Camiler Ve Din Görevlileri Haftası

"Camiler ve Din Görevlileri Haftası" nedeniyle açıklama yapan Malatya İl Müftüsü Hacı Yusuf Gül, "Diyanet...

"Camiler ve Din Görevlileri Haftası" nedeniyle açıklama yapan Malatya İl Müftüsü Hacı Yusuf Gül, "Diyanet İşleri Başkanlığı, camilere ilgiyi canlı tutmak amacıyla 01-07 Ekim tarihlerini 1986 yılında Camiler Haftası olarak kabul ve ilan etmiştir. Daha sonra din görevlilerini de hesaba katarak haftanın adını Camiler ve Din Görevlileri Haftası olarak değiştirmiştir" dedi.

"Camiler dini ve milli kültürümüzden ayrı düşünemeyeceğimiz değerlerimizin başında gelir. Halkımız, mabetlerimizin ne kadar büyük birer dini ve milli miras olduğunun bilinci içindedir. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde inşa edilen camiler, yurt içinde ve yurt dışında halen bütün ihtişamıyla dimdik ayakta durmaktadır" diyen Müftü Gül açıklamasına şöyle devam etti:

Reklam
Reklam

"Osmanlılar döneminde padişahlar tarafından yaptırılan büyük camilere; selatin camileri, vaizler ve diğer devlet ricali tarafından yaptırılan orta büyüklükteki camilere; banisinin adına izafeten sadece cami, küçük olanlarına da mescit denilmiştir. Camilerimiz, çok çeşitli fonksiyonları ifa etmesi bakımından önemli müesseselerimizin başında gelir. Camilerimiz, sadece namaz kılınan mekanlar değil, bunun yanında birer halk mektepleri olarak da görev yapmaktadır. Camilerde, müminlere her türlü kötülüklerden uzak durmalarının yanında, her türlü iyilik ve güzellikler, insan sevgisi, vatan, bayrak, ezan, Kur'an sevgisi, ana-babaya, öğretmene itaat anlatılır. Camilerimizde cemaatle namaz kılarız. Camide cemaatle kıldığımız namazlarda 25-27 derece daha fazla sevap kazanırız. Camilerimizde, İslam dininin inanç, ibadet, ahlak ve muamelat esaslarını en güvenilir hocalarımızdan öğreniriz. Kur'an-ı Kerim'i okumasını öğreniriz. Camilerimiz, aynı zamanda yaygın eğitim veren müesseselerimizdir. Vaaz ve irşad yoluyla temel dini bilgilerin yanında; milli kültürümüzü, örf ve adetlerimizi, insanlara karşı görevlerimizi, helal ve haramı da öğreniriz."

Reklam
Reklam

Devlet-millet kaynaşmasıyla insan haklarını, kul haklarını bu mekanlarda öğreniriz. Meşru ticaret, sanat, dürüst ekonomi, hilesiz kazanç yolları da camilerde öğrenilir" diyerek açıklamalarını sürdüren Gül, "Cami; 'toplayan, bir araya getiren' manasına gelir. Camiler, zengin-fakir, köylü-şehirli, amir-memur, işçi, çiftçi, resmi-sivil, genç-yaşlı, siyah-beyaz, yerli-yabancı ayrımı yapılmaksızın herkesi bünyesinde toplayan kutsal mekanlardır. Bir ülkenin, Müslüman ülkesi olduğunun birer mührü ve tapu senetleridir. Camiler; aynı safta omuz omuza, diz dize, yan yana, gönül gönüle namaz kıldığımız mabetlerimizdir. Üzüntülerimizi giderdiğimiz, morallerimizi düzelttiğimiz, birlik ve beraberliğimizi, kardeşlik duygularımızı, hoşgörü ve müsamaha anlayışımızı güçlendirdiğimiz huzur evlerimizdir. Camilerimiz, birbirimize merhamet etmeyi, acıları paylaşmayı, kimsesiz, yoksul, dul ve yetimlere yardım etme duygularını kazandığımız mabetlerdir. Kamil manada insan olmanın yollarının öğrenildiği, öğretildiği medreselerdir. Camilerimiz, tarih boyunca büyük fonksiyonlar ifa etmiştir. Asr-ı Saadet'te Mescid-i Nebevi; hem toplantı, hem toplu ibadet etme, hem de eğitim-öğretim yeridir. Tarih boyunca, her dönem ve devirde büyük hizmetler veren camilerin, günümüzde fonksiyonu daha da artmıştır. İnsanları aynı safta birleştiren, belirli ideal ve gayeler etrafında bütünleştiren, acılarımızı, sevinçlerimizi paylaştığımız, sevginin, saygının, hak ve adalet duygularının kazanıldığı yerlerdir" ifadelerini kullandı.

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: