İzmir’de geçen ay yaşanan depremin ardından bilim insanlarının birkaç il ile beraber Hatay’ı işaret etmesi, kent sakinlerini tedirgin etti. Deniz kumu kullanılarak yapılan binalardaki, kolonların ve kolon içlerindeki demirlerin çürüdüğü gözlemlenen Defne ilçesinin en eski mahallelerinden Armutlu’daki vatandaşlar, yetkililerden yardım beklediğini dile getirdi.
Armutlu Mahalle Muhtarı Cüneyt Öfkeli, mahalledeki binaların yüzde 70’nin çukur temel ve deniz kumu ile yapıldığını, yaş ortalamasının ise 30 yılın üzerinde olduğunu belirtti. Maddi durumu iyi olan insanların tehlikeyi fark ederek mahalleden taşındığını söyleyen Öfkeli, "Mahalledeki tehlikeli ve çürük binalarda oturan mahalle sakinleri, ihtiyaç sahipleri, gariban kimselerdir, içinde bulundukları tehlikenin farkında değillerdir. Binalardaki demirlerin hepsi özelliğini kaybetmiş, kendiliğinden parçalanıp dağılıyorlar. Yaprak gibi dökülüyorlar, depreme gerek yok, kendiliğinden bile yıkılmak üzereler. Bizim burada devletimizden beklentimiz somut bir adımın atılmasıdır” dedi.
Deprem öncesi gerekli önlemin alınmasını beklediklerini aktaran Öfkeli, şöyle konuştu:
"Hataylılar olarak ülkemizdeki deprem bölgesi olarak birinci sırada olduğumuzu biliyoruz ve yaşayacağımız felaketin farkındayız. Mahallemizdeki aileler çok mağdur, toplu bir şekilde binalarımız için kentsel dönüşüm ihtiyacı var. Ekonomik durumumuz yok, bu nedenle bizim tek sığınacağımız yer devletimiz. Bizim İzmir’de yaşanan depremde canımız çok yandı, günlerce gözyaşı döktük. Aynı gözyaşını burada da dökmek istemiyoruz.”
Doğduğundan beri Armutlu Mahallesi'nde oturduğunu belirten Adnan Tat (63), binaların içler acısı durumda olduğunu ve korku içinde oturduklarını söyledi.
Dört çocuğu ile birlikte oturduğu apartman dairesinde sürekli korku yaşadıklarını dile getiren Meliha Karataş ise, "Eski binada oturuyorum. Daha sağlam binaya taşınacak gücüm yok, bina da yıkılmak üzere. Geceleri yatamıyoruz, her an deprem olacakmış gibi hissediyoruz. Çocuklarıma bir şey olmasın diye dua ediyorum" dedi.
Jeoloji Mühendisleri Odası Hatay İl Temsilcisi Rasim Can, Hatay’ın 3 tehlikeli fay hattı üzerinde bulunduğunu ve en son kırılmanın 1997 yılında Serinyol- Gülderen mevkisinde olduğunu söyledi. Hatay’daki üç fay hattından birinin ölüdeniz fayı olduğunu belirten Can, "Bu fay daha tehlikeli. Bu fay Kızıldeniz’den gelip, Samandağ sahilinden çıkıp Antakya, Hacıpaşa ve Amik Ovası'na kadar uzanıyor. Bu fayın deprem yaratması halinde bütün Hatay etkilenir. Bir de Hatay’ın deniz kıyıları var. Samandağ’dan başlayarak Erzin’e kadar sahil şeridimiz var. Denizde bir kırılma olması halinde tsunami olabilir. Bu gerçeği de hesaba katmakta fayda var” diye konuştu.
Kentteki eski binaların yapımında kullanılan deniz kumunun yapılardaki demirleri çürüttüğünü ve var olan beton kalitesini yok ettiği belirten Can, şunları söyledi:
"Hatay’da geçmişe baktığımızda çok şiddetli depremler yaşanmış, yine yaşanabilir. Jeoloji profesörleri Hatay’da yaşanabilecek olası bir depremin büyüklüğünü Hatay’ın geçmişinde yaşadığı büyük depremleri referans alarak söylüyor. Geriye baktığında Hatay’da onlarca deprem var. Geçmişte 8 tane şiddetli depremin olduğu bir coğrafyada yaşıyoruz. Bu daha önce vardı, yarın da olacak. Bu yüzden yüksek katlı binaların gözden geçirilmesi lazım.”
Deprem gerçeğini 3 aşamada değerlendirmek gerektiğini vurgulayan Rasim Can, şöyle devam etti:
"Deprem öncesi anı, deprem anı ve deprem sonrası olarak. Deprem öncesinde tüm yapılarımızı, zeminlerimizi, köprüleri deprem şartnamesine uygun, zemin koşullarına uygun şekilde yapmamız lazım. Deprem anı içinde insanlarımızın bilinçlendirilmesi lazım. Uzmanlar tarafından deprem anında ne yapılması gerektiği hakkında eğitim verilmesi lazım. Deprem sonrasında ise yaşanabilecek kargaşa karşısında bilinçlendirilmesi gerekiyor. Daha önce projelendirilmiş, deprem toplanma yerlerine ve yerel yönetimlerin ve idarecilerin bunları düşünerek deprem anından sonra nerede ne yapılması gerekiyor bunların kayda geçmesi gerekiyor ve buna göre insanların bilinçlendirilmesi lazım.”
(DHA)