Büyükşehirdeki çocuklar astıma daha kolay yakalanıyor

Alerjik Hastalıklar ve İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Nihat Erdem, büyükşehirlerde yaşayan çocuklarda astımın daha fazla görüldüğünü söyledi.

Erdem, köyde yaşayan çocukların büyükşehirlerde yaşayanlara oranla daha az astıma yakalandığını belirterek, "Köy ortamında yetişen çocuklar daha sık hastalandıkları için bünyeleri daha dayanıklı oluyor ve astıma daha az yakalanıyorlar. Büyükşehirlerde büyüyen çocuklarda astım; hijyen şartları daha iyi olup daha az enfeksiyon geçirdiklerinden, gereksiz çok fazla antibiyotik kullandıklarından daha çok görülüyor. Çocuğunuz ateşli hastalığa yakalandığında korkmayın, bu bağışıklık sistemini güçlendirip astım riskini ortadan kaldırıyor" dedi.

Reklam
Reklam

"HASTALIKLAR RİSKİ AZALTIYOR"

Bursa Devlet Hastanesi Alerjik Hastalıklar ve İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Nihat Erdem, çocukların köyde toz-toprağa maruz kalmasının önemli olmadığını, daha sık ateşli hastalığa yakalanmasının, gelecekteki hayatının tamamını etkileyecek astım riskinden büyük oranda kurtardığını söyledi. Alerjik Hastalıklar Uzmanı Dr. Nihat Erdem, doğumdan itibaren ilk birkaç yıl içinde yakalanılan hastalıkların astım riskinin ortadan kalkması adına önemli bir yerinin bulunduğunu vurgulayarak, "Köy ortamında yetişen çocuklar daha sık hastalandıkları için bünyeleri daha dayanıklı oluyor ve astıma daha az yakalanıyorlar. Büyükşehirlerde büyüyen çocuklarda ise astım; hijyen şartları daha iyi olup daha az enfeksiyon geçirdiklerinden, gereksiz çok fazla antibiyotik kullandıklarından daha çok görülüyor. Ülkemizde astım görülme oranı yüzde 5'lerde iken, İngiltere'de yüzde 30 ile 40 seviyesinde. Bizim gelişmişlik düzeyimizin artmasıyla bu oran yüzde 40'lara kadar yükselecek. Bu nedenle ailelerden imkanı olanlara, çocuklarını büyükşehir ortamından köy ortamına çıkarmalarını tavsiye ediyoruz. Çocukların ateşli hastalıklara yakalanmasından korkmamalarını öneriyoruz. Çünkü çocuğun hastalanması bağışıklık sistemini güçlendirerek astım riskini ortadan kaldırıyor. İmkanı olmayanlar içinse önerimiz çocukların yaşamın ilk yıllarından itibaren kreşlere verilmesi" diye konuştu.

Reklam
Reklam

ÖMÜR BOYU SÜRÜYOR

Astımın tedavisi ömür boyu süren, insan yaşamının kalitesini olumsuz etkileyen kronik bir hastalık olduğuna dikkati çeken Dr. Nihat Erdem, anne ve babası astım olanlarda bu hastalığın çıkma ihtimalinin yüzde 60 ile 70 gibi yüksek oranlarda seyrettiğini vurgulayarak, "Astımı tetikleyen sebepleri bertaraf etmek gerekiyor. Özellikle kişide veya eşinde alerji öyküsü varsa; hamilelikten itibaren kesinlikle sigara içilmemesi gerekiyor. Astıma neden olacağı için ev akarlarını barındıran halıfleks, pelüş oyuncakların, kalın perdelerin kullanılmasını tavsiye etmiyoruz. Aynı gerekçeyle evde saksı çiceği, kedi, köpek, kuş gibi ev hayvanlarının beslenmesini de önermiyoruz. Çocuğun ilk 6 ay sadece anne sütüyle beslenmesini, alerjik olabilen bazı gıdaların çok az miktarlarda 6. aydan sonra verilmesini öneriyoruz. Genetik yatkınlığı olsa bile aileler basit tedbirlere uyarak çocuklarında astım ortaya çıkmasını engelleyebilirler. Astım pahalı ve tedavisi zor bir hastalık. Çocukların büyüme, gelişmesini, okul ve iş başarısını belirgin olarak etkiliyor. Hastanın ömrü boyunca alerji yapan şeylerden uzak durması, düzenli ilaç kullanması ve alerjik hastalıkların gidişatını değiştiren tek tedavi yöntemi olan aşı tedavisi görmesi gerekiyor" şeklinde konuştu.

Reklam
Reklam

GICIK TÜRÜNDEKİ ÖKSÜRÜKLERDE ARTIŞ

Uzman Dr. Nihat Erdem, son yıllarda genelde orta ve ileri yaş erkek ile kadınlarda karşılaşılan ancak tüm yaş gruplarında görülen ve tekrarlayıcı gıcık tarzında öksürük ile seyreden hastaların sayısında bariz artış yaşandığına dikkati çekerek, "Bu grup hastalarda bronşitte sık görülen sarı-yeşil balgam, ateş, üşüme, titreme, yan ağrısı gibi yakınmalar ortaya çıkmamakta, nefes darlığı, hırıltı, ötme gibi astım belirtileri de görülmediği için tanı açısından zorlanılıyor. Bu grup hastalar da sonbahar, kış döneminde havaların soğumasıyla birlikte hava kirliliği arttığı için şikayetler artıyor. Bu hastalar daha çok metropollerde yaşadığı ve büyükşehirlerden uzaklaştıklarında yakınmalarında belirgin azalma görüldüğü için, bu hastalık 'Büyükşehir (İstanbul) bronşiti' olarak adlandırılıyor. Bu hastalığın teşhisi için öksürük yakınması ile gelen hastanın; astım, bronşit, sinüzit veya reflü hastası olup olmadığının tesbiti gerekiyor. Bu grup hastalara astımı dışlamak için alerjik deri testleri, solunum fonksiyon testleri, kan tetkikleri yapılmalı. Bunun dışında akciğer ve sinüzit filmleri, enfeksiyon açısından kan tetkikleri öneriyoruz. Bronşlarda irritan dediğimiz kimyasallara aşırı hassasiyetle seyreden 'Büyükşehir bronşiti'nin tedavisi zor. Hastalara daha çok ağız ve burun spreyi veriliyor. Basit görünen bu hastalık ciddiye alınmadığında yüzde 20-30 oranında astıma dönüşebiliyor. Esas tehlike o zaman başlıyor." diye konuştu.

Reklam
Reklam

Erdem, alerjik astım, saman nezlesi, ilaç ve gıda alerjisi, arı alerjisi olan hastalarda; polen, ev tozu akarları, gıda, küf mantarları, hayvan epitelleri, bal arısı, yaban arısı ve ilaçlarla yapılan deri testleri ile teşhislerinin konabildiğini, bu tür yakınması olan hastaların Bursa Devlet Hastanesi'ne başvurarak bu testleri yaptırabileceklerini kaydetti.

(İHA)

Anahtar Kelimeler: