Diyetisyen Dilara Demirkan Erkek, "Çalışma hayatı çoğu zaman vakitsizlikten bizi fast food beslenmeye veya aperatif besinlere yönlendirebiliyor. Nerede hızlı ve kolay yemek yenilebilirse orası tercih ediliyor. Bu durum zamanla kilo artışına yetersiz ve dengesiz bir beslenme alışkanlığına dönüşüyor." dedi.
Bu alışkanlığı edinmemek ise yine besin tercihleri yapılması gerektiğinin altını çizen Erkek, sözlerine şu şekilde devam ett: "Eğer çalıştığınız kurumun yemekhanesi varsa büyük ihtimalle her gün çorba vardır, yemeğe çorba ile başlayarak kısa sürede doygunluk sağlayabilirsiniz. Ana yemeğinizde ise et/tavuk/balık, sebze veya kurubaklagil yemeği olacaktır. Etlerin yağlı kısımlarını ve sulu yemeklerin suyunu tüketmemeye çalışın. Pilav, makarna, börek, dolma, tatlı gibi yiyecekleri kontrollü tüketin. Tatlı için de kendinize haftada 1 kuralı koyarak tatlı hakkı tanıyabilirsiniz. Kızartma, kavurma işlemi görmüş yemekleri tercih etmeyin.”
Öğle yemeği için dışarı çıkanların fast-food restoranlarının son tercihi olması konusunda uyarıda bulunan Erkek, "Sağlıklı ev yemekleri yapan yerleri keşfedebilirsiniz. Böyle bir yer bulmakta zorlanıyorsanız gideceğiniz restoranda ızgara edilmiş et/tavuk/balık veya sebzeler ile yağı ve sosu eklenmemiş salatanız iyi bir tercih olacaktır. Vakit sınırlamanız var ve işe tekrar yetişmek zorundaysanız tam tahıllı ekmek ile yapılmış sandviçler veya kepekli ekmeğe yapılmış tost ile ayran, ton balıklı salata kurtarıcı olabilir. Ara sıra tercih edebileceğiniz 1 orta boy lahmacun-salata-ayran üçlüsü fast-food beslenmenin en sağlıklı alternatifi olacaktır” açıklamalarında bulundu.