AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, bugün 12 Eylül darbesinin 31. yıl dönümü olduğunu aktararak, 80 darbesinin ayıplarını kısmen geçen yıl 12 Eylül referandumu ile ortadan kaldırdıklarını hatırlattı. Çelik, CHP’ye de seslenerek, 12 Eylül darbesi, 60 darbesi, 28 Şubat darbesi ve 27 Nisan muhtırasını veren darbeci zihniyetin CHP zihniyetiyle aynı oyduğunu söyledi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, AK Parti Genel Merkezi'nde gündeme dair gelişmelerle ilgili açıklamalarda bulundu. Bugün 12 Eylül darbesinin 31. yıl dönümü olduğunu belirterek sözlerine başlayan Çelik, 12 Eylül darbesinin ikinci fiili darbe olduğunun altını çizdi. 12 Eylül darbesinin 60 darbesi gibi olmadığını dile getiren Çelik, bu darbenin emir komuta zinciri olduğunu ve ordunun bir bütün olarak hareket ettiğine, bu darbe ile 100 binlerce kişinin hapishaneye atıldığına, on binlerce kişinin işkence gördüğüne, asıldığına dikkat çekti. Darbenin 3. dünya ülkesi olunduğunun göstergesi olarak anlatan Çelik, "Temenni ediyorum ki bir daha Türkiye’de darbe olmaz. 70’li yıllarla birlikte Avrupa’da darbeci zihniyet bitmiş, ama bizde daha yeni yeni bitiyor.” dedi.
“CHP’NİN ZİHNİYETİ İLE DARBE YAPANLARIN ZİHNİYETİ AYNIDIR”
CHP’nin zihniyetinin12 Eylül darbesi, 60 darbesi, 28 Şubat darbesi ve 27 Nisan muhtırasını veren darbeci zihniyetle aynı olduğunu ifade eden Çelik, “CHP’li arkadaşlar hoşlanmayacak ama darbeyi yapan zihniyetle CHP’nin zihniyeti aynıdır. CHP, zamanında askerle ortaklaşa iktidar oldu. Bunu 1950-1960 dönemi demokrat parti iktidarının indirilmesiyle gördük. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu geçen günlerde eski Adalet Bakanı Mahmut Esad Bozkurt’un heykel ve parkının açılışını yaptı. Biliyorsunuz Bozkurt, eski CHP’li ve şöyle bir sözü var: 'Bu memleketin öz sahibi Türktür, diğer kalanların hakkı ise köle olmaktır.' İşte görüyorsunuz ki bu zihniyet değişmediği sürece isim ve tabelaların değişmesi hiçbir şeyi ifade etmiyor. Yine Oktay Ekşi, darbe yapanlara övgüler dizmiştir. Görüyorsunuz ki isimlerin değişmesi zihniyeti değiştirmiyor.” diye konuştu.
CHP sözcülerinin ve Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun gerçeklerle alakası olmayan beyanlarda bulunduklarını belirten Çelik, Genel Başkan Yardımcı Gürsel Tekin’in İstanbul İl Başkanlığı’nda yapmış olduğu açıklamalara değindi. Tekin’in Başbakan’ın İsrail’e şirin görünmek için 'İHH Başkanı, ‘İran Gizli Servisi’nin adamıdır. Benim ona sözüm geçmiyor' diyerek İsrail’e jurnallediği'ne dair sözlerin gerçeği ifade etmediğini anlattı.
“DENİZ FENERİ DAVASINI BAHANE EDEREK AK ALNIMIZA LEKE SÜRÜLMESİNE İZİN VERMEYİZ”
Deniz Feneri davasına da değinen Çelik, AK Parti’nin hiçbir yöneticisinin tanık olarak dahi mahkemeye çağırılmadığına dikkat çekti. Deniz Feneri davasını bahane ederek yolsuzluk yapanların alınlarının temiz olamayacağını söyleyerek, AK Parti’ye iftira atılmak istendiğini bildiren Çelik, CHP’nin kendisini mahkeme yerine koyduğunu ve yetim hakkı yemekten bahsedenlerin 9 yıldır ellerindeki belgelerle mahkemeye gidip haklı çıkamadıklarını vurguladı. Bir arkadaşları ile ilgili bir şey çıkması durumunda ilk olarak gerekeni kendilerinin yapacağını anlatan Çelik, “Biz ak alnımıza leke sürdürmeyiz. Başbakan’ın bütün hayır kurumlarıyla ilişkisi var. Kimse Yok Mu gibi, Deniz Feneri gibi, Toplum Gönüllüleri gibi legal kuruluşların hepsine. Bunların yardımlarını desteklemiş olmamızı da yanlışlara ortakmışız gibi yansıtılması doğru değildir.” şeklinde konuştu.
“MUHALEFET EN AZINDAN ‘EHUD BARAK’ KADAR İSRAİL’İ ELEŞTİREBİLSEYDİ”
'Başbakan Erdoğan’ın ABD’de Museviler'den aldığı ödülü iade etsin' çıkışlarına ise Çelik, CHP ve MHP’nin Başbakan’ın almış olduğu ödülü farklı yerlere çekmek istediğini vurgulayarak, Türkiye’nin mücadelesinin İsrail hükümeti ile olduğunu ve Amerika’daki Musevilerle olmadığının altını çizdi. Çelik sözlerine şöyle devam etti: “Güney Rum Kıbrıs’ın, Ermenistan’ın ve İsrail’in yaptıkları karşılığında Türkiye’deki Ermenilere, Rumlara ve Musevilere yanlış yapmamızı beklemesinler. Muhalefet keşke en azından Ehud Barak’ın İsrail hükümetine yapmış olduğu eleştirisi kadar İsrail’i eleştirebilseydi.”
CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce’nin kendisi hakkında Milli Eğitimi Bakanlığı döneminde ‘İsrail ürünlerinin okullarda satışı için genelge yayınladığı’ yönündeki sözlerini de yalanlayan Çelik, o genelge ile bütün ülkelere karşı yapılan ürün boykotlarının okullara ve öğrencilere bulaşmasını engellemek olduğunu dile getirdi.
Terörle mücadele ile ilgili bir soru üzerine Çelik, "Türkiye’nin terörle mücadele etme gibi bir kararlılığı var. Terörle mücadele bu ülkenin en tabii hakkıdır. Ama bundan sonraki plan ve strateji ne olur bunu söyleyemeyiz.” ifadelerini kullandı.
Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin ‘Abdullah Öcalan’ın İstanbul’da farklı bir cezaevine taşınma konusunda hükümetten sinyaller aldığına’ dair sözlerinin ne kadar doğru olduğunu bilmediğini belirterek, bu duyumlara sert çıktı. Çelik, bu konuların Türkiye’nin iç meselesi olduğunu vurgulayarak, böyle bir şeyin söz konusu olmadığının altını çizdi.
“KILIÇDAROĞLU’NUN BAŞBAKAN’A DAVA AÇMASI TABİİ HAKKI”
Son olarak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Başbakan’ın “benim bu ak alnımı senin o lekeli dudaklarına öptürmem” sözünü mahkemeye taşıyacağının hatırlatılması üzerine Çelik, bunun Kılıçdaroğlu’nun tabii bir hakkı olduğunu anlattı. Çelik, Başbakan’ın da Kılıçdaroğlu’na dava açıp açmayacağını bilmediğini ifade ederek, öyle bir şey olursa zaten herkesin duyacağını söyledi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz