CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, Türk Tabipleri Birliği'nin (TTB) ismindeki "Türk", Türkiye Barolar Birliği'nin (TBB) ismindeki "Türkiye" ifadelerinin kaldırılması açıklamalarına ilişkin, "Ne Türk Tabipleri Birliği önündeki ad, ne Türkiye Barolar Birliği önündeki ad sizin ihsanınızla oraya konulmuş adlar değildir. Aklınızı başınıza alın. Milleti böldüğünüz yetti de arttı bile. Şimdi daha fazla toplumu bölecek tutumlardan uzaklaşın." dedi.
Tezcan, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, hafta sonu güzel bir kurultay gerçekleştirdiklerini, demokrasi yarışının unutulduğu bir dönemde, CHP'nin demokrasinin ve yarışın tek temsilcisi olduğunu bir kez daha gösterdiğini söyledi.
CHP olarak parti içi demokrasi ve yarışın unutulmaya yüz tuttuğu bir süreçte o bayrağı taşımanın kıvancını yaşadıklarını aktaran Tezcan, "Saray darbeleriyle genel başkanların istifa ettirildiği bir dönemi yaşıyoruz. 36. Olağan Kurultay'da en çok öne çıkarılması gereken şey, demokrasinin yok edilmeye çalışıldığı bir dönemde ülkede tek adam rejiminin hakim kılınmak istendiği bir dönemde bu kurultayın anlamı önemi bir kere daha ortaya çıkmıştır." ifadesini kullandı.
Kurultayda, yeni PM ve yeni YDK'nın oluştuğunu hatırlatan Tezcan, kurultayda 488 adayın PM'ye başvurduğunu, bunlardan 121'inin kadın olduğunu bildirdi.
Kadın adayların daha çok olduğu kurultaylar arzuladıklarını belirten Bülent Tezcan, PM'ye aday olanlar arasında 30 yaş altı 44 kişinin bulunduğunu vurguladı.
Gençlere ve kadınlara pozitif ayrımcılığı tüzüğüne yazan tek parti olduklarına dikkati çeken Tezcan, "60 kişilik PM'miz oluştu. 39 erkek, 21 kadın arkadaşımız PM'ye seçildi. 6 üye 30 yaş altında." bilgisini verdi.
En genç üyenin 25 yaşındaki Gamze Pamuk Ateşli olduğunu bildiren Tezcan, seçilen 60 kişiden 26'sının milletvekillerinden oluştuğunu söyledi.
Meslek olarak bakıldığında PM'de 13'le en yüksek sayının avukatlarda olduğunu dile getiren Tezcan, ayrıca 11 akademisyen, 5 iş insanı, 4 mühendis, 4 doktor, 2 de diplomat bulunduğunu aktardı.
Yeni PM'nin yönetmelik gereği bu cumartesi günü saat 10.00'da Genel Başkan Kılıçdaroğlu başkanlığında toplanacağını anlatan Tezcan, yeni MYK'nın da Kılıçdaroğlu tarafından uygun görüldüğü zamanda atanacağını ifade etti.
Tezcan, yeni YDK'nın da gelecek hafta ilk toplantısını yapıp görev dağılımını gerçekleştireceğini açıkladı.
Tutuklu İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu'nun oy birliği ile PM'nin onur üyesi seçildiğini hatırlatan Tezcan, Berberoğlu'nun parti ve kurultay delegelerine gönderdiği teşekkür içeren kısa mektubunu da toplantıda okudu.
- "İnternet yayınına sansür getiriyorlar"
Demokrasilerin en önemli özelliklerinden birinin özgür medya olduğuna dikkati çeken Tezcan, iktidar partisinin TBMM'ye sunduğu yeni torba yasa ile internet sansürünü hayata geçirme peşinde olduğunu söyledi.
İktidarın internet yayıncılığını lisans şartına bağlamak istediğine işaret eden Tezcan, "Bununla daha yayın yapılmadan sansür uygulamak peşindeler. Dünyanın hiçbir ülkesinde yayın yapılmadan denetim yoktur. Dijital çağda yaşıyoruz ve internete getirilen bu sansür, bir dijital sansürdür. Kuzey Kore modelidir. Türkiye'yi Kuzey Kore modeline mahkum etmek isteyen bir iktidarla karşı karşıyayız." diye konuştu.
- "El Nusra terör örgütü müdür?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Genel Başkan Kılıçdaroğlu'na "YPG bir terör örgütü müdür açıkla?" dediğini, Kılıçdaroğlu'nun da cevabını dünkü grup toplantısında verdiğini belirten Bülent Tezcan, "Siz YPG terör örgütü lideri Salih Müslim'i ağırlarken, onunla görüşürken, onu devlet protokolüyle el üstünde tutarken, Türkiye Cumhuriyeti'nin yargısı Yargıtay düzeyinde PYD/YPG'ye terör örgütü denmişti. Siz onu bu karara rağmen el üstünde tuttunuz." değerlendirmesini yaptı.
Bu soruya AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal'ın "devlet görüştü" karşılığını verdiğinin altını çizen Tezcan, şöyle devam etti:
"Biz bu devlet görüştü lafına aşinayız. Oslo sürecinde, Kandil İmralı görüşmesinde aynısını gördük. Hep 'devlet görüştü, devlet görüştü...' Bu ne pişkinliktir ne utanmazlıktır. Siz yargı kararıyla terör örgütü diye tescillenen bir örgütünün liderini, kırmızı halıyla karşılayıp görüşünce devlet görüştü oluyor. Ancak legal bir parti, bizim adalet yürüyüşümüze gelip 500 metre yürüdü diye kıyameti kopardınız, 'CHP terörle iş birliği yapıyor' diye. Bu pişkinlik karşısında söz bitiyor. Şimdi biz başka bir soru soruyoruz? Sayın Erdoğan, 'El Nusra terör örgütü müdür?' Şimdi Sayın Erdoğan, cevabını verecek, vermeyecek bilmiyorum ama aynı soruyu Sayın Binali Yıldırım'a soruyorum, 'El Nusra terör örgütü müdür?' Sayın İbrahim Kalın, Sayın İçişleri Bakanı, 'El Nusra terör örgütü müdür?' Bu sorunun cevabını merakla bekliyoruz, çıkıp söyleyin bakalım."
- "Kimsiniz siz"
Terör örgütleriyle masaya oturma şampiyonu olan iktidarın, FETÖ'yü de devletin bütün mahremlerine yerleştirdiğini savunan Tezcan, iktidar FETÖ'cü olmazken, hayatı boyunca bu terör örgütüyle mücadele eden gazetecilerin hapse atıldığını vurguladı. Tezcan, "Bu nasıl bir utanmazlıktır? Bu nasıl bir pişkinliktir? Anlamak mümkün değil. Dil tutuluyor, vicdan şaşırıyor bunların pişkinlikleri ve utanmazlıkları karşısında." dedi.
Türk Tabipleri Birliği ve Türkiye Barolar Birliği'nin isimlerinde yer alan "Türk ve Türkiye" ifadelerinin kaldırılması yönündeki açıklamaları hatırlatan Tezcan, "Türklüğü ve Türkiye adını tahsis etme yetkisi ellerindeymiş gibi sıkılmadan çıkıp 'Türk Tabipleri Birliği'nin önündeki Türk, Türkiye Barolar Birliği önündeki Türkiye adını kaldıracağız.' diyorlar. Kimsiniz siz, kim? Nasıl kaldıracaksınız bu isimleri? Bu ismin babası siz misiniz?" değerlendirmesinde bulundu.
Tezcan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sizin konjonktürel milliyetçiliğiniz koymadı o isimleri, o odaların, birliklerin adlarının başına. Canınız isteyince Türkiye Cumhuriyeti tabelalarını indireceksiniz, andımızı kaldıracaksınız, her türlü milliyetçiliği ayaklar altına alacaksınız ondan sonra Afrin'e operasyon yaparken en sıkı milliyetçi kesileceksiniz? Yok öyle yağma. Sizin milliyetçiliğiniz konjonktürel milliyetçiliktir. Şimdi, sanki Türklük babanızın malıymış gibi kalkacaksınız işinize gelince ayaklar altına alıp çiğneyeceksiniz, işinize gelince ağzınıza sakız yapıp çiğneyeceksiniz. Bu hakkı size vermeyeceğiz. Ne Türk Tabipleri Birliği önündeki ad ne Türkiye Barolar Birliği önündeki ad sizin ihsanınızla oraya konulmuş adlar değildir. Aklınızı başınıza alın. Milleti böldüğünüz yetti de arttı bile. Şimdi daha fazla toplumu bölecek tutumlardan uzaklaşın."
- Kılıçdaroğlu'nun "Afrin" açıklaması
Man Adası'na para aktarıldığına yönelik iddialara da değinen Tezcan, "Sayın Erdoğan, yakınların hangi şirketi sattı? Bu şirketin bilançosu nedir, ne kadar kar etmiş, vergi ödemiş? 15 milyon dolar edecek hangi mal varlığı var? Bu sorudan kurtulamazsınız, bu sorunun cevabını millete vermek zorundasınız." diye konuştu.
Tezcan, açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
"Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, 'CHP içinde PYD ve YPG'ye terör örgütü diyemeyen hala dolaylı sesler var.' dedi. Buna bir cevabınız olacak mı?" sorusuna Tezcan, "PYD lideri Salih Müslim'in önüne kırmızı halı serip, devlet protokolüyle karşılamalarının sebebi bizim içimizdeki farklı sesler miymiş? Ondan cesaret alarak mı bu karşılamayı yapmışlar?" yanıtını verdi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Afrin'e girilmemeli" açıklamasının sorulduğu Tezcan, "Sayın Genel Başkanımız, Türkiye'nin güvenliği için gidilmesi gereken yere kadar gidilmeli ama hasıl olan ihtiyacın tamamlandığı yerden sonra da orada durulması gerektiğini söylemiştir. Burada söylediği şey 'Kalıcı olmak için değil, Türkiye'nin güvenliği için gittik.' sözüdür. Bu tutumla, bu söz birbiriyle örtüşen bir sözdür. Bunun aksine orada yerleşme sevdalarına karşı dikkat çekmiştir." karşılığını verdi.
Tezcan, hiç kimsenin, Türkiye'nin olmayan topraklarda kalıp, kendi evlatlarının kanının akmasını istemeyeceğini kaydetti.
- "Herkes diline dikkat etmeli"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Zeytin Dalı Harekatı ile ilgili "Gerekirse ben de giderim" sözlerinin hatırlatıldığı Tezcan, "Ülkenin milli çıkarları gerektiği zaman herkes gereğini yapmalıdır ve yapar. Ancak vatanseverliğin, yurtseverliğin ölçüsü o gereği vakarla yapmaktır. Grup toplantılarında bu meseleyi siyaset malzemesi yaparak, gümbür gümbür bağırıp çağırarak ciddi devlet adamlığı olmaz. Dikkat etmek gerekir. Türkiye sıkıntılı bir bölgede, sıkıntılı bir süreç yaşıyor." dedi.
Herkesin diline dikkat etmesi gerektiğinin altını çizen Tezcan, "Ağzını açan 'Biz de gideriz en önde' diyor. Bunlara gerek yok. İhtiyaç bu değil. Eğer siyasetçinin, liderin de gitmesi gerekiyorsa gidecektir. Herkes gidecektir ama bunu bir iç siyaset malzemesi haline getirip, içeriyi militarize edecek dil ve sözlerden ısrarla kaçınmak gerekir." ifadesini kullandı.
"HDP'nin hafta sonu yapılacak kongresi var ama çok sayıda bileşen ve delege gözaltında. Bu konuda değerlendirmeniz ne olur?" sorusu üzerine CHP Genel Başkan Yardımcısı Tezcan, siyasal partilerin siyaset yapma hakkını ortadan kaldırmaya yönelik adımların uygun olmayacağını kaydetti.