Büyükçekmeceli Çocuklar, Hayallerindeki İstanbul'u Çizdi

Büyükçekmece'de eğitim gören ilköğretim okulu öğrencileri İstanbul’un tarihi ve turistik alanlarının resmini çizdi. İstanbul’un fethinin 560. yıl dönümü dolayısıyla çizilen 560 resim vatandaşların beğenisine sunuldu.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, ‘Başka İstanbul’ adını verdiği proje ile Büyükçekmece’de eğitim gören öğrencilerin hayallerindeki İstanbul’u resme yansıtmasını amaçladı. İstanbul’un fethinin 560. yıl dönümü dolayısıyla 560 öğrenci ilk olarak İstanbul’un tarihi yerlerini çizdi. Daha sonra öğrencilere, İstanbul’un tarihi ve turistik alanları ile doğal güzelliklerinin bulunduğu yerler gezdirildi. Öğrenciler, bu gezi sayesinde hem resmini çizdikleri yerleri tekrar gördü hem de İstanbul’un nasıl fethedildiğini öğrendi. Gezilerin ardından öğrenciler, gezip gördükleri yerlerin resmini bir kez daha çizdi. Toplamda 560 resmin yapıldığı proje dün düzenlenen sergi ile görücüye çıktı.

Projede yer alan 5. sınıf öğrencisi Tuana Taşkın, ilk resmini gezisi öncesinde hayalinden yaptığını söyledi. Geziden sonra İstanbul’a bakış açısının değiştiğini anlatan öğrenci, “Bu projede hem eğlendim hem de farklı bilgiler öğrendim. Böylece çizdiğim resim daha bilinçli oldu. İlk resmimde Kız Kulesini çizdim sonraki resmim de ise 1453 Panorama Müzesini çizdim.” dedi. Sümer Ege Ekici de bu projede yer alıp resim yaptığı için çok mutlu olduğunu söyledi.

‘Başka İstanbul’ projesine katılan kızı Aslı’nın yaptığı resimleri göremeye gelen Cüneyt Güldamlası da sergiyi gezenler arasındaydı. Kızının bu çalışmada yer almasının kendisini sevindirdiğini ifade eden baba Güldamlası, “Belediyemiz böyle güzel bir etkinlik yaptığı ve çocuklarımızın da böyle güzel resimler çizdiği için çok mutluyuz.” diye konuştu.

Projenin mimarlarından olan Celal Babayiğit ise amaçlarının çocuklara İstanbul’da yaşama hissini vermek olduğunu belirtti. Çocukların yaptığı resimlerin sergi açılışını yapacaklarını anlatan Babayiğit, “Büyükçekmece her ne kadar İstanbul sınırları içinde olsa da yaşadığımız zaman dilimi itibariyle hızlı işleyen bir dünya var. İnsanların içinde yaşadıkları şehrin nimetlerinden istifade etmeye vakitleri yok. İstedik ki sadece çocuklarımız değil velilerimiz de İstanbul’u bu sergi üzerinden yeniden hissetsinler. İstanbul’da yaşamak İstanbul’u yaşamak anlamına gelmiyor.” ifadelerini kullandı.

Tarih bilincinin sadece birkaç gezi ile oluşmayacağını anlatan Babayiğit, “Buna benzer etkinliklerin fazlalaştırılması halinde klasik tarih bilincinin yanında bizzat kişinin o tarihi yaşayacağı, tarihin medeniyet köklerimizden ve beslenmemiz gereken o kaynaktan gençlerimizin yeterli oranda faydalanmasını istedik.” şeklinde konuştu.