Cameron Başbakan

İşçi Partisi ile kilit parti konumundaki Liberal Demokrat Parti arasındaki koalisyon pazarlığından sonuç çıkmadı. Brown, dün akşam Kraliçe’ye istifasını sundu.

Kraliçe, başbakanlık ve hükümet kurma görevini Muhafazakar lider David Cameron’a verdi. Muhafazakarlar’la Liberal Demokratlar’ın koalisyon konusunda anlaştıkları haber veriliyor.

İngiltere’de seçim sonrası başlayan hükümet pazarlıklarında, Başbakan Gordon Brown’un İşçi Partisi ile kilit parti konumundaki Liberal Demokratlar (LDP)arasındaki koalisyon görüşmelerinde ilerleme sağlanabilmesi için oynadığı “Kendini feda etme” kumarı tutmadı. Dün iki parti arasında sürdürülen görüşmeler başarısızlıkla sonuçlandı. Muhafazakar Parti ile LDP hükümet kurma konusunda anlaşınca, Brown dün görevinden istifa etti. Brown’ın istifasını Kraliçe Elizabeth kabul etti.

Reklam
Reklam

Brown ağlattı

Downing Street’te Başbakanlık konutunun önünde eşi Sarah ile birlikte basının karşısına çıkan Brown, “Bu ülke için hizmet etmek ve ülkenin geleceği için çalışmak benim için bir ayrıcalık ve onurdu. Yeni başbakana görevinde başarılar diliyorum. Hep İşçi Partiliydim ve hep öyle kalacağım” dedi. Brown’un duygusal konuşmasını, eşi, yetkililer ve yandaşları gözyaşlarıyla dinledi. Brown’un istifa ederek, Muhafazakar Parti lideri David Cameron’un önünü açmayı hedeflediği ifade ediliyor.

Tony Blair hükümetinde 10 yıl Maliye Bakanlığını yürüten ve 2007 yılında Blair’den hem Başbakanlık hem de İşçi Partisi liderliği görevlerini devralan Brown, son üç yıldır bu görevleri yürütüyordu. İstifayla birlikte, 13 yıldır süren İşçi Partisi iktidarı da sona ermiş oldu. Brown, parti liderliğini de bıraktı.

Kraliçe, Brown’un ardından, huzuruna gelen Muhafazakar Parti lideri David Cameron’a başbakanlık ve hükümeti kurma görevini verdi. Eşi Samantha ile birlikte Downing Street’teki Başbakanlık konutuna gelen Cameron, Liberal Demokratlar’la koalisyon hükümeti oluşturmayı amaçladıklarını belirtti ve “Bunun ülkenin ihtiyacı olan güçlü ve istikrarlı bir hükümeti sağlama yolu olduğuna inanıyorum” dedi. Cameron, son 200 yıldır İngiltere’nin en genç başbakanı olurken, kurulacak koalisyon ile de Clegg liderliğindeki LDP, 90 yıldır ilk kez hükümete girecek.

Reklam
Reklam

LDP’nin fendi

Seçimlerde 57 sandalye kazanan ve üçüncü parti olmasına karşın, hiçbir partinin çoğunluğu sağlayamadığı bir ortamda kilit parti haline gelen Nick Clegg liderliğindeki LDP, yıllardır iktidarı kimselere bırakmayan iki büyük partiyle istediği gibi oynadı.

İşçi Partisi ile LDP arasındaki pazarlığın sonuçsuz kalmasında Muhafazakarların seçim sistemi değişikliğine yeşil ışık yakmaları önemli rol oynadı. Brown’un istifa çıkışıyla birlikte, İşçi Partisi’yle LDP arasında bir koalisyon kurulması ihtimali güç kazanınca, seçimde en fazla oyu alan Muhafazakar Parti, seçim sisteminde değişiklik için referanduma gitme sözü verdi. LDP, büyük partilerin lehine olduğunu söyledikleri seçim sisteminin değişmesini şart koşuyor.

LDP ayrıca, 258 sandalyeli İşçi Partisi’yle kuracakları hükümetin kaybedenlerin koalisyonu olarak görülmesinden de endişe etti. Seçimlerde Muhafazakarlar, parlamentoya 306 üye sokmayı başarmıştı.

Fahişe Clegg

Koalisyon görüşmeleri sürerken, LDP lideri Clegg işi “at pazarlığına” çevirmekle suçlanıyor. Liberaller’e daha yakın olan İşçi Partisi’nin eski içişleri bakanı David Blunkett, Clegg’in, “tarihteki herhangi bir fahişe gibi” davrandığını söyledi.

Reklam
Reklam

‘Elveda İskoçyalı ahmak’
Gordon Brown’ın kumarı İngiltere’de hem piyasaları sarstı, hem de ağırlıklı olarak Muhafazakarları destekleyen basının tepkisini çekti. Daily Mail, “Demokrasi için rezil bir gün” manşetini attı. The Sun, “Brown sonunda iktidara sırtını dönüyor ama arkasında kaos bırakarak. Elveda İskoçyalı ahmak” dedi. Telegraph bunu bir “İşçi Partisi darbesi” olarak niteledi.