Cem’in teslimi organize edildi

Münevver Karabulut’un 197 gündür saklanan katil zanlısı Cem Garipoğlu, sabaha karşı ince düşünülmüş bir plan çerçevesinde teslim oldu.

Münevver Karabulut’un 197 gündür saklanan katil zanlısı Cem Garipoğlu, sabaha karşı ince düşünülmüş bir plan çerçevesinde teslim oldu. Her şey, ona yararı olabilecek psikolojik bir zemini yaratmak için dikkatlice organize edilmiş bir hava içinde gelişti. İşte avukat Aytekin Kaya’nın ifadeleri ve onların işaret ettikleri...

[**

**](https://www.mynet.com/iste-cemberi-daraltan-olay-110100470837)

[**

**](https://www.mynet.com/iste-ilk-ifade-110100470791)

Reklam
Reklam

[**

**](https://www.mynet.com/iste-tutuklama-talebinin-gerekcesi-110100470855)

Telefon eden meçhul kişi

CEM Garipoğlu’nun teslim süreci önceki gün akşam saatlerinde avukatı Aytekin Kaya’ya gelen telefonla başladı. Telefondaki erkek sesi Cem Garipoğlu’nun bugün teslim olacağını, kendisinden gelecek ikinci telefonu beklemesini söyledi.
* Bu kişinin kimliğinin belli olmaması yardım ve yataklıktan yargılanmasını ve Cem’in 197 günü üzerindeki sır perdesinin korunmasını sağladı.

Avukat önce dedektifi aradı

Telefon üzerine Avukat Kaya buna rağmen hemen Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği’nde uzun süredir irtibatta olduğu Arif ismindeki dedektifi aradı. Dedektif Arif, heyecandan titreyen ve bu heyecanı sesine de yansıyan Avukat Aytekin Kaya’ya sakin olmasını söyledi. “Gelecek 2’nci telefondan sonra bizimle irtibat kurun. Ekipleri gönderelim. Cem’i teslim alalım. Siz de sakin olun” dedi.
* Avukatın müvekkiliyle ilgili bir durumu tam netleşmeden bir polis ile paylaşması pek görülen bir şey değil. Bu teslim oluşun spontane gelişmediği izlenimi veriyor.

Reklam
Reklam

*****

Buluşma için otoyol seçildi

Avukat, asistanı ile birlikte ofisinde heyecan içinde ikinci telefonu bekledi. Geceyarısına dakikalar kala telefon tekrar çaldı. Telefondaki ses, Cem Garipoğlu’nun Bahçelievler, Şirinevler civarında E-5 kenarında bulunacağı yeri söyledi. Aytekin Kaya, asistanıyla birlikte, otomobiline binerek verilen adrese doğru gitti.
* Geceyarısı belirgin bir adres yerine bir otoban kenarında ayarlanan buluşma mekanla ilgili sorgulanabilecek herkesi saf dışı bıraktı. Cem’i teslim edenlerin izi yok oldu.

Cem’in saçları tıraşlıydı

Kısa bir süre sonra Kaya’nın otomobilin farları Cem Garipoğlu’nun yüzünde parlıyordu. Otomobilinden inerek, daha önce hiç tanışmadığı müvekkiline doğru ilerledi. Sakalları uzayan Cem’in, kafasında beyaz bir beyzbol şapkası, üzerinde lacivert mont ve jean vardı.
* Cem’in sakallarının uzun, saçlarının kısa oluşu çelişkiydi. Elbise ve ayakkabısı eski ama temizdi. Bu haliyle 197 gün boyunca her türlü destekten yoksun bir evde tek başına kalmış bir hali yoktu.

Reklam
Reklam

Savcı yerine polise teslim

Kaya, Cem Garipoğlu’nu E-5 Karayolu Bahçelievler mevkiine giderek yol kenarında saat 00.45’te yol kenarından aldı. Sırasıyla Bahçelievler İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne, Çocuk Şube Müdürlüğü’ne ve Asayiş Şube Müdürlüğü’ne gitti. Ardından sabah Çocuk Mahkemesi’ne getirildi. Peki avukatı Cem’i neden savcı yerine polise teslim etti.
* Münevver cinayeti yüzünden yıpranan İstanbul Emniyeti, Cem’i teslim alarak durumunu kurtardı. Oysa polis, 18 yaşından küçük bir bireyi zaten sorgulayamazdı. Gece yarısı gelişen olayda 4 polisten oluşan bir birim 30 gazeteciyi arayarak “Şube’ye gelin” dedi. Gidenler karşılarında Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kaan Köksal, Emniyet Müdürü Çapkın ve Vali Güler’i buldular.

*****

Avukatın “çocuk” vurgusu

Avukat Kaya, Cem’i gördüğü anı şöyle anlattı: “Aklımdan geçen ilk şu oldu: ‘Gazetelerde yazılan televizyonlarda her gün gördüğümüz Cem bu mu?’ Kısa boylu, çelimsiz bir çocuktu. Cinayeti bu çocuk mu işlemişti? Çocuk çok üzgündü. Titriyordu. Tedirgindi. Ağzından çıkan ilk kelimeler, ‘Babamın tutuklanmasına çok üzüldüm. Benim yüzümden annem ve babam perişan’ oldu.”
* Avukatın sürekli “çocuk, çelimsiz, titriyordu” gibi ifadeler kullanması psikolojik bir etki yaratma çabası olarak algılandı. Avukatın otomobilinde o sırada Frank Sinatra çalıyordu. Ve Cem tedirginliğinin aksine “Vay Frank Sinatra dinliyoruz haa” dedi.

Reklam
Reklam

‘Sucuk ekmek’ hikâyesi

Otomobilde, dedektifler ile buluşma noktasına gidecekleri sırada Cem’e “Aç mısın?” diye soran Kaya, “Karnının aç olduğunu söyledi. Yol kenarındaki sucuk ekmekçiye yanaştım. Bir şey içmek istemedi. Otomobille giderken sucuk ekmeğini yedi” dedi.
* Cem’in cebinde yemek yiyecek bile parası olmayan aç bir çocuk olarak karnını ısmarlanan sucuk ekmekle doyuruyor olması hazırlanan özenli tablonun bir parçasıydı.

Avukatı soru sormamış

Cem ile birlikteyken özellikle yurtdışına kaçıp kaçmadığı ve nerede saklandığı yönünde sorular sormadığını söyleyen Kaya, “Bilmek istemiyordum. Cem ile otomobilde birlikte olduğumuz süreç en fazla 15-20 dakika oldu” dedi.
* Avukatın polise gitmeden önce Cem’e en temel soruları sorması için zamanı vardı. Ancak Kaya kendisine yararı olabilecek hiçbir şeyi sormadı.