Motordan üretilen güç, şanzımandan geçerek tekerleklere iletilir. Bu aktarımla birlikte araçtaki tekerlekler hareket eder ve otomobilin bir yerden bir yere seyahat etmesi sağlanır. Çekiş sisteminin çalışabilmesi için se bir diferansiyele ihtiyacımız vardır. Çünkü motorda üretilen güç farklı oranlarla lastiklere iletilmelidir. Burada diferansiyel devreye girer.
Çekiş sistemleri birbirinden farklı tiplerde olabilir. Şimdi bunları tek tek sizler için inceleyelim.
Trafikte önemli ölçüde araç önden çeker olarak yer almaktadır. Çoğu kişi yüksek yapısı gereği SUV’da tercih etse, o araçlarından büyük oranı öden çekiş olarak gelir. Önden çekişli araçların en büyük avantajı ise maliyettir. Daha düşük maliyetli olmaları sebebiyle, fiyat konusunda avantajlıdırlar. Diğer bir avantajı ise yakıt tüketimi konusunda dört tekerlekten çekiş sistemine sahip araçlardan daha da az yakarlar. Karlı ve buzlu yollarda arabanın motorunun ağırlığı önde olduğu için çekiş konusunda da avantalı olurlar. Ancak motor ağırlığı dezavantaj oluşturur mu? Buna cevabımız evet. Genelde yüksek hızla viraj alırken aracın ağırlığı önde olacağı için merkez kaç kuvveti aracın ön tarafını dışarı itecektir. Buda otomobilin önden kaymasına sebep olacak. Büyük boyutlu olan önden kaymalar, büyük kazaların habercisidir.
Genel olarak arkadan itiş olarak bilinen bu çekiş sistemi kelimenin orijinali İngilizce “Drive” ve “Traction” kelimelerinden türemektedir. Arka ve ön aks fark etmeksizin bu olay çekiş olarak adlandırılır. Burada güç arkadan gelip sizi ileri doğru ittiği için arkadan itiş olarak halk ağzından yayılmıştır. Arkadan itişli otomobiller genel olarak daha güçlü olan otomobillerdir. Ayrıca ortadan motorlu olan güçlü otomobillerde de tahrik arka lastikler üzerinden oluyor. Genel olarak Pick-Up modelleri de aradan itiş olarak tasarlanmışlardır. Bunun en büyük sebebi ise aracın arkasına konan yükler aracın ön tarafının yer ile temasını kesebilir. Güç aktarımının sağlıklı olamayacağından kaynaklı bu tip araçlar arkadan itişli olurlar. Arkadan tahrikli araçların en büyük avantajı ise önden çekişli araçlara göre daha dengeli olmaları. Viraj performansı bu tarz otomobillerde daha iyi seviyede olmaktadır. Dezavantajı olduğu durumlar ise genelde çekişin azaldığı yağışlı havalarda, arkası boş olan araçların gücü yere doğru aktaramaması durumunda ortaya çıkmaktadır. Arkadan tahrikli otomobillerde daha fazla ve karışık parçalar kullanıldığı için araçlar genelde pahalı olurlar. Arkadan itişli otomobiller özellikle virajlarda eğer ki deneyimli değilseniz size sorun çıkartabilir. Virajlarda gaza yüklendiğiniz sırada arka bölümün önden daha istekli olması durumu kontrol edilemezse kaza kaçınılmaz olur.
Dört lastiğe hükmedebilen çekiş sistemlerine verilen addır. Bu sistemler kendi içerisinde aslında 3 ana gruba ayrılırlar. Genelde burada prensip şu şekildedir. Tamamen otomatik olan dört tekerlekten çekiş sistemleri, yarı kontrol edilebilir çekiş sistemleri ve tam kontrol edilebilir çekiş sistemleri olarak sıralanır.
Seçilebilir 4×4 sisteminde belirli hız limitine kadar güç arkadan aktarılır. Ön tekerleklerdeki çekiş araziye girildiğinde bir düğme veya şalter vasıtasıyla devreye alınır. Devreye alındığında arka akstaki güç ön tarafa belirli oranlarda dağılır. Bu tarz sistemlerde düşük (4WD Low) ve yüksek (4W High) olarak iki farklı sürüş mantığı yer almaktadır. 4WD Low seçeneğinde araç daha düşük devirlerde daha yüksek güç üretir. Daha yüksek güç size zorlu zeminlerde büyük avantaj sağlar. Genelde bu seçilebilir dört tekerlekten çekiş sistemleri, arazide bolca vakit geçirebilen kişilerin tercih ettiği sistemlerdir. Burada güç arkada olduğu için zorlu olmayan zeminlerde bu sistem sorunsuz bir şekilde çalışacaktır. Ne zamanki zorlu bir zemine girerseniz, aracınız o zaman dört tekerlekten çekiş sistemine ihtiyaç duyar
• Düşük yakıt tüketimi
• Farklı zorlu zeminlerde çekiş seçebilme
• Bakımı daha kolay
• Bozulma ihtimali zayıftır
• Merkezi diferansiyele ihtiyaç duymaz
Bu tarz çekiş sistemleri son dönemin en trend olan versiyonlarından. Bu tarz dört tekerlekten çekiş sistemlerinde olay otomatik olarak gerçekleşir. Mantık olarak en kullanışlı dört tekerlekten çekiş sistemi olarak adlandırılabilir. Bu tarz sistemler araziye girmediğiniz durumlarda aracın 4x2 şeklinde davranmasını sağlar. Ancak herhangi bir lastikten birinde çekiş azalırsa, araç farklı lastik ve akslara güç aktarmaya başlar. 4×4 Low yani takviye seçeneği de bu tarz dört tekerlekten çekiş sistemlerde yer alır. Zemin zorlaştığında bu tarz takviyeler tercih edilmektedir.
• Mod seçme zorunluluğu yoktur
• Seçilebilir 4x4 sistemlerine göre daha az yakıt tüketirler
• Merkezi diferansiyel kilidine ihtiyaç duyarlar
• Pahalı bir çekiş sistemidir
Sürekli dört tekerlekten çekiş sisteminin benzer özelliklerine sahip daha soft bir çekiş sistemidir. Bu tarz sistemlerde farklı lastiklere güç aktarımı otomatik olarak sağlanır. En büyük avantajı ise her türlü hava koşulunda maksimum yol tutuş imkanı sağlar.
AWD’nin açılımı All Wheel Drive olarka bilinir. Bu sürekli dört tekerlekten çekiş sistemi anlamına gelir. Burada sistem farklı zeminlere göre farklı lastiklere güç aktarımı sağlar. Sistem bu kısımda her seçeneği kendi ayarlar. 4WD çekiş sistemlerinde ki fark ise, farklı sürüş koşullarına göre tercih yapabilmemiz. Belirli sürüş modlarına sahip olan bu sistemlerde istenilirse araç 2 çeker olarak da yoluna devam edebilir. Ancak AWD çekiş sistemlerinin son nesillerini saymazsak, bu sistemler de de iki çeker modu yer almamaktadır.