Gayrettepe Asayiş Şube Müdürlüğü'ne bağlı ekipler olayla ilgili dün akşam 2 şüpheliyi daha gözaltına aldı.
Saldırıya ilişkin gözaltına alınanların sayısı 5'e yükselmiş oldu.
Şüphelilerin emniyetteki ifade alma işlemi devam ederken, gözaltına alınan şüphelilerin bir kısmının yarın Çağlayan'da bulunan İstanbul Adalet Sarayı'na sevk edileceği öğrenildi. Can Dündar'a 6 Mayıs Cuma günü Murat Şahin adliye önünde silahlı saldırı gerçekleştirmiş, saldırıda Muhabir Yağız Şenkal yaralanmıştı.
Can Dündar: Yarın olsun!
Cumhuriyet’in duvarları, kurulduğundan beri ne çok “Geçmiş olsun” temennisi duydu kimbilir…
Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar'ın 8 Mayıs 2016 tarihli Yarın olsun başlıklı yazısı:
Yazarlarımıza kıyıldığında, binamız bombalandığında, gazetemiz kapatıldığında, kumpaslar kurulduğunda, başyazarımız sabaha karşı gözaltına alındığında, tutuklandığımızda, hedef gösterildiğimizde, tehdit edildiğimizde, hapsedildiğimizde, sansürlendiğimizde, mahkemelere gidip geldiğimizde hep “Geçmiş olsun” dileklerini kabul ettik.
Ancak 92 yaşındaki bu genç, hiçbir baskı karşısında yılmadı.
Her saldırıdan daha güçlü çıktı, her badirede daha da direnç kazandı.
Bugün kesif bir sessizlik ortamında en cesur ses olmanın, baskılar karşısında bağımsız gazeteciliğin bayrağını dalgalandırmanın gururunu yaşıyoruz.
Gazeteciliğe sevdalı bu kadro, omuz omuza mesleğini savunduğu bugünlerde, “Geçmiş olsun” dileklerini, birlikte özgür bir geleceği inşa edeceğimiz inancıyla yanıtlıyor şimdi:
Yarın olsun!
Saldırı anı kameralara böyle yansımıştı;
Saldırganın ifadesi: 'Dündar'ı zaten sevmiyordum'
Can Dündar'ın saldırı sonrası ilk açıklaması şöyleydi;
"Mahkemede savunmalarımızı yaptık, sonra mahkeme karar için ara verdi. Birkaç saat süreceğini söyledi. Biz de dışarıda kafe var, orada bekleyelim diye geçtik. Eşimle birlikte yürüyorduk, bir de Çanakkale Milletvekili Muharrem Bey yanımızdaydı. Tam o sırada karşıma biri çıktı, çok yakın mesafeden, 'Sen vatan hainisin' diyerek üzerime ateş etti. Fakat denk gelmedi, o sırada ben kenara çekilirken, sonradan öğreniyorum ki eşim saldırganın üzerine atlıyor, Muharrem Bey de boynuna sarılıp engelliyorlar, o sırada zannediyorum bir el daha ateş etti."