Cam, 82 yaşındaki ellerde hayat buluyor

Cam ustası Nezahat Parlak, 69 yaşında öğrendiği cam sanatıyla daha uzun yıllar uğraşmayı ve bu sanatı yaşatmayı istiyor - Cam ustası Nezahat Parlak: - "Cam sanatını 90 yaşına kadar yapmayı istiyorum. Cam beni herhalde gençleştiriyor. Cam ürünlerimi çocuklarım ve yavrularım gibi görüyorum, onlar benim güllerim" - "Ürünlerimi, Kadın El Ürünleri Pazaryerleri Projesi'nin Üsküdar Fıstıkağacı'ndaki pazar yerine giderek satıyorum. Yurt dışından ve yurt içinden çok fazla sayıda sipariş alıyorum ve gönderiyorum"

İSTANBUL (AA) - LALE BİLDİRİCİ - Unutulmaya yüz tutmuş mesleklerden cam sanatına gönül veren 82 yaşındaki cam ustası Nezahat Parlak, 90 yaşına kadar cama şekil vermeyi istiyor.

6 çocuk annesi ve 11 torun sahibi Parlak, 13 yıldır cama elleriyle hayat vererek, ustalarından öğrendiği cam sanatını yaşatmaya çalışıyor.

Cam ile tanışma öyküsünü AA muhabirine anlatan Parlak, ekonomik kriz öncesi konfeksiyon dükkanı olduğunu, 1994 krizinde eşiyle beraber çalıştığı 30 yıllık iş yerini kapatmak zorunda kaldığını söyledi.

Reklam
Reklam

Yaşadıklarının kendisini yıldırmadığını ve o dönem el sanatlarına merak sardığını belirten Parlak, halk eğitim merkezlerine giderek takı yapma eğitimi aldığını, daha sonrasında cam sanatıyla ilgilendiğini kaydetti.

Cam sanatı konusunda 1 ay eğitim aldığını dile getiren Parlak, şunları söyledi:

"Ben 82 yaşındayım. Önce halk eğitim merkezlerinde takı kurslarına gittim. Kursiyerler arasında en yaşlı bendim ve orada çok şey öğrendim. Daha sonra cam sanatı ilgimi çekmeye başladı. Ama çok masraflı bir sanat olduğunu gördüm. Fırın, kalıp, cam gibi birçok malzeme gerekiyor. Emekli maaşımla da geçiniyorum. Ama kafaya koydum ve cam el sanatını öğrenmeye karar verdim. İlk önce cam sanatı için gerekli fırını çok araştırdım ve yaptırdım. Camları fırında eritiyorum. Daha sonra kalıp araştırmaya başladım. Araştırmalar esnasında benim cama ilgimi gören bir kız, bana kartını verdi ve gereken ne ise yardımcı olacağını söyledi. 2 gün sonra cam sanatıyla ilgili Mimar Sinan Üniversitesi'nde seramik hocası bir profesör beni çağırdı. Eksiklerimi sordu, kalıp ve ayırıcı toz bulamadığımı ifade ettim. Bana fırınlarını gösterdi. Bana bir kalıp gösterdi, bununla rahatlıkla yapabileceğimi belirtti. Kalıpçının ismini verdi ve o kişiyi buldum. Kalıpçıyı ertesi gün gittim ve kalıbımı da aldım."

Reklam
Reklam

Cam sanatıyla ilgili seramik bölümünden emekli olmuş bir hocadan da eğitim alarak 1 ayda cam objelerini yapmaya başladığını belirten Parlak, cam kesimlerini ve şekil vermeyi öğrendiğini anlattı.

Önce cam tabakları yapmaya başladığını dile getiren Parlak, "Cam sanatıyla 13 yıldır ilgileniyorum. İlk başlarda bir ürünü yapmak için defalarca deniyordum ama sonra yapmayı öğrendim. Kesmesi, biçmesi, pişirmesi hepsi el emeğim. Şimdiye kadar evimde kurduğum atölyemde sayısız, kaselerden, pasta tabaklarına, vazolardan çeşitli objelere kadar cam ürünleri yaptım. Ürünlerimi şimdi Kadın El Ürünleri Pazaryerleri Projesi'nin (KÜP) Üsküdar Fıstıkağacı'ndaki pazar yerine giderek satıyorum. Bunun dışında yurt dışından ve yurt içinden çok fazla sayıda sipariş alıyorum ve gönderiyorum. " diye konuştu.

Sabah ezanıyla birlikte işine koyulan Nezahat Parlak, akşama kadar cama şekil vermek için çalıştığını anlattı.

Parlak, çok sipariş aldığı zaman gece yarısına kadar çalıştığını ifade ederek, "Önce desenlerimi seçerim, balkonda kalıplarımı hazırlarım. Sonra camları şekil verip fırınlara camları koyarım. Bekledikten sonra, 1.5-2 saate cam pişiyor. Ürünlerim fırından çıkınca adeta onlarla konuşurum. Cam ürünlerinde çiçek ve gül desenli, altın yaldızlı figürler kullanmayı seviyorum. Pasta takımları çok sipariş alıyorum." dedi.

Reklam
Reklam

- "Camdan elde ettiğim gelirleri LÖSEV'e bağışladım"

El emeği cam ürünlerinin, siyasetçilerden iş insanlarına kadar birçok kişiye ulaştığını belirten Parlak, ürünlerinin yurt dışından da çok talep gördüğünü anlattı.

Bu işten bazı dönemlerde iyi gelir elde ettiğini söyleyen Parlak, "O yıllarda hacca yazılmıştım. 2 sene çıkmadı. O sırada Ankara'da da LÖSEV Hastanesi yapılıyordu. Hac çıkmayınca hemen Ankara'ya telefon ettim, 5 bin avroyu LÖSEV'e bağışladım. Cam ürünlerimi satarak kazandığım paradan bağışımı yaptım. Bundan dolayı Ankara'dan evime plaket getirdiler. Duvarlara benim ismimi yazdırdıklarını ifade ettiler. Çok mutlu oldum." dedi.

Parlak, yaşının hiçbir zaman kendisini engellemediğini ve mücadeleyle çalışmalarına devam ettiğini söyledi.

Cam sanatıyla ilgilenenlerin öncelikle çok dikkatli olması gerektiğinin altını çizen Parlak, "Cam sanatını 90 yaşına kadar yapmayı istiyorum. Cam beni herhalde gençleştiriyor. Takı yaptığım vakit zaman zaman kollarım ağrıyor ama cam kesmeye başladığım zaman ağrılarım gidiyor. Cam ürünlerimi çocuklarım ve yavrularım gibi görüyorum, onlar benim güllerim. Camla daha büyük objeleri hayata geçirmek isterim." dedi.

Reklam
Reklam