Medical Park Antalya Hastanesi Organ Nakil Bölüm Başkanı Prof. Dr. Alper Demirbaş, canlı vericili organ bağışında ön yargıların yeniden ortaya çıkmaya başladığına dikkati çekti. Prof. Dr. Demirbaş, gazetecilere yaptığı açıklamada, Türkiye'de diyalize giren hasta sayısının 60 bini geçtiğini, geçen yıl organ nakli yapılamadığı için 3 bin civarında hastanın hayatını kaybettiğini bildirdi. Demirbaş, "Her gün 10 civarında insanımızı, yani her üç saatte bir insanımızı organ nakli yapamadığımız için kaybediyoruz. Bu, sorunun ne kadar ciddi olduğunu gösteriyor" dedi. Türkiye'de organ naklinin gündemini, yaşamsal önem arz eden böbrek, karaciğer ya da kalp nakli yerine, yüz veya kol nakillerinin oluşturduğuna değinen Demirbaş, şöyle konuştu: "Basında, halka verilen mesajlar, belki de biraz sansasyonel olduğu için bu konular üzerinde yoğunlaşıyor. Halbuki, yapılan bu nakiller, yaşamsal öneme haiz değildir. Başarılı nakillerdir. Geçtiğimiz gün yapılan bir yüz naklinin enjeksiyona uğraması, yüzün çıkarılması, elbette bunlar sansasyonel haberler. Ancak, Türkiye'de yüz nakli bekleyen 15 kişi var. Ama organ nakli bekleyen 60 bin kişi var. Yüz nakli bekleyen bu 15 kişi, eğer nakil olamazlarsa sosyal hayata karışamıyorlar. Kendileri büyük zorluk yaşıyorlar ama biz her gün 10 insanımızı organ nakli yapamadığımız için kaybediyoruz." - "Vericilerimizde hiçbir sorun olmadı" Prof. Dr. Demirbaş, beyin ölümü gerçekleşmiş kişilerden yapılacak organ nakilleri için herkesin seferber olduğunu, konunun bütün paydaşlarının, başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere, ciddi çalışmalarda bulunduğunu anlattı. Hastaları kurtarmanın en etkili ve kesin yolunun canlı vericiden böbrek nakli olduğunu vurgulayan Demirbaş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Canlı vericili organ bağışındaki ön yargıların ne yazık ki son 6-7 aydır yeniden hortladığını görüyorum. Bu ön yargılar, organ nakli olabilecek insanların ölümüne yol açan ön yargılardır. Nedir bunlar? Örneğin, 'Bir böbreğini bağışlarsan sakat kalırsın, ileride çocuk sahibi olamazsın, sen de ileride böbrek hastası olursun, artık normal işini gücünü yapamazsın, çalışamazsın'. 20 yıldır organ naklinin içindeyim. 4 binin üzerinde organ nakli yaptık. Sadece bu merkezimizde, 5,5 yılda 2 bin 900 böbrek nakli gerçekleştirdik. Vericilerimizde hiçbir sorun olmadı. Dünyada da bu ameliyatlar 1955 yılından beri yapılıyor. Canlı vericili nakillerin, vericiler için güvenli ameliyatlar olduğu, yüzlerce bilimsel araştırmada gösterilmiştir, kanıtlanmıştır. Ancak, tüm bunlara rağmen, insanları organını bağışlamaktan korkutarak, yakınlarının belki de ölümüne neden olmalarına neden olmak gibi davranışların giderek arttığını, Türkiye'nin en fazla organ nakli yapan cerrahı olarak, son 6 aydır gözlüyorum." - Annesi 3 yaşındaki çocuğuna böbreğini bağışlamadı Demirbaş, 3 yaşındaki çocuğuna, böbreğini bağışlamaktan, korkutulduğu için vazgeçen bir anneyi örnek gösterdi. Çocuğun diyalizdeki yaşam süresinin 3-4 yıl olduğuna değinen Demirbaş, bu tip vakalarla sık karşılaşmaya başladıklarını anlattı. Prof. Dr. Demirbaş, "O yüzden bence, sansasyonel uzuv nakilleri yerine, organ naklinin gündemi, Türkiye'de her gün 10 insanımızı organ nakli yapamadığımız için kaybettiğimiz olmalıdır" dedi. - Organ nakillerinin azalacağı endişesi Demirbaş, Sağlık Bakanlığının geçen yıl bekleme listelerinde ölen hasta sayısını bin 800 olarak açıkladığını, listeye giremeyen ama diyalize giren ya da kronik karaciğer, siroz hastalığı olan 60 bin kişi olduğunu açıkladı. Geçen yıl diyalize başlayan hastaların yüzde 20'sinin ilk yıl kaybedildiğini vurgulayan Demirbaş, şunları kaydetti: "Diyaliz hastaları ve bu hastaların aileleri, diyaliz tedavisini hastanın normal hayatını sürdürülebileceği bir yöntem olarak görmemelidir. Çünkü, böyle değildir. Bilimsel olarak böyle olmadığı kanıtlanmıştır. Böbrek nakli yapılan hastalar, diyalize giren hastalara göre 4 kat uzun yaşarlar. Burada bahsettiğimiz, insan hayatıdır. 3 yaşındaki bir çocuğu, annesi hayatını kurtarabilecekken, biz o çocuğu bilerek diyaliz makinesinde ölüme mahkum ediyoruz. Yılın ikinci yarısında organ nakillerinde daha da azalma olacağı endişesi içindeyim. Organ nakli sayılarındaki azalma, insanların ölümü demektir. Kurtarabileceğimiz insanların ölümü demektir. Bu, kabul edilebilir bir durum değildir." Demirbaş, özel hastanelerde yapılan organ nakillerinde, kamu hastanelerinde olduğu gibi hastaların herhangi bir ek ücret ödemek zorunda olmadıklarını da sözlerine ekledi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz