Adalet Bakanı Sadullah Ergin, “Türkiye’de cezaevlerinde bulunan her 100 kişiden 26.2’si tutuklu, gerisi hükümlü” dedi.
Türkiye’deki ceza infaz sistemini Avrupa cezaevi kuralları ve diğer uluslararası standartlar doğrultusunda iyileştirmeyi amaçlayan AB finansmanlı “Türkiye’de Model Cezaevi Uygulamalarının Yaygınlaştırılması ve Cezaevi Reformunun Desteklenmesi Projesi”nin kapanış töreni Adalet Bakanı Sadullah Ergin, AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Jean Maurice Ripert ve Avrupa Konseyi Programlar Genel Müdürü Verena Taylor ev sahipliğinde yapıldı.
“CEZAEVLERİNDE BULUNANLARIN YÜZDE 40’I SON HÜKÜMLERİNİ ALABİLMİŞ DEĞİL”
90 cezaevinde çalışan toplam 18 bin cezaevi personeli, 850 cezaevi müdürü, 480 cezaevi sağlık personeli, 350 cezaevi öğretmeninin uluslararası cezaevi standartları ve eğitim metodolojileri konusunda eğitim gördüğü programın kapanışında konuşan AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Jean Maurice Ripert, Türkiye ile AB’nin son aylarda yavaşlayan ilişkilerini hızlandırmak için pozitif gündem çalışmalarının başlatıldığını ifade ederek, temel haklar, adalet ve temel özgürlükler başlıkları altında çalışmalar yapıldığı belirtti. Türkiye’de yargı ve temel haklar alanında çok önemli ilerlemelerin olduğundan bahseden Ripert, “2010 yılında gerçekleşen reformlara rağmen bugün itibariyle cezaevlerinde bulunanların yüzde 40’ı şuan itibariyle son hükümlerini alabilmiş değildir. Bu bağlamda endişe oluşturan konulardan bir tanesi ise, işkenceye karşı ihtiyari protokol ile ilgili gelişmeler tamamlanmamıştır. Şuanda AB standartlarıyla ilgili bir takım adımların atılarak cezaevi izleme kurullarının çalışmalarının daha ileri noktaya getirilmesi gerekmektedir. Özellikle sorumluluğun Adalet Bakanlığı’ndan Sağlık Bakanlığı’na aktarılmasından sonra sağlıkla ilgili konuların iyileştirilmesine ihtiyaç duyulmaktadır” dedi.
“HER TÜRLÜ ÖNLEMİ ALARAK İŞKENCEYİ SIFIRLADIK”
Yapılan çalışmalar sonucunda elde edilen en büyük kazanımın insan onuruna yakışır şartlarda temel hak ve özgürlüklerin daha çok gözetildiği bir ceza infaz anlayışının yaygınlaştırılması, bu konuda tüm tarafların ve ilgililerin farkındalığının artırılmasının olduğunu söyleyen Adalet Bakanı Sadullah Ergin, “Böylece ceza infaz kurumlarının sadece cezayı uygulayan değil, kişiyi yeniden topluma kazandırmaya çalışan kamu kurumları olması hedefini gerçekleştirmesi yolunda büyük bir adım atılmıştır. Gerçekleştirdiğimiz değişim ve dönüşümlerin yanında işkenceye sıfır tolerans ilkemiz doğrultusunda her tür önlemi alarak işkenceyi sıfırladık. Bu kapsamda ceza infaz kurumlarımızı ulusal ve uluslararası denetimlere açtık. Bu kurumlar, ulusal düzeyde bağımsız izleme kurumları ve infaz hakimliklerinin, uluslararası düzeyde ise Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi ve BM Keyfi Tutuklama, İşkenceyi ve Aşağılayıcı Muameleyi Önleme Komitesi’nin denetimi altındadır. Ayrıca BM İşkence ve İşkenceye Karşı Sözleşme’nin ek protokolünü kabul ederek 27 Eylül 2011’de yürürlüğe koyduk. Hepsinden önemlisi, bu çalışmalarımız TBMM İnsan Hakları Komisyonu tarafından 75 milyonluk ülke insanımız adına denetlenmekte, en ufak bir ihlal iddiaları dahi titizlikle soruşturulmaktadır. Tüm bu dönüşümün yanı sıra AB ile yapılan müzakerelere paralel olarak yargı alanındaki sorunların giderilmesine yönelik mevzuat ve yasal değişiklikler çıkartılan yargı paketleri ile desteklenmiştir. Çıkartılan 3 yargı paketi, yargının Türkiye’de makul sürede yargılama yapmasını sağlama amacıyla beraber insan hak ve özgürlükleri hususunda önemli mesafeler kat etmemize vesile olmaktadır” diye konuştu.
“YÜKSEK YARGININ PERFORMANSI ARTTI”
Türkiye’de yüksek yargının 1.5 yıl öncesine göre ürettiği hizmetin tam 3 katını üretmeye başladığını belirten Ergin, “Burada vatandaşlarımız, yargılamada görev alan aktörler, savunma makamının olumlu katkılarıyla beraber tünelin ucunda ışığın göründüğünü ifade etmeliyim. Yüksek yargımızın performansının artmış olması, temyiz mahkemesine gelen dosyaları daha kısa sürede karara bağlanıyor olması sevindirici olmakla birlikte ceza infaz kurumlarımıza gelişin artmasına da etki ediyor. Daha önce vermiş olduğu kararların 2.5, 3 katı fazla karar çıkartabilen yüksek mahkemeler, bu ölçüde fazla dosyanın da karara bağlanmasının kesinleşmesini sağlıyor. Buda cezaevlerine gelişi artırıyor. Bu artış, stoklarda bekleyen dosyaların bitimine kadar devam edecek” şeklinde konuştu.
“CEZAEVİNDE BULUNAN HER 100 KİŞİDEN 26.2’Sİ TUTUKLU, GERİ KALANI HÜKÜMLÜ”
AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Jean Maurice Ripert’ın “Bugün itibariyle cezaevlerinde bulunanların yüzde 40’ı şuan itibariyle son hükümlerini alabilmiş değildir” şeklindeki konuşmasında verdiği rakamların birkaç yıl öncesine ait olduğunu belirten ve cezaevlerinde bulunan her 100 kişiden yüzde 26.2’sinin tutuklu olduğunu, geri kalanlarının hükümlü olduklarını açıklayan Bakan Ergin, “Sayın Büyükelçi’nin ifade ettiği bir rakamı düzeltme etme ihtiyacı doğdu. Türkiye’de şuanda cezaevlerimizde bulunan 123 bine yakın mevcudun tutuklu oranına ilişkin bir tespit yaptı Sayın Büyükelçi. Birkaç yıl öncesine göre o rakam doğru bir rakamdı. Ama bugün itibariyle Türkiye’de cezaevinde bulunan her 100 kişiden 26.2’si tutuklu, geri kalanı hükümlü. Bu oran Avrupa Konseyi üyesi ülkeler arasında kabul edilebilir oran olmakla beraber bizi tatmin etmiyor. Bu oranın daha da aşağılara çekilebilmesi için yoğun bir gayret içerisindeyiz” ifadelerini kullandı.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz