Cezaevi raporu kabul edilemez

Mazlum-Der Şanlıurfa Şubesi ise Cezaevi Raporu kabul edilemeyeceğini belirtti.

Şanlıurfa Cezaevi'nde17 Haziran 2012 tarihinde meydana gelen yangında 13 kişi hayatını kaybetmiş 5 kişi de yaralanmıştı. Yaşanan olaylarla ilgili TBMM, İnsan Hakları Komisyonu, Şanlıurfa Cezaevinde rapor hazırlamak üzere çalışma başlattı. Mazlum-Der Şanlıurfa Şubesinden yapılan açıklamada komisyonun cezaevinde yaşanan durumu "Açıklanması güç bir olay" olarak değerlendirmesi hayret verici olduğu belirtildi.

Konuyla ilgili Mazlum-Der Şanlıurfa Şubesinden yapılan yazılı açıklamada ‘’Aynı raporda, cezaevi yönetiminin herhangi bir kusurundan söz edilmedi. Sadece, cezaevinde kapasitenin üzerinde mahpus bulunduğu ve personel sayısının yetersiz olduğuna yer verildi. "Gerekli tedbirlerin alınması", olayın "üzerinde hassasiyetle durulması" gibi istekler dışında somut bir talepte de bulunulmadı.

Raporda ayrıca, cezaevindeki personel sayısının yetersiz olduğu, kapasite fazlası tutuklu ve hükümlü barındırıldığı (kapasitesi 600 olan cezaevinde 1057 kişi), petrol türevinden üretilen yatak süngeri kullanımının büyük bir risk olduğunun olayda görüldüğü vurgulandı ve "Şanlıurfa E Tipi Ceza İnfaz Kurumu'ndaki yaşam şartlarının olumlu olduğunu söylemek güçtür" denildi.

Raporda, yıllardır Şanlıurfa sıcağında mahkumların yerlerde yattığından, gerekli iklimlendirmenin yapılmadığından,

Defalarca sivil toplum kuruluşlarının cezaevi önünde ve değişik mekanlarda bu aksaklıklara ve gayri insani koşullara dikkat çekmek için yaptıkları açıklamalardan ve yetkilileri uyarmalarından ve bu uyarıların dikkate alınmamasından,

Cezaevlerinde mahkumların ve onların ailelerinin birçok haklı önerilerinin ve koşullarının düzeltilmesine yönelik taleplerinin sürekli reddedilmesinden bahsedilmektedir.

Raporda alınacak tedbirlerden bahsedilmektedir. Bu yangının neden önlenemediğinden, böyle bir durumun tekrar etme ihtimali olup olmadığından, benzer bir isyanda veya mahkumların kendilerine zarar verme,yangın çıkarma gibi durumlarda eskisinden farklı ne gibi tedbirler alındığından bahsedilmemektedir. Böyle vahim bir olayda hiç kimsenin hiçbir kusurunu, ihmalinin, suçunun olamaması olur şey değildir.

Raporda yangınla kolayca tutuşabilen malzemeleri değiştirmekten dahi bahsedilmemiş olması, gerçekten onlar için “anlaşılmaz bir durum” olan bu yangının ve 13 insanın yanarak ölmesinin anlaşılır olması için yetkililerin adaleti gözetmelerini ve insan haklarına riayet etmelerini beklemekteyiz.

Yangın esnasında niye süratle müdahale edilmediğinin, gelen itfaiye araçlarının cezaevi kapısı önünde yaklaşık on dakika kadar bekletilmesinin nedeni anlamak için ne tür bir soruşturma yapıldı?

Aradan geçen beş ay sonunda açıklanan bu rapor, başta hayatlarını kaybeden tutuklu ve hükümlü yakınları olmak üzere tüm kamuoyu tarafından hazırlanan bu raporun bir şekilde kabul edilmeyeceği, yaşanan bu cinayetin örtbas edilmek istendiği ortadadır.

Olaydan sonra Mazlum-Der ve İHD’nin hazırladığı raporların ya okunmadığını ya da dikkate alınmadığını görülmektedir.

Bu olayın da Roboski katliamı gibi üzeri örtülmeye çalışılmaktadır, o olayda da aynı bu yangında olduğu gibi yetkili birimler hakkında hiçbir işlem yapılmamıştır. Kamoyu , sürekli kendini kutsayan devlet anlayışını geçmişte olduğu gibi bugün de hak ihlalleriyle anmaktadır , insan hayatını hafife alan bu yaklaşımı kınıyoruz.

Bu raporun kabul edilir bir yanı bulunmamaktadır.

Yeniden geniş kapsamlı ve kamuoyunu yanıltmadan, objektif bir yaklaşımla detaylı bir araştırma yapılarak yeni rapor hazırlanmalıdır. Adalet bakanı Sadullah Ergin ‘in yapmış olduğu açıklamasına sahip çıkmasını bekliyoruz’’ ifadelerine yer verildi.