Cezaevinde "esrarengiz" ölüme tazminat

Avrupa İnsan hakları Mahkemesi, cezaevindeki esrarengiz ölüm nedeniyle Türkiye'yi yaklaşık 50 bin euro tazminat ödemeye mahkum etti.

ANKARA (ANKA) - Erzurum E Tipi Kapalı Cezaevi'nde bulunan, cezaevi müdürü ve savcısına defalarca dilekçeyle başvurarak acil görüşme talebinde bulunduktan 2 ay sonra hücresinde ölü bulunan Bilal Çoşelav'ın dosyası Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne taşındı. Kars Cezaevi'nin çocuk koğusunda hapis cezasını çekmekteyken, avluda kendini asarak intihara tesebbüs eden Çoşelav, olay yerine gelen cezaevi gardiyanları tarafından kurtarıldı ve yeniden çocuk koğuşuna gönderildi. Cezaevi müdürüne, cezaevi yaşamına adapte olmakta zorlandığını ve psikolojik sorunlar yasadığını ifade eden Çoşelav hakkında disiplin soruşturması yapıldı. Soruşturma soncunda Çoşelav, diğer mahkûmlara kötü örnek olduğunu ve yeniden intihar girişiminde bulunması halinde daha ağır bir muameleye tabii tutulacağı uyarısında bulunuldu.

Reklam
Reklam

19 Ocak 2004 tarihinde aşırı dozda ilaç alarak tekrar intihara teşebbüs eden Çoşelav, tedavi için hastaneye kaldırıldı ve Erzurum Cezaevi'ne nakledildi.

-ÖLÜM HABERİ AİLEYE 13 GÜN SONRA VERİLDİ-

2004 yılında, mahkûmlardan biri Erzurum Cezaevi Müdürü'ne, Çoşelav'ın "garip davrandığını", kendini asmaktan söz ettiğini ve davranıslarının çocuk koğusunda kaygılara neden olduğunu söyledi. Aynı gün, Çoşelav cezaevinin çocuk koğusundan, yetişkin mahkûmların bulunduğu bir koğuşa nakledildi. Çoşelav, kısa süre sonra cezaevi müdürüne, baska bir koğuşa nakledilmek istediğini, koğuşundaki kişilerle anlaşamadığını söyleledi. 27 Şubat ve 10 Aralık 2004 tarihleri arasında, kişisel sorunlarını görüşmek üzere cezaevi müdürünü acilen görmesi gerektiğini ifade ederek, Erzurum cezaevi müdürü ve savcısına 22 mektup gönderen Çoşelav'ın taleplerine birkaç kez olumlu yanıt verildi ve cezaevi müdürüne, baska bir koğuşa nakledilmek istediğini söyledi. Cezaevi yetkililerinin hazırladığı rapora göre, Çoşelav, 17 Aralık 2004 tarihinde başını hücre duvarlarına vurarak kendini yaraladı ve tedavi edilmek üzere revire götürüldü. Aynı gün tekrar kendi koğuşuna gönderilen ve ve tek başına bir hücreye yerleştirien Çoşelav, hücrede bulunan yatak çarşafıyla kendini hücresinin demir çubuklarından astı. Aileye ölüm haberi ise 30 Aralık tarihinde bildirildi.

Reklam
Reklam

-PSİKOLOJİK DESTEK SAĞLANMADI-

Çoşalev'ın koğuşunda nöbetçi olan iki hapishane gardiyanı hakkında, Cezaevi Disiplin Kurulu tarafından sorusturma açıldı. Kurul, gardiyanlara resmi olarak uyarıda bulunma kararı aldı. Baba Çoşelav, oğlunun boyunun 180 santimetre olduğunu ve kendisini astığı belirtilen demir çubukların boyunun intiharın gerçekleştirilmesi açısından çok kısa olduğunu belirterek, savcılığa şikayette bulundu. Erzurum Savcılığı, kimsenin Bilal Çoşelav'ı intihar etmeye sevk etmediğini veya onu bu yönde teşvik etmediğini ifade ederek, ceza soruşturmasını bitirdi. Aile bu kez oğullarının intihar ettiği varsayılsa dahi bu durumun cezaevi yetkilerinin yaşam hakkını koruma açısından yeterli önlemleri almamasından kaynaklandığı gerekçesiyle Adalet Bakanlığından tazminat talebinde bulundu. Bakanlık cevap vermeyince konu Erzurum İdare Mahkemesi'ne taşındı. Mahkemede başvuruyu reddedence dava Danıştay'ın gündemine geldi. Danıştay cezaevi yetkililerinin psikolojik sorunlar yaşayan Çoşelav'ı yeteri kadar takip etmeyerek görevlerini ihmal ettikleri gerekçesiyle kararı bozdu. Adalet Bakanlığı karar düzeltme talebinde bulundu. Bu gelişmelerin ardından aile davayı AİHM'in gündemine taşıdı. Avrupa Cezaevi Kuralları'na dikkat çeken AİHM, yaşam hakkının koruma altına alındığını anımsattı. Tutuklu kişilerin savunmasız bir durumda olduğu ve yetkililerin bu kişileri koruma görevi bulunduğunu vurgulayan AİHM, kendini öldürmek üzere iki kez girişimde bulunan Çoşelav'ın olay tarihinde yetişkin mahkumların bulunduğu bir koğuşta tutulmasının trajik bir şekilde kendini öldürmesiyle sonuçlanan mevcut sorunlarına katkıda bulunmus olabileceğine işaret etti. Çoşelav'ın yetişkin koğuşuna geçme talebinin değerlendirmeye alınmasını şaşırtıcı bulan AİHM, cezaevi yetkililerin çocuk mahkûmların tutukluluğuna ilişkin uluslararası mekanizmalara uygun hareket etmediğini belirtti. Ulusal makamların Çoşelav'ın sorunlarından haberdar olduğunu dikkate alan AİHM, bu makamların "yetkileri dâhilinde, makul bir şekilde değerlendirildiğinde, bu riskin ortaya çıkışını engellemesi beklenen tedbirleri" alma yükümlülüğünün olduğunu kaydetti. Cezaevi yetkililerinin, Çoşelav'ın ikinci intihar girişimi sonucunda da açık bir sekilde ihtiyaç duyduğu psikolojik desteğin kendisine sağlanması hususunda herhangi bir çalışma yapmadığına işaret eden AİHM, cezaevi yetkililerinin Çoşelav'ın sorunlarına gösterdiği duyarsızlığın Erzurum Cezaevi'nde de devam ettiğini, bu durumu hükümetin "sabır" şeklinde ifade etmesini de talihsiz bir açıklama olarak değerlendirdi.

Reklam
Reklam

-YARGILAMA, MAKUL SÜREDE YERİNE GETİRİLMEDİ-

AİHM, Çoşelav'ın ihtiyaç duyduğu şeyin sabır veya disiplin yaptırımı tehditleri değil, uzman yardımı olduğunu kaydetti. Cezaevi yetkililerinin Çoşelav'a yeterli gözetimi sağlamadıklarına dikkat çeken AİHM, Çoşelav'ın yaşam hakkını korunmadığı kanaatine vardı. AİHM, kararında devletin sorumluluğunun bulunduğu durumlarda ölümün gerçekleşmesi halinde, devletin elindeki tüm imkanları kullanarak yaşam hakkının korunmasına ilişkin adli ve idari sistemin düzgün bir şekilde uygulanması için yeterli müdahalede bulunması ve bu hakkın ihlalini önlenmesi ve cezalandırılması gerektirdiğine işaret etti. AİHM, intihardan 13 gün sonra ailenini durumdan haberdar edilmesini de değerlendirdi ve soruşturmanın ilk ve kritik aşamalarda ailenin yer almasının engellendiğini belirtti. Çoşelav'ın ölümüne ilişkin yargılamanın, Danıştay'da olmasını ve olayın üzerinden geçen uzun süreyi dikkate alan AİHM, yargılamada, etkili soruşturma bağlamında çabukluk ve makul sürede yargılama koşulunun yerine getirilmediğini belirtti. AİHM, Çoşelav'ın ölümüne yol açanların sorumluluklarının tespit edilmesine yönelik etkili bir soruşturma yürütülmediğini kaydetti. AİHM, Çoşelav'ın ailesine 45 bin euro manevi, masraflar içinde 4 bin euro olmak üzere Türkiye'yi 49 bin euro tazminata mahkum etti. (ANKA) (YE/

Reklam
Reklam
Anahtar Kelimeler: