Büyünce ne olacaksın?

Oğlum bu sene liseye hazırlanıyor. Liseye hazırlanıyor olması benim için o kadar büyük bir olay ki, orta son sınıfa gidiyor bile diyemiyorum…

Liseye hazırlanıyor. Lise önemli çünkü üniversiteye giriş aşamalarında benim yaşadığım sıkıntıları yaşasın istemiyorum. Zihnimde şöyle bu durum; eğer iyi bir liseyi kazanırsa, iyi bir üniversiteye girmesi çok daha kolay olacaktır. Hal böyleyken, özellikle de gelecek kaygısını (her ne kadar ehlileştirmeye çalışsam da) obsesif bir şekilde yaşayan biri olarak, lise hazırlığı çok çok ÇOK önemli.

Tabii bunun doğal bir sonucu olarak, ileride hangi alanları tercih edeceği konusu gündeme geliyor. Açıkçası, eğitim sistemi çok hızlı bir şekilde değiştiği için çok yakından takip etmiyorum. Bu konudaki düşüncem ise “zamanı geldiğinde bakarız” yönünde oldu hep. E, zaman yaklaştı. Oğlumun hangi dersleri daha yakından, severek takip ettiği ile daha da çok ilgilenir oldum. Matematik-Fen mi, Türkçe-Sosyal mi yönelimi? Her ne kadar muhteşem resim yapsa da, nasıl resim yapılması gerektiğini ona söylenmesinden hoşlanmadığından dolayı, Güzel Sanatlar değil onu biliyorum. Peki Yabancı dil? Kendi kendine Japonca öğrenmeye merak saldı, gerçekten de çalışıyor bu konuda ama sanıyorum hobi. Sportif değil. İlgilendiği savunma sanatları var ama benim gibi bu konudaki yaklaşımı; sporu sadece iç disiplin ve spiritüellik için seviyor… Bence meslek olarak düşünmez.

Reklam
Reklam

Çok kitap okuyor, gerçekten de. Edebiyat mı olur tercihi? Yok, hayır, Tarih de sevdi sanki! Belki Tarih hatta Sosyoloji. Gen konusuna geçmişler sınıfta, nasıl da heyecanla anlatıyor. Doktor olmak istemediğini söyledi ama ya araştırmacı biyolog olmak ister mi?

Durmuyor zihin. Oğlum bile bilmiyorken bu soruların cevabını, benim aramaya çalışmam boşuna değil mi?

Ben çok sevdiğim işleri, maddi kaygılardan dolayı hiç yapamadım. Çalışan bir anne olmak, çalışan bir bekar anne olmak dahası çok genç yaşta yani okul biter bitmez, henüz kariyerinin başındayken çalışmak zorunda olan anne olmak; bana çok fazla seçenek bırakmadı. Çalışmak zorundaydım ve yeteneklerime göre en uygun işleri yaptım. Daha hala, yaptığım işlerden her hangi biri için samimiyetle “mesleğim bu” diyemem. Küçükken öğretmen olmak ile doktor olmak arasında gidip gelen hayallerim vardı. İnsanlara yardım etmeyi seviyordum, bunu yaparken yazmak ve öğretmek istiyordum. Şu anda özel bir şirkette, bu tanımlardan çok uzak bir işim var.

Reklam
Reklam

Peki, ben oğlumun bu ikileme düşmesini ister miyim? Elbette ki hayır.

Küçükken sormuştum ona “büyünce ne olmak istersin?” diye. Bana “mutlu” diye cevap vermişti. Küçücük çocuk çözmüştü durumu. Mutlu olmak istiyorsa eğer, ona mutlu olacağı mesleği seçmesi için yardımcı olmalıydım. Benim onu destekleyeceğim yol ayrımı Matematik, Fen, Sosyal veya Türkçe olmamalı. Benim onu destekleyeceğim yol ayırımı, “seni mutlu eden yol ne?” olmalı. İlgilendiği derslerin sadece bir yönelimi gösterdiğine karar verdim. Matematiği çok sevmiyor, Fen derslerinde tüm konuları değil ama Uzay ve Gen seviyor. Türkçede şiir değil ama yazı yazmayı seviyor gibi…

Bir planım var.

Reklam
Reklam

Liseden sonra oğlum üniversiteye hemen başlamayacak. 1 yılı var. 1 yıl boyunca dünyayı gezecek, çeşitli işlerde çalışacak, gönüllü hizmet verecek. Bu konuda o daha ilkokuldayken yaptığımız bir sözleşme bile var. Üniversiteye girip, kendine en uygun, onu en çok mutlu edecek mesleğe yönelik yüksek eğitim almaya başlamadan evvel, hayattaki en önemli dersi alacak; kendini. Seyahatlerinde, çalışırken kendini keşfedecek, kendini öğrenecek ve bu bir yıl eminim ki 12 yıllık ilköğretim ve lise eğitiminin bütününden daha fazla şey katacak ona. Annesi olarak bu konudaki katkım ise ona bir yıl yetecek kadar seyahat ve bir miktar konaklama ücreti kadar para biriktirmem ve ona bu özgürlüğü ve güveni sağlamam. Ben buna 3 sene önce başladım bile. En sıkıldığımız zamanlarda onun o bir yılını konuşuyoruz, ikimiz de çok heyecanlıyız… Hem şu anımız için, hem de geleceği için. Bu sene yaptığımız yurt dışı tatili ise o yılın provası oldu. Zaten 3 senedir tek başına seyahat eden oğlum, bu sene refakatçisiz seyahatlere de başladı; öğreniyor, daha fazlasını da öğrenecek.

Reklam
Reklam

Eminim ki bir yılın sonunda, kendini tamamen çözmüş olmasa bile (öz bilgi yaşamsal bir öğrenme sürecidir çünkü), mesleği ile ilgili seçimlerin gelecekte değişebileceğinin farkında olsa bile; üniversite yıllarına çok daha emin adımlarla giren bir genç adam olacak karşımda ve ben bunu ona sağlayabilirsem, bir anne olarak bir hayli övüneceğim kendimle şimdiden söyleyeyim.