CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, daha önce özel hayata müdahale konusunda herhangi bir düşüncesi yokmuş gibi görünen hükümetin, artık özel hayatı da düzenlemek konusunda son derece kararlı olduğunun görüldüğünü belirterek, çantasındaki şarap nedeniyle deniz otobüsüne alınmayan vatandaşı örnek gösterdi. Hamzaçebi, “Bu olayın Sayın Başbakanın İstanbul Bilgi Üniversitesi rektörünü arayıp, ‘üniversitede bira satmayacaksın’ talimatından sonra meydana geldiğini unutmayalım. Yarın öbür gün kızlarımızın, kadınlarımızın kıyafetlerine karışmaya başladığını görürsek hiç şaşırmayalım” dedi.
Hamzaçebi, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, Başbakan Erdoğan’ın başbakanlığı ile birlikte Türkiye’nin artık giderek demokrasiden uzaklaşan bir seyir izlediğini söyledi. Hamzaçebi, artık ‘hangi mahkemelerin kurulacağına, bu mahkemelere hangi hakimlerin atanacağına karar veren, hangi suçluların veya suçların affedileceğine, hangi kişilerin mahkum olacağına veya tutukluluk hallerinin devam edip etmeyeceğine; heykellerin stilinden, üniversite kampuslarında nelerin satılması gerektiğine, nerelere cami yapılacağına, bu camilerin kubbe genişliğinin, minare sayısı ve uzunluğunun ne olacağına karar veren, kadınların nasıl doğum yapacağına, doğum kontrolü yapıp yapılmayacağına, anne babaların kaç çocuk sahibi olacağına karar veren’ bir başbakan olduğunu söyledi.
Türkiye’de hayatın her alanını programlamaya yönelmiş bir anlayış olduğunu belirten Hamzaçebi, “Daha önce bireyin özel hayatını düzenleme konusunda yetkili görmeyen veya özel hayata müdahale konusunda herhangi bir düşüncesi yokmuş gibi görünen hükümetin artık özel hayatımızı da düzenlemek konusunda son derece kararlı olduğunu görüyoruz. Bunun ipuçları birer birer çıkmıştır.
“YAKINDA KIYAFETLERE KARIŞILIRSA ŞAŞIRMAYIN”
Bu ipuçlarından birinin İstanbul’da deniz otobüsüne binmek isteyen bir yolcunun marketten aldığı birkaç şişe şarap nedeniyle İDO yetkilileri tarafından azarlanması ve deniz otobüsüne alınmaması olduğunu belirten Hamzaçebi, şunları kaydetti:
“İDO özelleştirildi ama özel sektör kraldan çok kralcı anlayışla, adeta hükümetin anlayışının ne olduğunu sezerek yolcuların poşetlerini kontrol etmeye kendini yetkili sayıyor. Alışveriş poşetlerini kontrol eden bir hükümet var artık Türkiye’de. Bu basit bir olay değildir. Bu olayın Sayın Başbakanın İstanbul Bilgi Üniversitesi rektörünü arayıp, ‘üniversitede bira satmayacaksın’ talimatından sonra meydana geldiğini unutmayalım. Sıra yaşamımızın diğer alanlarına gelmiştir. Yarın öbür gün İDO görevlilerinin yolcuların veya öğrencilerin kıyafetlerine karışmaya başladığını görürsek hiç şaşırmayalım. Kızlarımızın, kadınlarımızın kıyafetlerine karışmaya başladığını görürsek hiç şaşırmayalım. Burası Türkiye Cumhuriyeti, burası İran değil Suudi Arabistan değil. Bir vatandaş marketten almış olduğu ürünleri market poşeti içinde veya çantasına evine götürme özgürlüğüne sahip değil midir? AKP öncesinde böyle bir soru Türkiye’nin gündemine gelemezdi. Ama bugün bunlar basında bile yer almıyor.”
“BAŞBAKAN CAMİYİ KİŞİSEL SERVETİNDEN YAPTIRSIN”
Hamzaçebi, Başbakan Erdoğan’ın önce İstanbul’un Anadolu yakasına ‘selatin camileri yapılmalı’ dediğini ancak ‘selatin camilerin padişahlar tarafından yapılır. Sayın Başbakan kendisini sultan mı zannediyor’ eleştirileri üzerine, Erdoğan’ın ‘Ben Cuma camilerini kastetmiştim’ dediğini anlattı. Selatin camilerinin ikinci özelliğinin, padişahların kişisel servetleri ile yapılmaları olduğunu belirten Hamzaçebi, “Sayın Başbakan da devletin hazinesinden Çamlıca Camisi için tek kuruş harcamayacaklarını söylüyor. Sayın başbakana sormak istiyorum. Devletin hazinesinden tek kuruş çıkmayacaksa, bunu kimler yapacaktır? İşadamları yapacaktır, hayırseverler yapacaktır. Peki hayırseverlerin, işadamlarının yapacağı camiyi siz niye sahipleniyorsunuz?” dedi.
Başbakan Erdoğan’ın gerçeği kamuoyuyla paylaşmadığını, bu camiyi yapacak işadamlarının yaptıkları harcamaları gelir ve kurumlar vergisinden düşeceklerini savunan Hamzaçebi, “Siz bunu devletin hazinesinden finanse diyorsunuz. Ha vergiyi alıp bu vergiyle cami yapmışsınız, ha da bu vergiyi almıyorum, bunu ödeme cami yap’ demişsin. İkisinin arasında bir fark yoktur. Sayın Başbakana çağrım, Çamlıca’ya cami yaptırmayı düşünüyor ise bu camiyi kendi kişisel servetinden yaptırmasıdır. Sayın Başbakan Çamlıca’ya cami yaptıracaksa bu camiyi kendi kişisel servetinden yaptırsın; dinimiz, kültürümüz, hukukumuz bunu emreder” diye konuştu.
“TÜRKİYE BÖLÜNMEYE DOĞRU GİDİYOR”
Suriye konusuna da değinen Hamzaçebi, AK Parti hükümetinin Suriye politikasının iflas ettiğini ileri sürerek, hükümetin Barzani’den medet uman bir dış politika anlayışı bulunduğunu savundu. Hamzaçebi, “Başbakan 2011 seçimlerinden sonraki dönemini ‘ustalık’ olarak nitelemişti. Başbakan ve hükümeti dış politikada Barzani’nin çırağı olmuştur” dedi.
Başbakan Erdoğan ve ABD Başkanı Obama’nın telefon görüşmesine ilişkin Beyaz Saray’dan servis edilen fotoğrafta, Obama’nın elindeki beysbol sopası ile ilgili bir soruya yanıt veren Hamzaçebi, bu tip fotoğrafların birer mesaj verdiğini belirterek, “Beyaz Saray basına servis ettiği bu fotoğrafla, o beyzbol sopasıyla Türkiye’ye mesaj vermek istiyor. Bu bir tesadüf değildir. Çünkü Türkiye’nin bağımsız dış politikası yoktur. Ortadoğu’da Irak ve Suriye konusunda Türkiye ABD’nin taşeronluğuna soyunmuştur. Taşeron olursanız ebette bir sopa tehdidini de her zaman size yöneltirler” dedi.
Hamzaçebi ayrıca, Başbakan Erdoğan’ın uçak düşürülmesi olayında olduğu gibi Suriye’deki son gelişmeler konusunda da parlamentoyu ya da parti liderlerini bilgilendirmesi gerektiğini belirterek, “Vereceği makul bir bilgi olmadığı için de bilgi vermiyor olabilir. Şu ana kadar yaptığı açıklamalar ne şiş yansın ne kebap türündendir. Meydan okuyan tarzda ama içi boş açıklamalardır. Suriye sınırında bir PKK özerk bölge oluşmuş vaziyette. PKK bayrakları her yere asılmış vaziyette. Başarısız bir hükümet, başarısız bir dış politika… Başbakanın hitabet gücüyle, yüksek perdeden konuşarak sorunların üstünü örtmesi mümkün değil” diye konuştu.
Hamzaçebi, ayrıca, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ikinci kez adaylığının kendi takdiri olduğunu, 3. Yargı Paketi’ni Anayasa Mahkemesine götürme konusundaki çalışmaların da devam ettiğini söyledi. Hamzaçebi, 2014 yerel seçimlerinin öne alınamayacağını ancak, AK Parti isterse 2019 seçimlerinin Ekim ayına alınması için Anayasa değişikliğini beraber yapabileceklerini söyledi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz