Chp Genel Başkan Yardımıcı Ve Parti Sözcüsü Haluk Koç:

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kamu Politikalarından sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve AK Parti arasında soğuk rüzgarların estiğini belirterek, “Gül ve Erdoğan arasındaki kavga bir saray kavgasıdır” dedi.

Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısında Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun üyelere görevleri hakkında açıklamalarda bulunduğunu ve üyelerin görüşlerini aldığını söyleyen Koç, Türkiye’nin gündemindeki konuları değerlendirdi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Basın Başdanışmanı Ahmet Sever’in açıklamalarını da değerlendiren Koç, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Basın Başdanışmanı aracılığıyla bazı serzenişlerde bulunduğunu kaydetti. Bu serzenişleri siyasi boyutu ile anlayışla karşıladıklarını ifade eden Koç, “Anayasa Mahkemesi, verdiği iptal kararı ile çok önemli bir çabayı açığa çıkardı. Bu çabayla sayın Tayyip Erdoğan adeta bir terzinin gömlek elbise dikmesi gibi elindeki güçle Türkiye’yi kendine göre en üst noktadan, en alt idari noktaya kadar biçimlendirmeye çalışıyor. 2002 yılından buyana sayın Başbakan, tek adam yönetimi önündeki bütün denge unsurlarını adım adım saf dışı bırakmıştır. Medya üzerine sistematik bir baskı kurulmuştur. Sizlerin yayın mutfaklarında maalesef özel menüler ve cımbızlarla daha farklı haberler hazırlanıyor. Bunu herkes biliyor” dedi.

Yargının 12 Eylül referandumuyla tamamen bir iktidar yargısı haline getirildiğini ileri süren Koç, “Burada tüm onurlu dik duran savcılarımızı, hukukçularımızı tenzih ederek söylüyorum, 'bu baskı maalesef yargının bir çok kademesinde iktidar söylemiyle örtüşen kararlar alma noktasına giden bir adli sistem yaratmıştır.' Toplumsal muhalefetin tüm unsurları özel yetkili mahkemeler aracılığıyla bir baskı rejimini dönüştürülüp susturulmuştur. Dün tartışmalarda geldiğimiz nokta bir saray kavgasıdır. Burada sayın Başbakan, iktidarın inşası süresince dayandığı tüm yapıları birer birer saf dışı etmektedir. Türkiye’de özel yetkili mahkemelerin kaldırılması adı altında başlayan süreçte yaşanan kavgaları da, Cumhurbaşkanlığı ile ilgili yasayı da bu şekilde yorumlamak gerekir. Sayın Başbakanın Cumhurbaşkanlığına ulaşması yönünde bir engel olarak düşündüğü her ihtimali 40 yıllık bir dostu bile olsa saf dışı bırakmaya yöneliktir. Bu bakımdan sayın Cumhurbaşkanının serzenişi hem Anayasa’nın eşitlik ilkesine hem de dostluğun temel kurallarına dayanıyor. Bizce haklı bir serzeniş. Ancak esas üstünde durulması gereken şudur; Türkiye Sayın Başbakanın tek adam içerisinde yönettiği, sadece Başbakan değil; Başyargıç, Başsavcı, Başmüteahhit ve ne derseniz herşeyin başına ekleyebilirsiniz. Böyle bir kimlik içerisinde iktidarı kendi parti mensupları ve yol arkadaşları ile paylaşmadığı herkesi kendisine risk oluşturduğu noktada düşman görebilen bir rejimin bugün Türkiye’de uygulayıcısıdır” dedi.

Cumhurbaşkanı Gül ve AK Parti arasında soğuk rüzgarların estiğini ileri süren Koç, 2014 yılın Cumhurbaşkanın görev tanımsızlığının kendisinde ciddi bir kırgınlık ve belirsizlik yarattığını ifade eden Koç şunları kaydetti:

“Sayın Abdullah Gül kurucusu olduğu partiye biraz küskün ve kırgın… Bu yansıyor açıklamalardan. Bunu kim söylüyor; bunu Sayın Cumhurbaşkanının Başdanışmanı Ahmet Sever söylüyor. Görülün şudur ki, topa girmiyor Sayın Cumhurbaşkanı ve sadece danışmanı aracılığıyla partisine mesaj vermeye çalışıyor. Bu mesaj peki AK Parti tarafından alınmış mıdır? Bence pek alınmışa benzemiyor. Hüseyin Çelik, derhal kontratak yapıyor ve Abdullah Gül’e hem Cumhurbaşkanlığı kapılarını, hem siyasetin daha sonraki aşamalarında olabilir ya üstlenmek istediği ya da kendisine uygun gördüğü pozisyonların tümünün belki Kayseri İl Başkanlığı da dahil kapatmış gibi gözüküyor. Hatta sayın Hüseyin Çelik, bugün bir iki büyük gazetede yer aldı. Abdullah Gül’e jest yap diyor. Yani Köşkün restine, jest yanıtını bekliyor. AK Parti içerisinde Cumhurbaşkanlığı yarışı başladı. Yıllardır Türkiye’yi kırıp dökmeye devam ettiler, şimdi olayın başka kişisel çekişme noktasına geldiler.”

Yükse Askeri Şura’nın yarın toplanacağını ve terfilerin yapılacağını kaydeden Koç, “Bu kurulda kesin yargı kararı olmadan, henüz kesin yargı kararı ortaya çıkmadan tutuklu olan 68 komutanın terfileri görüşülecek. Büyük bir ihtimalle yargısız infaz yapılacak. Bir kere daha Yüksek Askeri Şura’da dahil ve onu oluşturan kim olursa olsun kişilerde dahil sonuçta devlet mekanizmasında görevleri olan kişilerdir, bütün kurum ve kuruluşlarda hukuka saygı istiyoruz. Yargısız infaz yapılmaması için herkesi CHP olarak uyarıyoruz ve sorumlu davranmaya davet ediyoruz. Şimdilik bu uyarıyı yapmakla yetindiklerinin” altını çizdi.

Gazetecilerin sorularını da cevaplandıran Koç, Hatay’da bir milletvekilinin oğlunun polisleri sıraya dizerek teşhir ettiğine dair görüntülerin olduğunu ve milletvekili ve oğlunun şuanda AK Parti’de olduğunu sorması üzerine Koç, “İngiltere Başbakanı David Cameron’un oğlu ile ilgili emniyeti ilgilendiren bir takibat olduğunda bizzat emniyete giderek ifade vermişti. Birleşik Krallığın Başbakanı… Türkiye’de bırakın Başbakanın oğlunu, bırakın bakanların oğlunu, artık iktidar milletvekillerinin oğlunun bir adli sürecin içine girmesi durumunda o kişilerin gidip ifade vermesini bırakın o süreci çalıştıran devlet görevlileri ifadeye çağırılıyor. Zaman zaman ağlayarak konuşsa da AK Parti’nin vicdanı olmaya soyunan bir Başbakan Yardımcısı var. Hükümet toplantısının sonunda sizin sorularınız çerçevesinde rahatsızlığını dile getirdi. Ben gözyaşlarını göremedim. İyi polis, kötü polis oynamaya devam ediyorlar. Bu kabul edilebilecek durum değildir” dedi.

Malatya’da Ramazan davulcusu ve bir alevi aile arasında başlayan tartışmanın büyümesi üzerine başlayan olayların sorulması üzerine ise Koç, “Türkiye’de zaman zaman Ramazan aylarında değişik ülke noktalarında da benzer olaylara tanık oluyoruz. Çok hassas ve üzerinde durulması gereken bir konudur. Mutlaka bu süreçte prokovatif süreçte bulunan kişilerin adli makamlara sevk edilmesi gerekir. Ama ben yurttaşlarımızın kendi inanç dünyalarında sağduyulu davranacaklarını inanıyorum” dedi.