Sürü halinde gezen, boyu 3-7 santimetre arasında değişen çekirgeler söz konusu bölgede binlerce dönüm ekili arazide zarara neden oldu.
Tarım ve Orman İl müdürlüklerince ilaçlama çalışması yürütülürken uzmanlar, köylülere bilinçsiz ilaç kullanmamaları yönünde uyarıda bulundu.
'ÖNLERİNE GELEN HER ŞEYİ YİYORLAR'
Dicle Üniversitesi (DÜ) Fen Fakültesi Zooloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ali Satar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, pholidoptera satunini çekirge türünün sürü haline yaşadığını, etçil ve otçul olan bu türün tarım ürünlerine ciddi zarar verdiğini söyledi.
Bu türün Türkiye başta olmak üzere Gürcistan, Ermenistan ve İran'da görüldüğüne işaret eden Satar, "Bu göç etmeyen bir tür. Bize gelen örneklerde, Muş ve Kulp arasında yoğun bir popülasyon olduğu, aynı zamanda Bingöl'de de sayılarının arttığını biliyoruz. Yağışlar fazla olduğu zaman bunların yumurtaları daha hızlı açılabiliyor. Çok fazla yavru ortaya çıkıyor ve sürü oluşuyor. Önlerine gelen her şeyi yiyorlar bu, tarım ürünü de böcek de olabilir." diye konuştu.
'KENDİ BAŞLARINA İLAÇLAMA YAPMALARI ÇOK TEHLİKELİ'
Köylülerin bilinçsiz ilaç kullanacağını düşündüğünü belirten Satar, "Eğer bu ilaçları kullanırlarsa, arılara da zarar vereceklerdir. Çünkü orada arıcılık da yapılıyor. Bunun için köylülerin doğal mücadele yöntemleri konusunda bilinçlendirilmesi gerekiyor. Kendi başlarına ilaçlama yapmaları çok tehlikeli. Bunlar ilaçla ölünce, kanatlılar gelip bunları yiyecek, kanatlılar ölecek, birçok canlı zarar görecek. Suya karışırsa insanlara da zarar verip, kanser yapabilir." ifadelerini kullandı.
Satar, bunun çok ciddi zarara yol açacağına dikkati çekti.
Genelde 6 ayda ergen hale ulaşan bu türün yumurtalarını bıraktığını, yağmurlar başladığında tekrar sürü haline gelebildiğini dile getiren Satar, "Çiftçilerden bunlarla ilgili çok şikayet geldi. Tarım ürünlerine zarar verdiği belirtiliyor. Bunlar hem etçil hem de otçul hayvanlar. Aldığımız haberlere göre Bingöl'de istila başlamış." dedi.
'BİYOLOJİK MÜCADELENİN FAYDA VERECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ'
Bingöl'ün 35 köyünde de bu çekirge türünün ekili alanlara görüldüğü belirtildi.
Bingöl Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümünde Dr. Öğretim Üyesi Mustafa İlçin de çekirgelerin yaygın görüldüğü merkeze bağlı Göltepesi köyündeki ekili alanlarda inceleme yaptı.
İlçin, bölgede etkili olan çekirgelerin hem otçul hem de etçil bir tür olduğuna işaret ederek, bu tür ile kimyasal yerine biyolojik mücadele edilmesi gerektiğini düşündüğünü aktardı.
İlaçlı mücadelenin kalıcı bir etkisi bulunmadığını savunan İlçin, "Bu tür üzerinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Çekirgeler başta bahçeler olmak üzere tarım arazilerinde ciddi anlamda zarara yol açmakta. Başta iklimsel değişimler olmak üzere kimyasal maddelerin fazla kullanımının da sayılarını artırdığını görüyoruz. Süreç içinde sayıları gittikçe artıyor." şeklinde konuştu.
"Kimyasal mücadele herhangi bir fayda vermez. Biz daha çok biyolojik mücadelenin fayda vereceğini düşünüyoruz." diyen İlçin, biyolojik mücadelede de keklik, leylek, saka kuşu ve benzeri kümes hayvanları ile bu türe karşı etçil olan diğer çekirge türlerinin kullanımının da ciddi anlamda netice vereceğini inandığını kaydetti.
'NE KADAR BAĞ-BAHÇE VARSA ZARAR VERMİŞLER'
Göltepesi köyü muhtarı Bedri Korkmaz, köyde görülen çekirgelerin özellikle sebze fidelerine büyük zarar verdiğini, ilaçla mücadeleye rağmen, etkilerinin sürdüğünü söyledi.
Korkmaz, "Köyümüzde ne kadar bağ bahçe varsa zarar vermişler. Çekirgeler köyümüze baskın yapmışlar. Tarım ve Orman İl Müdürlüğünden geldiler. Allah devletimizden razı olsun. İlaçlama yapıldı ancak bunlar bitmedi. Köyün her tarafını sarmışlar. En kısa zamanda önlem alınmasını istiyoruz." ifadelerini kullandı.
Köyde yaşayan Abdulsamet Bakal da çekirgelerin ekinlerde zarara neden olduğunu anlatarak, "Çekirgeler bir şey bırakmamışlar. Yetkililerden yardım bekliyoruz." dedi.