İSTANBUL (AA) - Eczacıbaşı Holding Üst Yöneticisi (CEO) Atalay Gümrah, 2019'un, belirsizlikleri yönettikleri bir yıl olarak geçtiğini belirterek, "Çünkü dünyada da öngörülebilirlik son derece azaldı. Çeyreksel, aylık tahminlerle yoğun bir yıl geçirdik." dedi.
Vodafone Business ana sponsorluğunda, Capital ve Ekonomist dergileri öncülüğünde düzenlenen CEO Club toplantılarının sonuncusu "CEO Agenda 2020" başlığı ile düzenlendi.
Toplantı kapsamında düzenlenen panelde konuşan Eczacıbaşı Holding CEO'su Atalay Gümrah, 2019'un, belirsizlikleri yönettikleri bir yıl olarak geçtiğini belirterek, "Çünkü dünyada da öngörülebilirlik son derece azaldı. Çeyreksel, aylık tahminlerle yoğun bir yıl geçirdik." dedi.
Holdinglerin en büyük avantajının portföy yönetmek olduğunu aktaran Gümrah, "Portföyümüzde farklı sektörler ve farklı coğrafyalara hizmet veren kuruluşlar olduğu için kaynakları nereye aktaracağımıza karar vermek, pazardaki belirsizliklere göre iş önceliklerimizi belirlemek, tek iş kolunda bulunan kuruluşlara göre avantaj sağlıyor." şeklinde konuştu.
Gümrah, hızlı tüketimde talepte daralma görmediklerine işaret ederek, şunları kaydetti:
"Talebin sürdüğü ama fiyat baskısının olduğu yerde verimliliğe odaklandık. İç pazarda talebin düştüğü sektörlerimizde dışarıya odaklanarak işimizi yönlendirmeye çalıştık. Eczacıbaşı Topluluğu'nun yine bir avantajı, cirosunun yüzde 60'ya yakını yurt dışı aktivitelerinden kaynaklanıyor. Bu sene yurt dışında da ilginç bir yıl geçirdik. Yıllardır iyi giden Avrupa'da maalesef talebin yavaşladığı bir dönem yaşadık. Ama bizim odaklandığımız özellikle Almanya, Fransa ve İngiltere gibi odak pazarlarımızda avro bazında yüzde 10'lara varan büyüme kaydettik. Bu da Türkiye'de yapı sektöründeki daralmamızı bir anlamda dengeleyen bir yapı oldu."
Eczacıbaşı Holding olarak yüzde 15'lere varan bir büyüme gerçekleşeceği öngörüsünde bulunan Gümrah, "İhracat tarafında kurlar belirleyici.. Bunun da topluluğa reel bir büyüme getirip 2019'u 10 milyarın üzerinde bir ciroyla kapatacağımızı öngörüyoruz." dedi.
Gümrah, insan kaynağına, teknolojiye ve Ar-Ge'ye yatırımlarını hiçbir şekilde kesmediklerini vurguladı.
- "2019'da önemli olan nakit akışıydı"
Akkök Holding CEO'su Ahmet Dördüncü de 2018 yılında 2019'u planlarken muhafazakar bir öngörüyle holdingde çok fazla büyüme öngörmediklerini belirterek, "2019 için bizim en önemli konularımızdan bir tanesi sahayı muhafaza etmekti, küçülmemekti, olduğumuz yerde kalmaktı ve de oldukça muhafazakar bir bütçe yaptık. Önemli olan nakit akışıydı. Nitekim 2019'u yaşarken bunları da gördük." şeklinde konuştu.
Ekim ayı sonuçlarına baktıklarında basiretli ve doğru davrandıklarını gördüklerini ifade eden Dördüncü, şunları kaydetti:
"Geçen seneden çok fazla bir büyümemiz yok ama öngördüğümüz... 2019 hedeflerine özellikle ciro anlamında bayağı yakınız. Hatta bazı şirketlerimizde artışlar öngörüyoruz. Memnun edici şey; 'büyümeye falan bakmayalım, nakit akımı, etkinlik ve verimlilik en önemlisi... Bütün bu stratejik öncelikleri koyalım büyümenin yanında, ona göre kendi işlerimize odaklanalım' derken bunun faydalarını ekim sonunda görüyoruz. Faaliyet karlılığında bütçelediğimizin ve geçen senenin ötesinden daha iyi duruyoruz. 2019 için ne söylediysek bayağı bir oldu."
Dördüncü, İran ve Çin'e yapılan ihracatta endişeli bir dönem geçirdiklerine işaret ederek, öngörülebilirliğin çok az olduğu bir yıl olan 2019'un iyi bitmesini beklediklerini söyledi.
Dördüncü, "Önümüzdeki sene dileğim, öngörülebilir olması, planladığımız şeyleri 3 ayda bir değiştirme ihtiyacını hissetmemek." dedi.
- "Dikkatli ve temkinli bir şekilde optimistiz"
Limak Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ebru Özdemir ise 2019'un fırtına gibi geçtiğini belirterek, "Hem mikro hem makro eş zamanlı planlama yapmak zorunda olduğumuz bir dönem oldu. Yurt dışında da böyle... Belki bizim ekstra TL risk konumuz var ama onun dışında coğrafi belirsizliklerin, korumacılığın ciddi arttığı bir dönemdi. Aslında tüm dünya aynı sıkıntıları ve aynı bilinmezlikleri beraber yaşıyor ve buna göre önlem almaya çalışıyor." şeklinde konuştu.
Özdemir, Limak Holding'in birçok sektörde yer alması nedeniyle avantajlı tarafta yer aldığını dile getirerek, "Bir taraf kötü gidince diğer taraf iyi gidiyor. Bir şekilde denge yaratıyor. Bir yerde kriz olduğunda diğer tarafta faydalı oluyor. Ama bu size ne yazık ki 24 saat ve 7 gün çalışma zorunluluğu getiriyor. Çünkü ne zaman ne olacağını fark edemiyorsunuz." dedi.
Amiral sektörlerinin inşaat olduğunu vurgulayan Özdemir, 2019'a bazı finansmanlarını tamamlayarak girdiklerini söyledi.
Özdemir, 2019'un, şirketler açısından "fedakar olma senesi" olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Nasıl insanları işten çıkarmayız, aktivitelerimize daha fazla devam ederiz, ülkemizi nasıl daha iyi bir hale getiririz gibi insani ve topluma olan sorumluluklarımızın da had safhaya geldiği bir sene oldu. Biz de bu yönde finansmanı tamamladığımız tüm işlerde istihdamımıza aynı şekilde devam ettik. Bunun yanında yurt dışında çok aktif olduk. Türk müteahhitliği zor zamanlar yaşadığında yurt dışına daha fazla açıldı ve pazarda çok daha ciddi pay aldı. Şu anda yurt dışında baktığımızda Türk ve Çin müteahhitleri büyük bir rekabet halinde ve tüm ülkeleri geri planda bıraktı."
Özdemir, 2018-2019'da daha çok yurt dışı kaynaklı büyüdüklerini ve 2020'de de büyümeye devam etmeyi hedeflediklerini aktararak, "Bizim hedefimiz, 2019'da zorlandığımız tüm sektörlerde yurt dışında açılım yapmak oldu. Bu sayede de istihdam kapasitemizi devam ettiriyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Özel sektörün 2019 yılında dayanıklılığını test ettiğini vurgulayan Özdemir, "2019, Türkiye'nin kendi dinamiklerini artırma, yeteneklerini keşfetme ve rekabetçiliğini artırma açısından çok önemli bir sene oldu ve bence bu 2020'de de devam edecek. Bizim yaklaşımımız; dikkatli ve temkinli bir şekilde optimistiz. Suriye'de olumlu gelişmeler olursa o zaman çok optimist olacağız. Bence şu anda Türkiye'nin önündeki en büyük engel Suriye... Bu konu çözülürse hem yeniden yapılanması hem de oraya yapacağımız ticaretimiz açısından önemli olacak." ifadelerini kullandı.
Özdemir, 2020'de Türkiye'de inşaat yatırımlarının hız kazanması halinde yüzde 5 büyümenin mümkün olacağını kaydetti.