CHP Grup Başkan Vekili Tarhan: Başbakan Suçluluk Psikolojisiyle Saldırıyor

CHP Grup Başkan Vekili Emine Ülker Tarhan, İmralı tutanaklarının basına sızdırılması konusunda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın korkuları olduğunu ileri sürdü. Tarhan, “Başbakan, suçluluk psikolojisiyle basına saldırıyor. Bir şeylerden korkuyor ancak korkunun ecele faydası yok. O yüzden korkmasın, utanmasın ve bir an önce çıksın, bizi aydınlatsın.” dedi.

Bir dizi inceleme ve ziyaretlerde bulunmak üzere Muğla’ya gelen Grup Başkan Vekili Tarhan, partisinin merkez ilçe başkanlığında gazetecilerle görüştü. Türkiye’de kadına yönelik şiddetin yüzde bin 400 artarak manşetlere taşındığını söyleyen Tarhan, “Anayasa’da istenildiği kadar kadına yönelik pozitif ayrımcılık getirin, zihniyet sorunu çözülmedikçe kadına şiddet sorunu çözülemeyecektir. Düğmelere, butonlara basarak kadınları korumanız mümkün değildir. Kamu görevlilerine gerektiği ölçüde müeyyide uygulamazsanız, tazmini ya da cezai karşılığı olmazsa kadını koruyamazsınız. Bunun çözümüyle ilgili Sayın Fatma Şahin’e görüşlerimi ilettim ancak bir karşılık görmedi. Kadın, sizin zihin haritanızda arkanızda yürüyen ikincil bir varlıksa, tırnak içinde söylüyorum bir mahluksa o zaman onu koruyamazsınız.” şeklinde konuştu.

Kamuoyunda 2B olarak bilinen orman vasfını yitirmiş araziler konusunda muhalefetin ve orman köylüsünün yaşadığı mağduriyet sebebiyle tepkilerin giderek arttığını savunan CHP Grup Başkan Vekili Tarhan, “2B yasası, 7 milyonu orman köylüsü olan 10 milyona yakın insanı ilgilendiriyor. 2B çalışmasına ilişkin projemizi iktidardan önce hazırlamıştık, seçim projemizdi. Bizim önerimiz, orman köylüsüne bedelsiz, tarım ve hayvancılık yapan, üzerinde evi olanlara emlak vergisi, yatırım amaçlı olanlardan rayiç bedel üzerinden bir devir söz konusuydu ancak gerçekleşen bu değil. Yaşanan mağduriyetten dolayı bir geri adam daha atılacağını öngörüyorum, çünkü yeni rant alanları açmak dışında bugün orman köylüsünün tamamının dışlandığı bir süreç başlamıştır. Bu tepkiler artacaktır.” dedi.

Emine Ülker Tarhan, 4. yargı paketini kapsamlı bir şekilde inceleme fırsatı bulamadığını da belirterek, “İlk bakışta yaptığım değerlendirmede, Terörle Mücadele Yasası'nda yapılan, terör suçlarındaki propaganda suçunun, öğeleri değiştirilerek suç olmaktan çıkarılması ve tutuklama sürecinin incelenmesine ilişkin konuların değiştirilmesidir. Bu ülkede yoksullara zenginlik illüzyonu olarak, asgari ücretle çalışan bir işçinin 221 yıl sonra ev sahibi olacağı müjdeleniyor ya onun gibi bir şey. 1., 2., 3. ve 4. yargı paketi gibi aldatmacalarla karşı karşıyayız.” diye konuştu.

BDP heyetinin İmralı görüşmelerinin basına yansıması konusunda da açıklamalarda bulunan CHP'li Tarhan, “Başbakan korkuyor tutanak ifşasından, kendisine bir padişahlık kurguladığı için. Karanlık düşünceliler, bazı suçlarının ortaya çıkmasından endişe duyarlar. O suçluluk psikolojisiyle basına saldırıyor, hattâ kendi arkadaşlarına saldırıyor. Eğer öyle bir korkusu olmasa kendi arkadaşlarını susturmayı reva görür mü? Öcalan’ın açıkça ifade ettiği ve bizim de ondan öğrenmek zorunda kaldığımız, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'ndan değil, bir siyasetçiden değil, bir teröristbaşından öğrenmek zorunda kaldığımız o kayıtlar konusunda bize bilgi vermek zorundadır.” dedi.

Tarhan, emekçi kadınların temsilcili olarak ve askerlik yaşına yaklaşmakta olan oğul anası olarak Başbakan Erdoğan'a şu soruları sormak zorunda olduğunu söyledi: “Seçilmiş valiler konusunda bir eyalet valiliği söz verilmiş midir? Anayasa çalışması, PKK ile birlikte mi yapılıyor? PKK ile MİT ve Başbakan, kendisini tutuklatacak bazı güçlere karşı birlikte omuz omuza mücadele mi etmiştir? Salt birinin padişahlık düşü için, bir kişinin kendi kişisel bekâsı için, siyasi ikbali için ülkenin menfaatini feda etmesi konusunda soru sormak zorundayız. Silahları kullanmayanların başka ülkelere gideceğinden söz ediliyor; pekiyi bu silahlar kimin kullandığı, kimin kullanmadığı ya da kimin ölüm emrini verdiği konusundaki ayıklamayı, bu sınırlı yetenekteki istihbaratları mı yoksa Habur mahkemeleri mi yapacak? Genel af yok diyorlar ancak bu, önümüzden insanların ellerini kollarını sallayarak geçip başka ülkelerin sınırlarına geçmesi ve silahlı olarak orada konuşlanması, gerektiğinde fırsat kollamasıdır.