Bülent Tezcan'ın başkanlığındaki CHP heyeti, seçim güvenliğine yönelik Büyük Birlik Partisini (BBP) ziyaret etti. CHP heyetini, BBP Genel Merkezinde Genel Sekreter Üzeyir Tunç ve Genel Başkan Yardımcıları Ali Keser ile Samet Bağcı karşıladı. Yaklaşık bir saat süren görüşmenin ardından basın mensuplarına açıklamada bulunan Tezcan, Cuma günü başlattıkları ziyaret kapsamında bugün Büyük Birlik Partisini ziyaret ettiklerini söyledi.
Parti yetkilileriyle uzun ve güzel bir sohbet gerçekleştirdiklerini ifade eden Tezcan, TBMM Anayasa Komisyonunun gündemindeki yasa teklifinin seçim güvenliğine ilişkin görüşlerini aktardıklarını ve karşılıklı fikir alışverişinde bulunduklarını dile getirdi. Tezcan, şöyle konuştu:
"Hafta boyunca komisyon çalışmalarına devam ederken yine bizim taşımamız gereken kendilerinin düşünceleri, önerileri olursa onları da alarak parlamentoda bu çalışmayı sürdüreceğiz. Önemli olanın seçim güvenliği olduğunu ve seçim güvenliği çerçevesinde siyasi partilerin seçimlerde tercihlerini nereden yana kullanırlarsa kullansınlar ortak bir payda etrafında toparlanabilmeleri gerektiğini düşünüyoruz. Bu düşüncelerimizi paylaştık, görüş alışverişinde bulunduk. Verimli bir toplantı ve sohbet oldu. Kendilerine teşekkür ediyoruz."
"CUMHUR İTTİFAKINI DESTEKLİYORUZ"
BBP Genel Sekreteri Üzeyir Tunç ise Meclis gündeminde yer alan teklife ilişkin hem CHP'nin görüşlerini aldıklarını hem de kendi görüşlerini aktarma imkanı bulduklarını vurguladı.
Meclis gündeminde yer alan teklifi desteklediklerini belirten Tunç, şunları kaydetti:
"Büyük Birlik Partisi bugüne kadar yönetimde istikrarı, temsilde adaleti savunan bir parti olmuştur. Bugün de aynı kanaatte olan, 25 yıl önce ne söylemişse bugün de aynı şeyleri söyleyen bir parti, harekettir. Bu çerçevede baktığımızda, eksiği olabilir ama uyum yasalarıyla ilgili yeniden bir düzenleme, yeni bir paket daha geleceğini biliyoruz. Bununla ilgili bazı eksikliklerin giderilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Cumhur İttifakı'na sonuna kadar destek veriyoruz. Barajın sıfırlanmasını temsilde adalet adına sonuna kadar savunan bir hareketiz. Bugün de aynı şeyleri istiyoruz."
Tunç, baraj sorunun seçim ittifakı yoluyla çözüldüğünü gördüklerini vurgulayarak, hazine yardımının ittifak içinde ya da dışında netleştirilerek bir noktaya getirilmesi gerektiğini de bildirdi.
İKİNCİ ZİYARET DSP'YE
CHP heyeti ardından DSP'yi ziyaret etti. Tezcan'ın başkanlığındaki CHP heyeti, seçim güvenliğine yönelik Demokratik Sol Partisini (DSP) ziyaret etti. CHP heyetini, DSP Genel Merkezinde Genel Sekreter Abbas Deniz, Genel Başkan Yardımcıları Hasan Erçelebi, Onur İste, Uğur Gürel, Hasan Uğurtürk, Müzeyyen Okur ve Erdinç Özdil karşıladı.
Görüşmenin ardından basın mensuplarına açıklama yapan Tezcan, Türkiye'nin siyaset alanının hızla daraltıldığı bir sürecin içerisine girildiğini ifade ederek, "Tek adam koalisyonu kendi dışındaki siyaset alanını daraltma konusunda hem fiili hem de mevzuat engellerini adım adım Türk siyasetine örmeye devam ediyor." görüşünü savundu.
Tezcan, TBMM'de görüşülen ittifak yasası teklifinin siyaset alanını daraltma teklifi olduğunu belirterek, "Bu teklifin partilerin seçim ittifakıyla ilgili kısmı gündemde konuşulurken esaslı bir biçimde seçim güvenliğini ihlal eden bir teklif olduğunu bilmekte yarar var." dedi.
Demokratik Sol Partinin Türk siyasetinde çok önemli hizmetler gören bir siyasi parti olduğunu dile getiren Tezcan, özellikle 57. Hükümet döneminde önemli reformların altına imza atıldığını vurguladı.
"HUKUKA AYKIRI HAKSIZ BİR KARAR"
Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) aldığı kararla DSP'nin seçime katılamadığını hatırlatan Tezcan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının örgüt kurma şartını yerine getirmesini tespit etmesine rağmen mühürsüz seçimin mimarı olan Yüksek Seçim Kurulu, DSP gibi köklü bir partiyi seçime sokmamak için 'ilçelerde kongrelerini yapmadın, o zaman ben senin örgütlerini kurduğunu kabul etmiyorum' diyerek hukuka aykırı, haksız bir kararla seçim dışı bırakmak istemiştir. Bu çabaların başarılı olamayacağını biliyoruz. Bu çabalar Türk siyasetinin nasıl daraltılmak istendiğinin çarpıcı bir örneğidir. TBMM gündemindeki bu yasada ittifak adı altında bir taraftan barajı koruyarak barajı sıfırlamadan yüzde 10 barajının altındaki siyasi partilere hayat hakkı tanımayan, siyaseti tekelcileştirmeyi planlayan, çoğulculuğu ortadan kaldıran bir düzenleme. Bunlarla ilgili görüşlerimizi paylaştık. OHAL koşulları altında seçim güvenliğinin yok edildiğini, OHAL şartlarında yapılan seçimin sürekli bir meşruiyet tartışmasıyla karşı karşıya kalacağı konusundaki görüşlerimizi paylaştık. Ne olursa olsun, ne yapmaya çalışırlarsa çalışsınlar milletin oyunu çaldırmama konusunda kararlılığımızı ifade ediyoruz. İktidar ne yaparsa yapsın, seçimin güvenliği için geniş bir toplumsal mutabakat ve sivil toplum dayanışmasıyla siyasetin geniş iş birliğiyle sandıkların güvenliğini sağlama konusunda kararlılığımızı vurguluyoruz."
Tezcan, Türkiye'de güvenli seçim hareketine ihtiyaç olduğu konusunda ortak bir kanaatin bulunduğunu ifade ederek, DSP'li yöneticilerle de bu konuda bir görüş birliği içerisinde olduklarını anlattı.
"YSK MAĞDURU PARTİYİZ"
DSP Genel Başkan Yardımcısı Hasan Erçelebi ise önümüzdeki dönemde Türkiye'nin seçim güvenliği konusunun uzun süre tartışılacağını belirterek, görüşmelerinde bu konuda karşılıklı görüş alışverişinde bulunduklarını söyledi.
DSP'nin yıllarca Türk siyasetinde, devlet yönetiminde biriktirdiği tecrübeleri de bu görüşmede aktardıklarını dile getiren Erçelebi, "Biz şu anda Türkiye'de Yüksek Seçim Kurulunun mağduru bir partiyiz. Bu mağduriyetimizi kendilerine anlattık. Bu mağduriyetimiz, hukuka, haklılığa rağmen yapılan bir mağduriyettir. Önümüzdeki seçimlerde Yüksek Seçim Kurulu istemediği partileri seçime sokmayacaktır. Bu büyük bir tehlikedir." dedi.
Siyasi partilerin seçime girme özgürlüklerinin engellendiğini iddia eden Erçelebi, Türkiye'de seçim güvenliğinin olmadığını söyledi.
"OAJL'İN KALDIRILMASINI İSTİYORUZ"
Erçelebi, hem hukuki alanda hem de YSK'nın kendilerine söylediği alanlarda hazırlıklarını yaptıklarına seçimlere katılacaklarına vurgu yaparak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu hukuksuzluk halkımızın sandıklara koşa koşa gitmesini ve DSP'ye oy vermesini sağlayacaktır. Dünyanın hiçbir yerine OHAL ve sıkı yönetimler altında seçim yapılmaz, yapılırsa bu seçimler şaibelidir, meşru değildir. Bugün görüyoruz ki Türkiye'yi yönetenler ne olduğu belli olmayan ittifaklar kanunu çıkarırken öbür taraftan da OHAL'in ne zaman biteceği konusunda herhangi bir şey söylememektedirler. DSP olarak seçimlerin özgür, bağımsız, tarafsız yargı denetimi altında yapılması için OHAL'in kaldırılmasını istiyoruz. OHAL altında bir seçime gitmeyi düşünmüyoruz."