Batman ve Adana'da 1993-2001 yıllarında 32 kişinin öldürülmesi ve çok sayıda kişinin yaralanması eylemlerini gerçekleştirdiği gerekçesiyle yargılanan terör örgütü Hizbullah üyesi 3'ü tutuklu 8 sanıkla ilgili gerekçeli karar tamamlandı.
Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesince hazırlanan 765 sayfalık kararda, terör örgütü Hizbullah'ın bölgede işkenceyle sorgulayıp öldürdüğü çok sayıda kişinin nereye gömüldüğünün tespit edilemediği belirtildi.
PKK-HİZBULLAH ÇATIŞMASI
Kararda, 1990-1995 yıllarında bölgede terör örgütleri PKK ile Hizbullah mensupları arasında yoğun çatışmalar yaşandığı, bu çatışmalarda, aralarında gazeteci, öğretmen, doktor, parti yöneticisi, milletvekili, sendikacı, cami imamı ve esnafın da bulunduğu yüzlerce kişinin öldürüldüğü veya kaçırıldığı için akıbetinin tespit edilemediği kaydedildi.
"SORGULAYIP ÖLDÜRDÜLER"
Terör örgütü Hizbullah'ın eylemlerinin profesyonelce gerçekleştirildiğinin belirtildiği kararda, "Şahıslara yönelik bireysel silahlı saldırılarda son derece ustaca çalışan tetikçiler kullanıldığı ve hedef şahsın ensesine ateş etme şeklinde gerçekleştiği görülmektedir" denildi.
Kaçırılan kişilerin kara çarşaf giydirilerek başka şehre götürüldüğü belirtilen kararda, sorgulanıp öldürülen şahısların cesetlerinin buzdolabının içinde hücre evlerine taşınıp gömüldüğü bildirildi.
Bu kişilerin terör örgütü Hizbullah'ın "sorgu timi" tarafından sorgulandığı belirtilen kararda, şu ifadelere yer verildi: "Hizbullah terör örgütü mensupları hakkında açılan dava dosyaları incelendiğinde, çok sayıda örgüt mensubu hakkında, onlarca kişiyi PKK terör örgütü mensubu olduğu gerekçesiyle kaçırdıkları ve işkenceyle sorgulayıp öldürdükleri iddiasıyla dava açılmıştır. Kaçırılan kişilerin örgüt sığınaklarında sorgulandıktan sonra öldürüldüğü yönünde bilgiler olmasına rağmen, örgütün hücre yapılanması şeklinde çalışmış olması sebebiyle, açık kimlikleri tespit edilemeyen bu kişilerin nerelere gömüldüğü tespit edilememiştir."
İRAN'DA EĞİTİM GÖRDÜLER
Terör örgütü Hizbullah'ın kuruluşu ve yurt dışındaki eğitim faaliyetlerine de yer verilen kararda, örgütün kurucularından Hüseyin Velioğlu, Abdulaziz Tunç, Edip Gümüş, Ahmet Seyitoğlu, İhsan Yeşilırmak, Osman Uslu, İsa Ay, Hamit Yazgan ve Nusrettin Güzel'in yasa dışı yollardan İran'a geçtiği, burada İranlı yetkililer tarafından Tahran'da bir villaya yerleştirildiği kaydedildi.İran'da bir süre siyasi ve askeri eğitim alan örgüt yöneticilerinin Türkiye'ye gelip terör örgütü Hizbullah'ın temel yapısını oluşturmaya başladığı ifade edildi.
"TOPLUMU, 'BİZ VE ONLAR' DİYE AYIRDILAR"
Kararın "örgütün stratejisi" bölümünde ise terör örgütü Hizbullah'ın amacına ulaşmak için tebliğ, cemaat ve cihat olmak üzere 3 aşamalı strateji benimsediği belirtildi.Kararda şöyle denildi: "Toplumu inananlar (Müslümanlar) ve geri kalanlar (kafirler) diye kesin bir çizgi çizerek, biz ve onlar olarak ayırmıştır. Demokratik laik devlet, din düşmanı olarak görülmüştür. Örgüt yöneticileri, örgüt üyelerine, laik düşüncede olanları, sol görüşlü olanları ve PKK terör örgütü mensubu ve sempatizanlarını hedef olarak göstermiş, Atatürkçü Düşünce Derneği, Lions ve Rotary kulübünü izlemeye alıp haklarında bilgi toplamaları talimatını vermiştir."
"CAMİLER KIŞLA GİBİ KULLANILMIŞTIR"
Terör örgütü Hizbullah'ın örgütsel yapılanmasında, cami örgütlenmesinin en önemli yapıyı oluşturduğu belirtildi.
Örgüt mensuplarının camileri askeri ve siyasi eğitim yeri olarak kullandığı kaydedilen kararda, şöyle denildi: "Eylem öncesi örgüt mensupları camide toplanıp eylem talimatları camide alınmış ve eylemlerin planları camilerde hazırlanmıştır. Camiler eylemlerden önce buluşma ve hareket noktası, eylemlerde kullanılacak silahların saklanıp teslim alındığı yer olarak kullanılmıştır. Örgüt militanları camilerdeki hücrelerde yaşayıp dikkati çekmeden uzun süre çeşitli eylemler yaparak burada saklanabilmiştir. Bazı örgüt mensupları camilerde silah kullanma eğitim aldıklarını anlatmıştır. Bu anlamda Hizbullah terör örgütü yapılanmasında ve eylemlerinde camiler örgüt mensuplarınca örgüt evi, sığınak, silah saklama yeri, kışla gibi kullanılmıştır. İslam dininin değerlerini koruma adı altında o değerleri acımasızca tahrip eden Hizbullah terör örgütü, camileri de korkunç ve acımasızca eylemlerinde kullanmaktan çekinmemiştir."
KARAR
Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesindeki karar duruşmasında, sanıklardan Mithat Yılmaz 765 sayılı TCK'nın "Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın tamamını veya bir kısmını tağyir, tebdil ve ilgaya teşebbüs etme" suçunu kapsayan 146/1.
maddesi uyarınca ağırlaştırılmış müebbet, sanıklar Mehmet Salih Şimşek ve Mehmet Ali Çelik de aynı suçtan müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı.Tutuksuz yargılanan sanıklar Aydın Akgün ve Murat Demir de aynı suçtan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmış, ceza, sanıkların dosyanın aydınlatılmasına yardımcı oldukları gerekçesiyle 14 yıl hapis cezasına çevrilmişti. Sanık Demir, tutuklulukta geçirdiği süre göz önünde bulundurularak tahliye edilmişti.
"Terör örgütü üyesi olma" suçundan yargılanan diğer sanıklardan Bayram İnançlı ve Adnan Salman 7'şer yıl 6'şar ay, Resul Güngör de 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılmıştı.