Cam kemik hastası kardeşlerin öğrenme azmi

Mersin'de biri 47, diğeri 45 yaşındaki cam kemik hastası iki kadın, yıllardır birbirlerine destek olarak verdikleri yaşam mücadelesinde, okuma-yazma öğrenmenin mutluluğunu yaşıyorlar.

Toros Dağları'nın eteğinde merkeze 60 kilometre uzaktaki Arslanköy beldesinde yaşayan Fatma Alp'a (47), 7 yaşında cam kemik hastalığı tanısı konuldu. Yıllar süren tedaviye rağmen yürüyemeyen Fatma Alp, iyileşmekten umudunu kesince her şeyi bir kenara bırakarak hayata sıkı sıkı tutunmaya başladı.

Kardeşi Aynur Alp da (45) doğuştan cam kemik hastası olduğu için ailesi tarafından yıllarca ablası gibi hastanelere götürüldü ve tedavilerin etkisiyle 21 yaşında yürümeye başladı. Yürümesini ''Allah'ın ablasına bakması için verdiği bir lütuf olarak'' niteleyen Aynur Alp, yaşamını ablasına adadı.

Reklam
Reklam

Hastalığı nedeniyle yıllardır evinden dışarıya çıkamayan ve hep aynı manzarayı izlemek zorunda kalan Fatma ile kardeşi Aynur Alp'ın hayatı, Anadolu Ajansı'nın 2008'in Kasım ayında seslerini duyurmasının ardından değişti. Fatma Alp'ın dışarı çıkıp gezebilmek için talep ettiği akülü tekerlekli sandalye, Mersin Valiliği'nin desteğiyle sağlandı.

Tekerlekli sandalyeye kavuşmasıyla ilk önce çok istediği çay bahçesine gitme olanağı bulan Fatma Alp, bir yıl boyunca kardeşinin yardımıyla köyünü gezerek yakından tanıma şansı yakaladı. Bu süreçte Arslanköy İlköğretim Okulu'nda 14 yaş ve üzeri okuma-yazma bilmeyenler için açılan kursa katılan iki kardeş, zor bir sürecin ardından okuma-yazma öğrenerek sertifika almanın sevincini yaşadılar. Özellikle yürüyemeyen Fatma Alp'in tekerlekli sandalye ilgi geldiği okulda merdivenleri sürünerek çıkmaya çalışması, gösterdiği azmin bir göstergesi olarak dikkat çekti.

-MERDİVENLERİ SÜRÜNEREK ÇIKTI-

Fatma Alp, AA muhabirine yaptığı açıklamada, doğduğundan beri aynı evde yaşadığını belirterek, tek başına sokağa çıkamadığı için havanın güzel olduğu günlerde balkona çıkarak çevreyi izlediğini anlattı.

Reklam
Reklam

Hep aynı manzarayı izlemek zorunda kaldığını ifade eden Alp, şöyle konuştu:

''Daha önce kimseye muhtaç olmadan hareket edebilmek için akülü sandalye almayı planlıyordum. Ancak maddi sıkıntıları nedeniyle bu hayalimi hep ertelemek zorunda kalmıştım. Yaklaşık 2 yıl önce akülü tekerlekli sandalyeye kavuşmamla hayatım değişti. Mersin Valiliğince sağlanan akülü tekerlekli sandalye ile hayata daha sıkı tutunmaya başladım. Bana ve kardeşime özürlü aylığı bağlayan devlete teşekkür ediyoruz. Kardeşinin ayrıca kendisine baktığı için bakım parası alıyor. Son olarak da verilen sandalye bizleri daha da mutlu etti.''

Akülü tekerlekli sandalyeye kavuşmasının ardından yıllar sonra sokağa çıkma şansı yakaladığını belirten Alp, ilk önce de hep arzuladığı şey olan ''çay bahçesine giderek çay içmenin mutluluğunu yaşadığını'' anlattı.

-''HAYATIM BİR DAHA DEĞİŞTİ''-

Köyünü bilmediği için yaklaşık bir yıl boyunca kız kardeşi sayesinde her yeri gezdiğini ifade eden Alp, okumayı çok istemesine rağmen hastalığı nedeniyle hiç okula gidemediğini kaydetti.

Reklam
Reklam

Kendi çabalarıyla biraz okuyabildiğini ancak yazamadığını vurgulayan Alp, şöyle devam etti:

''Bu isteğim de köy okulunda açılan okuma yazma kursu ile gerçekleşti. Yaklaşık iki ay süren kursa, 'bu yaştan sonra okuyup yazıp ne yapacaksın' diyenlere rağmen gittim. Hatta bir gün 4 kemiğimin kırılması nedeniyle iki hafta boyunca yataktan çıkamadım. Ama yılmadım. Öğretmenim Ayşe Karakaya'nın da özverili desteğiyle bir hayalimi daha gerçekleştirdim. Yaklaşık 2 yıl önce tekerlekli sandalyeye kavuşunca benim için yeni bir hayat başlamıştı. Okuma yazma öğrendikten sonra hayatım bir daha değişti. Bu hayalimin gerçekleşmesinde kız kardeşimin de önemli rolü oldu.''

Öğrendikten sonra okuma-yazmanın önemini daha iyi anladığını vurgulayan Alp, 'Böyle güzel bir duygu olduğunu bilseydim, çocukken sürüne sürüne gider, yine okuma yazma öğrenirdim. Köyde olduğum için olmadı belki. Şimdi şehirde olsam ilköğretimi ve liseyi de dışardan bitiririm'' diye konuştu.

Yeni hedefinin ise bilgisayar öğrenmek olduğunu ifade eden Alp, ayrıca günlük tutmaya başladığını, 7 yaşından itibaren yaşadıklarını da kaleme aldığını anlattı.

Reklam
Reklam

Kardeşi Aynur Alp da uzun süren tedavinin ardından 21 yaşından itibaren yürümeye başladığını ve bu süreçten itibaren de hep ablasının destekçisi olduğunu söyledi.

O günden beri ablasını hiç yalnız bırakmadığını belirten Aynur Alp, ''Ablam yürüyemediği için onu evde tek başına bırakamıyordum. Ancak akülü tekerlekli sandalyeye kavuştuktan sonra kendi başına sokağa çıkıp gezmeye başladı'' dedi.

Daha sonra okuma-yazma kursuna gitmeye karar verdiklerini belirten Alp, şunları kaydetti:

''Daha önce bir öğretmenin sayesinde bazı şeyleri okuyabiliyor, parayı tanıyabiliyordum. Ancak kursu tamamlayarak kendimi ifade edebilecek kadar okuma yazma öğrendim. Amacım bunu daha da geliştirmek. Bizim bugüne gelmemizde katkısı olanlara teşekkür ediyorum.''

-BELGE TÖRENİNDE DUYGULU ANLAR-

Kursun tamamlanmasının ardından Arslanköy İlköğretim Okulu'nda düzenlenen törende duygulu anlar yaşandı.

Fatma Alp, kendi yazdığı ve emeği geçenlere teşekkür ettiği konuşma metnini okuyarak, vatandaş ve öğrencilerin alkışlarıyla karşılaştı.

Reklam
Reklam

Okur-yazar belgesini almasıyla mutluluğu gözlerinden okunan Alp, yaşadıklarını kısaca özetlediği yazısında şunları kaydetti:

''Ben Fatma Alp. Kırk sene balkondan inememiştim. Akülü aracıma kavuştum. İlkbahar geldi arabama bindim sokağa çıktım. Köyüm bana yabancı geldi. Yolları bilemedim. Ondan sonra kız kardeşimle birlikte gezdim. Bana ağaçları çiçekleri gösterdi. Şimdiye kadar görmediğim ayva çiçeğinin güzel olduğunu gördüm. Bir sene boyunca kız kardeşimle gezdim, yükseklere çıktım; (bu köy bizim mi?) dedim. Pınarlardan su içtim, çimenlere oturdum. Akşamları çay bahçesine gittim. Düğünlere ve milli bayramlara gittim. Kar yağınca gezemedim.

Okula başladım, merdivenleri sürünerek çıktım, sıraya oturdum. Keşke çocukluğumda gelsem dedim. Bilgisayar kursuna gideceğim. Okumak ve yazmak güzelmiş. Sorunlarımı yazar oldum, gazetemi okur oldum. Bana bu yaşta ne işin var dediler. Öğretmenim kursumuz bittiği halde iki aydır bana ders gösteriyor. Müdürümüz ve eşi Ayşe öğretmen güzden beri bizimle uğraşıyor.

Reklam
Reklam

Eski Valimiz Hüseyin Aksoy'a bana bu mutluluğu yaşattığı için teşekkür ederim. Gazeteciler ve Ümmiye abla da bana araba verilmesine önder oldular, her birine teşekkür ederim.''

-CAM KEMİK HASTALIĞI-

Cam kemik hastalığı, kemiklerde kolay ve sık kırılmalara, diş ve işitme bozukluklarına neden olan görülebildiği bir hastalık olarak biliniyor. Hastalığa yakalananların kemikleri gibi dişleri de kolayca kırılabiliyor. Bu nedenle hasta, genellikle birinin yardımı olmadan hareket edemiyor.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz