Çelik, İnegöl Sosyal Güvenlik Merkezi'nin açılış töreninde yaptığı konuşmada, demokrasilerde iktidar ve muhalefetin çok önemli olduğunu bildirdi.
Türkiye'nin ana sorununun ana muhalefet sorunu olduğunu söyleyen Çelik, iktidara alternatif siyasi bir yaklaşım ve yapı bulunmamasının son derece önemli olduğunu belirtti. Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz diyormuşuz ki 'Ey işverenler, üretim zorlaması yapmayın.' İşte İnegöl'den de söylüyorum. Yani bu muhalefetse biz iktidar olarak hem sorunları çözüyoruz hem eksiklerimiz varsa onu da muhalefet anlayışıyla dile getiriyoruz. Hem muhalefet alanını dolduruyoruz hem de iktidar alanını dolduruyoruz. Bunu açıkça burada ifade ediyorum. Bizim de eksiğimiz olabilir ama onu gidermek de bize düşüyor ama böyle bir muhalefet anlayışı olmadığı için iktidara da muhalefet görevini yapmaya da devam edeceğiz, varsa bir eksiklik, onu da gündeme getireceğiz."
- "İşçinin üzerinden para kazanma mücadelesi..."
Çelik, üretim zorlamasının kabul edilebilir bir durum olmadığını defalarca ifade ettiğini anlattı. Söz konusu durumun oluşturduğu risklere değinen Çelik, şunları kaydetti:
"Yani bir maden ocağında yılda 1,5 milyon ton kömür üretilecekse, siz 3 milyon ton kömür üretiyorsanız, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olarak ifade ediyorum; bunu yapmaya hakkınız yok arkadaş. Bunu açıkça ifade ediyorum. Maliyet zorlaması var. Maliyet zorlamasının neticesinde taşeronluk sistemi, ucuz işçilikle maliyetleri kurtarma şeklinde bir yaklaşım var. İşçinin üzerinden para kazanma mücadelesi... Bir işveren, karını işçinin ücretini düşürerek elde etmeye çalışıyorsa 'yazık' diyorum. O alın terini akıtan işçinin emeğini kısarak işini düzeltmeye çalışıyorsa bu son derece yanlış bir uygulamadır. Bu kabul edilemez. Bunu dün de söyledim, 3 yıldır da söylüyorum, burada da ifade ediyorum. İmal zorlamaları var, imal zorlamalarının getirmiş olduğu sıkıntılar var. Bu eksiklikleri, yanlışlıkları söylemenin neresi yanlış?"
Bakanlığına ilişkin eksiklikler varsa bunları giderme mücadelesi içinde olduklarına işaret eden Çelik, bir kişinin bile hayatını, bir uzvunu kaybetmemesinin önemini vurguladı.
- "76 milyonun yüreğine ateş düşürüyorsunuz"
İşverenlere seslenen Çelik, şöyle konuştu: "İşverenlere çok net bir şekilde diyorum ki; kefenin cebi yok. Ya insanı önceleyecek ya da piyasadan çekileceksiniz. Gelişmiş ülkelerde önce insanı korumak, insanın sağlıklı ortamda çalışmasını sağlamak esastır. Onu esas almayıp önce maddi değerleri öne atarsanız, bunun faturalarının nasıl ağır olduğunu hep beraber görüyoruz. Yalnız 10 ailenin değil, yalnız 301 ailenin değil, 76 milyonun yüreğine ateş düşürüyorsunuz. Buna hakkınız yok. Onun için kefenin cebi olmadığına göre işverenler, iş yerlerindeki güvenli çalışma ortamını sürekli denetlemek durumundadır. Uluslararası kanunlar da böyle, iç mevzuatımız da böyledir. Kendinize ait olan iş yerinde güvenliği sağlayamıyorsanız, teftişin anlık olarak gelip yapacağı eksikleri tespit, onları giderme çalışmasının bir ay sonrası için ne faydası vardır? Bu kültürün, farkındalığın sizde olması gerekiyor ki iş yerlerinde kaza riski azalsın."
- İşçilerin sorumlulukları
Çelik, işçilerin de sorumlulukları olduğuna dikkati çekti. Onların, iş yerlerinde bir tehlike görmesi halinde orada çalışmama haklarının olduğunu bilmeleri gerektiğini dile getiren Çelik, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Çalıştıkları yerlerde sıkıntılar varsa 'Alo 170'e isim vermeden, iş yerinin adresini vererek şikayet etme hakları var; oradaki olumsuzlukları giderme konusunda. Diğer taraftan da işveren diyor ki 'Bu bareti takacaksın, bu ekipmanları kullanacaksın.' 'İşçi de diyor ki tamam taktım. Teftiş olurken de taktım. Teftiş geçince bareti de açtım, diğer ekipmanları da bıraktım. Bildiğim gibi çalışmaya devam ediyorum.' İşçinin üzerinde güvenlik açısından olması gereken sorumluluklar neyse işçi kardeşimiz de ona uymak durumundadır. Ona uymadığı an o da çeşitli müeyyidelerle karşı karşıya kalacaktır. Yani 'işverene teşvik' eyvallah, 'işverene ceza' tamam, 'işçinin hakkını korumak' tamam ama işçi de üzerine düşen güvenlik sorumluluğunu yerine getirmezse ona da müeyyideleri uygulamakla ilgili ilave düzenlemeleri inşallah önümüzdeki dönem yüce Meclis'in huzuruna getireceğimi belirtmek istiyorum."
- Torba Yasa
Bakan Çelik, "Torba Yasa"nın Meclis'ten geçtiğini hatırlatarak, bunda madenlerde tehlikeli işlerde çalışanlara yönelik önemli düzenlemeler olduğunu aktardı. Çelik, şu bilgileri verdi: "Taşeron işçileriyle ilgili son derece önemli düzenlemeler var. Ekim ayı içerisinde de taşeron düzenlemesiyle ilgili yeni bazı düzenlemelerin geleceğini burada ifade etmek istiyorum. Kadınlarımızla ilgili, doğum borçlanmasıyla ilgili düzenlemeler var. Tüp bebekle ilgili düzenlemeler var. En önemlisi; sağlıktan yararlanması için gelir testine girmesi gerekiyor her vatandaşın. Gelir testine göre asgari ücretin üçte birinden az geliri var ise onun primini devlet karşılıyor. Bu vatandaşlarımız herhangi bir ödeme yapmayacak. Devlet, onların sağlık güvencesini almış bulunuyor. Onun üzerinde gelirleri varsa o da kademeli bir şekilde prim ödemeyi getiriyor. 5 milyon 400 bin kişi gelir testine girmemiş. Bu vatandaşların prim borçları var. Şimdi bu vatandaşların gelir testine girmek ve faizlerini tümden silmek adına son derece önemli bir düzenleme yaptık. Buradan çağrıda bulunuyorum; yarın, Allah vermesin, düştüğünüzde çeşitli sorunlarla karşılamamak için gelir testini yaptırmayanlar, gitsin gelir testini yaptırsın."
Daha sonra Çelik, kurdeleyi keserek merkezi hizmete açtı. (AA)