CHP Grup Başkanvekili Altay:

"Hadi bir ittifak da biz yapıverelim diye ittifak yapacak halimiz yok. Partilerin başkanlık sistemine bakışı dahil anlayış, ilke, prensiplerini görürüz. Bizimkine en yakın partilerle ittifak yaparız" - "Bir bakmışsınız ki AK Parti-MHP ittifakı da çatlayıvermiş, belli olmaz"

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, "Hadi bir ittifak da biz yapalım" diyerek ittifak kuramayacaklarını belirterek, "Partilerin başkanlık sistemine bakışı dahil anlayış, ilke, prensiplerini görürüz. Bizimkine en yakın partilerle bir talep de varsa ittifak yaparız." dedi.

Altay, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Milli Güvenlik Kurulunun dün toplandığını, buradan biraz hikaye, masal, hamaset çıktığını ancak stratejik, diplomatik konularda, uluslararası ilişkilerde terörle mücadelede hamasetle hiçbir yere varılamayacağını söyledi.

Reklam
Reklam

Başbakan Binali Yıldırım'ın, terör örgütlerine yönelik sözlerine işaret eden Altay, Yıldırım'ın "Sürekli isim ve yer değiştiriyorlar ama üzerindeki postu kaldırınca kim oldukları meydana çıkıyor. Birilerinin amaçlarına hizmet etmek amacıyla geliştirilmiş, yönlendirilmiş, sipariş üzerine kurulmuş örgütler. Hangi kılıkta, hangi isimle gelirse gelsin, belki bazı dostlarımızı geçici bir süre kandırabilirler ama Türkiye Cumhuriyeti'ni ve aziz milletimizi kandıramazlar." dediğini belirtti.

Altay, Yıldırım'ın, AK Parti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, terör örgütleri, diğer ülkelerin devlet başkanları tarafından kandırıldığına yönelik yıllardır dile getirdikleri iddiaları tescillediğini savunarak, Yıldırım'a teşekkür etti.

Yıldırım'ın "Benim kastım Erdoğan değil" diyeceğini ifade eden Altay, "PKK, PYD, YPG, DAEŞ, FETÖ hangi dostlarınızı kandırdı? Bu dostlarınızın görevi, statüsü neydi? Bu dostlarınız size kandırıldıkları için yanlış iş yaptı mı? Bu proje terör örgütleri tarafından kandırılmalardan dolayı Türkiye'nin uğradığı can kayıpları başta olmak üzere bütün kayıplarımızın bedelini niye millet ödüyor?" diye sordu.

Reklam
Reklam

- "Projenin parçası olmuşsun"

Bu örgütlerin Büyük Ortadoğu Projesi ile ilişkisini soran Altay, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu örgütlerin Büyük Ortadoğu Projesi ile aidiyeti, illiyeti, ilişkisi varsa Erdoğan, halen Büyük Ortadoğu Projesi'nin eşbaşkanı mıdır? Proje terör örgütü iddiası doğru olmakla birlikte Erdoğan, bu projenin neresindedir? Nasıl kandırılarak, bilerek, isteyerek hizmetlerde bulunmuştur sorgulanması lazım. PKK proje terör örgütüdür. Proje terör örgütü ile Türkiye Cumhuriyeti gibi büyük devlet masaya neden oturur? Proje terör örgütünün elebaşısı için 9 AK Parti en üst yöneticisi, Abdullah Öcalan için bu kadar övgü dolu sözü niye söyler? PKK ile masaya oturmuşsunuz, YPG, PYD ile iş tutmuşsunuz, DAEŞ'i taltif etmişsiniz, FETÖ'ye de devleti teslim etmişsiniz. O halde siz bu projenin parçası olmuşsunuz, bilerek, isteyerek ya da kandırılarak. İkisi de vahim."

- "Masayı başınıza yıkar"

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal'ın, CHP'ye yönelik milli güvenlik sorunu şeklinde açıklamalarda bulunduğunu ifade eden Altay, "Sen yat kalk CHP'ye dua et. CHP'nin yapıcı uyarıları, samimi katkılarıyla bugün Türkiye çok şükür, iyi kötü ayakta. Üç gün sonrasını öngöremeyen, basiret yoksunu, herkes tarafından kandırılan, aldatılan Erdoğan, asıl bu ülkenin milli güvenlik sorunudur." diye konuştu.

Reklam
Reklam

Altay, AK Partili bazı üst düzey yöneticilerinin, Atatürk ile ilgili hasmane tutumlarını ortaya koymalarından güç alan çok sayıda kamu yöneticisi, bürokrat, il milli eğitim müdürleri başta olmak üzere müdürlerin Atatürk'e hakaret konusunda sıraya girdiğini savundu.

"Menderes'in yaptığı hatayı yapmayın. Bu meczuplara taviz verip, ülkeyi karıştırıp sonra yeni bir Atatürk'ü koruma kanunu çıkarmak zorunda kalmayın." diyen Altay, milletin gönlünden Atatürk'ü silmeye gücün yetmeyeceğini vurguladı.

Bürokratlara, "Siyasetçiler her gün elli türlü laf eder, onlara kanıp, saray soytarısı gibi yalakalık yarışına girip, edepsizlik yapmayın, haddinizi bilin. Bu millet gelir o masayı başınıza yıkar." diye seslenen Altay, kimse kimsenin baş örtüsüne de eteğinin boyuna da karışmayacağını kaydetti.

- "Devletin laik niteliğinden rahatsız olan"

CHP Grup Başkanvekili Altay, 3 Nisan 1919'da Afife Jale'nin sahneye çıktığını anımsatarak, dün TBMM'deki "Meclis Sohbetleri"nde Devlet Tiyatrolarının sözleşmeli sanatçılarıyla gerçekleştirilecek Çanakkale konulu görsel sunumda görevli olan kadınların sahneye çıkarılmadığını iddia etti.

Reklam
Reklam

Bunun bir ayıp olduğunu ifade eden Altay, "Kurtuluş Savaşı, Birinci Dünya Savaşı, Çanakkale Savaşı'nda kadınların değerini, önemini hiçe saymak, önce onlara saygısızlık. Şerife Bacılara, Nene Hatunlara saygısızlık. TBMM'de devletin laik niteliğinden rahatsız olan yönetici noktasında kafalar var. Bunları Türkiye'de yaşayan bütün kadınların vicdanına, demokratik refleksine havale ediyorum. Türk kadını kendisine yapılan bu saygısızlığa en yüksek refleksi verecektir. Türk kadınından özür dilenmesini bekliyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

- "Ceza davası açmasını bekliyorum"

Altay, bir soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu hakkında 27 Mart'ta partisinin TBMM Grup Toplantısındaki açıklamalarından dolayı 250 bin liralık tazminat davası açmasını da değerlendirdi.

Bu konularda mahkeme salonlarında hesaplaşmak için ceza davasının daha doğru olduğunu savunan Altay, "Ben Sayın Cumhurbaşkanına diktatör dedim diye bana ceza davası açmış. Diktatörlük kötü, FETÖ'nün bir numaralı siyasi ayağı olmak iyiyse onu bilmem. Erdoğan'dan, Genel Başkanımız hakkında ceza davası açmasını bekliyorum çünkü bu hesaplaşma ancak orada görülür. Genel Başkanımız niye bunu söylediğine dair belgelerini koyar Erdoğan da bunun böyle olmadığına yönelik eğer elinde belge varsa koyar." ifadesini kullandı.

Reklam
Reklam

- "Köprülerin altından çok sular akar"

CHP'nin ittifak çalışmalarına yönelik bir çalışması olup olmadığı sorusuna ise Altay, şöyle karşılık verdi:

"CHP, diğer partilerle informal olarak sohbetler, ziyaretler yapıyor. Partilerin anlayış ve ilkelerini görmemiz lazım. 'Hadi bir ittifak da biz yapıverelim' diye yapacak halimiz yok. Partilerin başkanlık sistemine bakışı dahil anlayış, ilke, prensiplerini görürüz. Bizim anlayış, ilke ve prensiplerimize en yakın partilerle bir talep de varsa - tabanda da bunun uygunluğu çok önemli - ittifak yaparız. Çekin arkasını imzalarsanız ciro edersiniz, kime verirseniz gider parayı alır ama oy ciro edilmez. İttifak yapmak demek o partinin seçmeninin vereceği oyu, diğer partiye tahvil etmesini kabul etmesi demek değil. Gördüğüm, Türkiye'nin ülkücüleri, MHP'nin dava adamları bu ittifaktan hoşnut değil. 'Ben Erdoğan'ın başkanlık yolunu açacak bir ittifaka oy vermem' diyen yüzlerce MHP'li, ülkücüyle karşılaştım. Tabanın değerlendirmesi, anlayışı, tespit edilmeden yapılacak ittifaklar da çok bekleneni karşılamaz. Umarım sandık erken gelir, erken gelecekse ittifak süreçleri hızlanır. Yoksa zamanında yapılacaksa daha iyi. O zamana kadar zaten köprülerin altından çok sular akar. Bir bakmışsınız ki AK Parti-MHP ittifakı da çatlayıvermiş, belli olmaz."

Reklam
Reklam