak biz kendimiz yapacağız. Lojmanların satışı önemli bir gelişmedir. Lojmanların satışı önümüzdeki bir iki ay içinde gerçekleşecek. Personelin eğitimli olmasını, toplam kaliteyi yakalamayı amaçlıyoruz. Bir taraftan da bir yılda bir trilyon liralık benzin masrafının nereden kaynaklandığını tespit ettik, kısıtlamaya gideceğiz. Parlamento bunu layıkıyla yerine getirirse bütün kurumlar örnek olur."
Avrupa Birliği konusunda, hükümet, muhalefet ve sivil toplum örgütlerinin büyük bir çalışma içinde olduğunu hatırlatan Arınç, "AB üyesi ülkelerin büyük ölçüde Türkiye'ye destek olduğunu görüyoruz. Ancak Almanya ve Fransa ile bazı ülkeler müzakere tarihinin daha sonraki süreçte verilmesini istiyorlar. Ancak biz herşeye rağmen 12-13 Aralık'taki Kopenhag Zirvesi'nde Türkiye'ye tam üyelik için tarih verileceğini ümit ediyoruz. Verilmesi gerektiğini söylüyoruz. Bunun dışında bir şey olursa kıyametin kopması anlamına gelmez" dedi.
Siyasette ve toplumsal barışta 3 Kasım seçimlerinden sonra yeni bir dönem açıldığını vurgulayan Arınç, şöyle konuştu:
"Yıllar sonra parlamentoda iki partili yapı oluştu. 18 partiden 2'si Meclis'e girebildi. Biri tek başına iktidar oldu. Bu yapılanmanın sağlıklı olacağını düşünüyorum. Egemenliğin millette olduğunu biliyoruz. Millet temsilcileri vatısayla egemenlik hakkını kullanıyor. Milletin iradesinin tecelli ettiği yer TBMM'dir. Biz bu kurumun itibarını yükseltmek zorundayız. Parlamento bundan sonra verimli ve etkin çalışacak, kaliteli kanunlar yapacak ve hükümeti denetleyecektir. Ben de parlamentonun bu yapılanmasının en kısa zamanda gerçekleşmesini temin edeceğim. Önemli projeleri en kısa zamanda yürürlüğe koymak istiyoruz. Pazartesi günü uyum yasalarıyla ilgili 2 paket, anayasa değişikliğiyle ilgili 1 paket anayasa ve adalet komisyonlarında görüşülecek. TBMM bu konular üzerinde en iyi çalışmayı yapacaktır. Öte yandan Yüksek Seçim Kurulu kararı üzerine Siirt'te 3 milletvekilinin vekilliği sona ermiştir. Pazartesi'den itibaren Siirt, milletvekili ile temsil edilmecek. 9 Şubat'ta Siirt'te ara seçim yapılacak. Bununla ilgili Meclis'te üzerimize düşen görevi yerimize getireceğiz."