Avrupa futbolunun büyük finalleri genellikle finalist takımlarının taraftarlarının ev sahibi kentin sokaklarını doldurmasına tanık olur. Örneğin Madrid, Cumartesi günü Liverpool ile Tottenham arasında oynanacak Şampiyonlar Ligi finali için İngiliz taraftarların akınına uğrayacak.
Fakat aynı olay bu haftanın diğer büyük maçında yaşanmayacak. Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de bu akşam TSİ 22:00'de oynanacak UEFA Avrupa Ligi finali çok sayıda tartışmayı beraberinde getirdi.
Finalde karşı karşıya gelecek Arsenal ve Chelsea yalnızca 3 biner taraftarlarını yanlarında götürebilecek. Bu Londra ile Bakü arasındaki her mil için bir taraftara denk düşüyor.
Maç, finalistlerin kentleri olan Londra'ya o kadar uzakta ki, taraftarları bu maçı Bakü'ye gitmek için binecekleri uçağın harcayacağı yakıta atıfta bulunarak "karbon ayak izi finali" olarak adlandırıyor.
Avrupa futbolunun en büyük ikinci kupasının hem maddi hem de çevresel maliyetinin yüksek olması, tartışmaların yalnızca bir kısmını oluşturuyor.
İngiliz futbolseverler için sınırlı sayıda bilet çıkarılması, doğrudan uçuşların olmaması, Arsenalli Ermeni futbolcu Henrikh Mkhitaryan'ın güvenlik nedeniyle Bakü'ye gitmemesi ve Azerbaycan'da futbol maçı organize etmenin zorlukları Avrupa Ligi finaline gölge düşmesine yol açtı.
Pek çok kişi finalin Azerbaycan'a verilmesini sorguladı.
Azerbaycan, bu finalin yanı sıra çok sayıda uluslararası etkinliğe nasıl ev sahipliği yapıyor?
Sorunun tek kelimelik bir yanıtı var: Petrol.
Birkaç yıl önce Azerbaycan büyük bir imaj problemi olduğunu fark etti. Uluslararası alanda iki şeyle nam salmıştı: Petrol parası ve felaket insan hakları sicili.
Birincisini kullanarak insanların ikincisini görmemesini sağlayabileceklerini fark ettiler ve bunu sporla yapmaya karar verdiler.
2017'de Azerbaycan'a Avrupa Ligi finali verildiğinde daha yeni İslami Dayanışma Oyunları ve Formula 1 yarışına ev sahipliği yapmıştı.
Bundan önce 9 milyon nüfusa sahip bu ülke 2012'de Eurovision'u, 2015'te Avrupa Oyunları'nı düzenlemiş, 2016 ve 2020 Yaz Olimpiyatları'na da adaylığını açıklamıştı.
Bir süre boyunca da İspanya'nın Atletico Madrid takımı 12 milyon euro karşılığında formalarında "Azerbaycan - Ateşin Ülkesi" reklamını taşımıştı.
1991'de SSCB'den bağımsızlığını kazanan bu ülke için bütün bu etkinliklere aday olmak ve bir kısmını düzenlemek ucuza mal olmadı.
Bunun parası büyük ölçüde petrolden geldi. Petrol Azerbaycan'ın ana ihraç ürünü ve aynı zamanda İngiltere ile arasındaki önemli bir bağlantı.
Arsenal ve Chelsea taraftarları ilk olarak 69 bin 870 kapasiteli stadyumda kendilerine yalnızca 6 bin koltuk ayrılmasına üzüldü.
Fakat Londra ve Bakü arasında doğrudan uçuş olmaması, İngilizlerin vize almasının gerekmesi, maçın yerel saatle 11'de başlayacak olması gibi lojistik sorunlar o kadar büyük bir etken oldu ki, kulüpler kendilerine ayrılan biletlerin yalnızca yarısını satabildi, gerisini iade etti.
Londra'dan Azerbaycan'a aktarmasız gidip gelmenin tek yolu, orada bir hafta geçirmeyi kabul etmek.
Arsenal'in Ermeni yıldızı Henrikh Mkhitaryan'ın güvenlik gerekçesiyle Bakü'ye seyahat etmeme kararı işleri daha da kötüleştirdi.
Mkhitaryan etnik kimliği nedeniyle hedef haline gelmekten korktu. Ermenistan ve Azerbaycan, Dağlık Karabağ bölgesindeki anlaşmazlıkları nedeniyle teknik olarak hâlâ savaşta.
Finalin etrafındaki bu kadar olumsuz haber, Azerbaycan'ın büyük uluslararası etkinlikler düzenleyerek saygınlık ve ün kazanma hedefine zarar verdi.
İnsan Hakları İzleme Örgütü Azerbaycan'ın "mega spor etkinliklerine" ev sahipliği yapma isteğinin, eleştirilere karşı imajını cilalama arzusundan kaynaklandığını belirtiyor.
Azerbaycan'ın yurtdışındaki imajını düzeltme kampanyasının arkasında ise Devlet Başkanı İlham Aliyev var.
2003'te babası Haydar Aliyev'in yerine göreve gelen Aliyev ülkeyi 16 yıldır yönetiyor.
Güvenilir seçim gözlemcileri, ülkedeki seçimleri hiçbir zaman adil ve özgür bulmadı.
Bu süreçte Aliyev, yasal sınırlamalara rağmen kendisini iktidarda daha uzun süre tutacak anayasal değişiklikler gerçekleştirdi.
Arsenal'in iki İngiliz kulübü arasındaki maçın 5 bin kilometre uzaklıkta oynanacak olması nedeniyle yaptığı şikayete Avrupa futbolunun yönetici kurumu UEFA bir yanıt verdi. UEFA yetkilileri maçın iki İngiliz takımı arasında yapılacak olmasını önceden tahmin etmenin imkansız olduğunu, Azerbaycan'ın Batı Avrupa'ya uzak olmasının büyük maçlara ev sahipliği yapma hakkının bulunmadığı anlamına gelmeyeceğini söyledi.
UEFA ayrıca geçmiş finallerdeki taraftar sayısının çok değişken olduğunu ve bu yüzden taraftarlara ayrılacak biletleri talebe göre önceden ayarlamanın mümkün olmadığını belirtti.
Bütün bunlar mantıklı açıklamalar.
Fakat UEFA Azerbaycan'ın insan hakları ihlallerine dair eleştirilere bir yanıt verilmiyor. Azerbaycan'ın çeşitli uluslararası spor düzenleyicisi kurumlara saçtığı paralara bakınca, zaten böyle bir yanıt vermelerini beklenmiyordu.