Çetin Doğan: İrticayı Bugün Tehlike Olarak Görmüyorsak Büyük Bir Yanılgı Olur

28 Şubat sürecinde, hükümeti devirmeye teşebbüs ettikleri iddiasıyla 103 kişi hakkında açılan davanın görülmesine Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde sanık savunmalarının alınması ile devam ediliyor. Savunması alınan Çetin Doğan irticanın bugün tehlike olarak görülmemesinin büyük bir yanılgı olacağını söyledi. Doğan, Batı Çalışma Grubu (BÇG) tarafından yapılan brifinglerde irtica ile mücadelenin gündeme geldiğini belirtti. 28 Şubat sürecinde, hükümeti devirmeye teşebbüs ettikleri iddiasıyla 103 kişi hakkında açılan davanın 18. duruşması savunmaların alınması ile devam ediyor. Savunması alınan Çetin Doğan, BÇG tarafından yapılan brifinglerde kimseye talimat verilmediğini iddia etti. Yapılan brifinglerin amacının açılış konuşmalarında belli olduğunu dile getiren Doğan, "Brifinglerde irtica ile mücadele de gündeme geldi. Kayıtlar yer almakta ve basına yansıyan haberler yer almaktadır. Brifinglerde 54. hükümet gündeme gelmemiştir. Brifingin sonunda katılımcıların sonunda sorulara genelde ben cevap verdim. Brifing sonrası sorulan sorularda irticaya nasıl yaklaştığımızı gösteriyor." dedi. Doğan brifing sonrası bir gazeteci tarafından "Radikal İslam’ın Türkiye Cumhuriyeti için son derece tehlikeli olduğunu biliyoruz. Ilımlı İslam hakkında düşüncenizi öğrenebilir miyiz?" sorusuna ise "Müslümanlığın siyasisini istemiyoruz. Şeriatı toplumu şekillendiren kurallar olarak ele alıyoruz. Bir kaide ebedi olarak korunursa tutuculuk olur. Geçmiş kaideleri bugünkü topluma uyarlamayı kalkışmazsanız bu durum bizim başımızın üstündedir. Eski, orta çağ karanlığı düşüncelerini topluma uygularsanız beni Türk Silahlı Kuvvetler ve halkı karşınızda bulunursunuz. Ordu dine düşkün insanlara her zaman saygı duyar. Buna hiçbir zaman karşı olmamıştır." şeklinde cevap verdiğini söyledi. Demokrasinin yaşanması ancak laik düzenin varlığı ile olacağını dile getiren Doğan, "İrticayı biz bugün tehlike olarak görmüyorsak büyük bir yanılgı olur. Laiklik, dini kendince kutsal sayacak olanların yönetiminden men edilmesidir. Din ve vicdan özgürlüğünü korurken bu özgürlüğün siyasi arenaya çıkıp devletin yönetimini dini kaidelerle yönelmesini önlemektir." ifadelerini kullandı.