CHP Genel Başkan Yardımcısı Toprak: Süreci Şu Anda Kandil Ve İmralı Yönetiyor

Türkiye'de akan kanın durmasından yana olduklarını söyleyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak, "Süreci şu...

Türkiye'de akan kanın durmasından yana olduklarını söyleyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak, "Süreci şu anda Tayyip Erdoğan ve hükümet değil, Kandil ve İmralı yönetiyor. Silahı ne zaman bırakacaklarına, ne zaman çekileceklerine, hangi kanunun çıkarılacağına onlar karar veriyor. Bu demektir ki iktidar partisi ve hükümet, Kandil'e teslim olmuş." dedi.

Genel Başkan Yardımcısı Toprak, İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam ve İzmir İl Başkanı Ali Engin ile birlikte il binasında bir basın toplantısı düzenledi. Dün İstanbul Taksim Meydanı'ndaki olaylı 1 Mayıs kutlamalarını eleştirip işçilerin üzerine biber gazı sıkılmasını kınayan Toprak, "Dün Türkiye'de, özellikle İstanbul'da yaşanan 1 Mayıs olayları nedeniyle üzüntülerimizi belirtmek istiyorum. 1 Mayıs meydanları sanki teröristlerin meydanıymış gibi işçilerin üzerine biber gazı sıkılmasını kınıyorum. İşçilerin elindeki tek özgürlük meydanlarda kutlamak ise bunu çok görmemeliyiz. Diyarbakır'da Nevruz kutlamalarında biber gazı sıkıldığını görmedim ama İstanbul'da milletvekillerinin, işçi temsilcilerinin üzerinde biber gazı kullanılmasını kınıyorum. Bu, Başbakan'ın ikiyüzlülüğünü gösterir. Başbakan'ın, Türkiye'deki faşizan yönetim anlayışı içinde olduğunu gösterir." diye konuştu. Türkiye'nin sıcak paraya teslim olduğunu savunan Erdoğan Toprak, "İktidar partisinin son zamanlardaki yanlış politikalarından dolayı ülke ekonomisi sıkıntıya gidiyor. Bugün büyüme hızı gerilemeye, yüzde 2,5'e düşmeye başladı. Bugün Türkiye, kendi ayakları üstünde politika uygulayan devlet değil. Komşularıyla savaş mertebesine gelmiş olmasının nedeni, Türkiye'nin sıcak paraya teslim olması." dedi.

Reklam
Reklam

CHP Genel Başkan Yardımcısı Toprak, ana muhalefet partisi olarak kendilerinin ve parlamentonun sürecin dışında bırakıldığını ve yok sayıldığını iddia ederek şunları söyledi: "Ana muhalefet partisinin yok sayılmasını doğru bulmuyoruz. Müzakere masası kuruluyor, mektuplar gidip geliyor. Aşk mektubu değil, pazarlık mektupları. Pazarlık devletler arasında olur ama şu anda gördüğümüz müzakere süreci, sanki devletler arası müzakereymiş gibi. Bunu yanlış buluyoruz. Çözüm yeri Parlamento'dur. Benim gördüğüm manzara, bir sonraki adımda Suriye'de uçuşa yasak bir bölge konacak.Bunu iki üç ay içinde Türkiye kamuoyu da duyacak ve oraya da sözde kimyasal silah var denip bir güç kaydırılacak, yabancı bir güç ve Suriye parçalanacak. Sonra orada bir uydu Kürt devleti olacak ama Türkiye kamuoyunda bir grup insan bilsin ki bu ülkeyi yönetenler, Irak'tan ve parçalanan Suriye'den sonra sıra Türkiye'ye gelecek. Bunun da evsahipliğini ne yazık ki bizim Başbakan kendi elleriyle yapacak. Bunun hepsini topladığımda Türkiye'yi yönetenlerin Türkiye menfaatine politikalar yürütmediğini, bir kukla yönetim olduğunu ve birilerinin talimat verip bizim Başbakan'ın da şak diye yaptığının göstergesidir. Türkiye, kötü bir sürece doğru gidiyor. Gücümüz yettiğince bunun arkasında duracağız, Türkiye'nin parçalanmasına izin vermeyeceğiz."

Reklam
Reklam

CHP'nin çözüm sürecine girmediğini söyleyen bazı medya organlarını da samimiyetsizlikle suçlayan Toprak, "Destekliyorlar. Bilmediğiniz bir konuda neye destek veriyorsunuz? İçeriğini bilmiyoruz. O aşk mektuplarının içinde ne var bilmiyoruz. İmralı'dan Kandil'e, Kandil'den İmralı'ya ne gidip geliyor bilmiyoruz. Başbakan'ın hangi angajmana girdiğini bilmiyoruz ama bu işin iç dinamikleri olduğu kadar dış dinamikleri var. O dış aktörleri de doğru bilmemiz lazım. Burada arabulucu ülke kim? Durup dururken Sayın Başbakan'ın elini güçlendirecek, İsrail'in sözde özrünün altında ne var? Batı Akdeniz'de bulunan o petrolün güvenli geçişi mi? Sözde bir özürle Türkiye, elindeki kartların hepsinin iade etti." şeklinde konuştu.

Çözüm yerinin Meclis olduğunu söyleyen CHP Genel Başkan Yardımcısı, şunları kaydetti: "Çözüm de Kürt halkımızın insan haklarının bir an evvel Parlamento aracılığıyla verilmesinden geçer. Yoksa birileri benim kafama silah dayayarak olmaz. Silah bırakılmıyor, silahlı bir güç bir yere çekiliyor. Tehdit olarak tepemde duruyor. Türkiye'de bir silahlı birlik geri çekiliyor gibi hava esiyor. Bu bir devlet değil ki, bir terör örgütü. Sınır ötesine geçip Demokles'in kılıcı gibi tepemde durup, 'Şunu da çıkar, bunu da çıkar, yoksa ben silahlı tekrar gelirim.' demek doğru değil. Şu anda iktidarın zaafı bu. İktidar teslim olmuş durumda. Kendi vatandaşlarının haklarını biri benim başıma silah dayamadan, tehdit oluşturmadan vermeliyim. Benim siyaset yapma kanallarını oluşturmam lazım. Parlamento'ya bu sorunların gelmesini yaratmam lazım. Onun da yolu seçim barajından tutun da basın özgürlüğüne kadar her konuda çalışmaktan geçer.

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz