Chp Grup Başkanvekilleri İnce Ve Tarhan'dan Gündeme İlişkin Açıklamalar

CHP Grup Başkanvekilleri Muharrem İnce ve Emine Ülker Tarhan, 48. kuruluş yıl dönümü nedeniyle Parlamento Muhabirliği Derneği'ni ziyaret etti.

Tarhan ve İnce, Parlamento Muhabirliği Derneği'ni ziyaretleri sırasında gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın tiyatroların özelleştirileceğine ilişkin açıklamasını değerlendiren Muharrem İnce, "Sanatın içine tüküren belediye başkanının genel başkanı da böyle olur zaten. 'Ben kitap okumuyorum, kitap özeti okuyorum' diyen bir Başbakandan bundan daha iyisi beklenmez. Böyle bir mantık yok; 'parayı ben veriyorum'. Babanın parasını mı veriyorsun? Yakında devlet memurlarına da herhalde 'parayı biz veriyoruz, bu AKP'nin parası, bizim istediklerimizi yapacaksınız' diyecektir. Bu, sakat bir anlayıştır, bu diktatöryal bir yaklaşımdır, bu doğru değildir ama Tayyip Erdoğan'a yakışıyor tabii" diye konuştu.

Danıştay'ın 19 Mayıs kutlamaları ile ilgili bakanlık genelgesini iptal eden karar üzerine Başbakan Erdoğan'ın tepkisinin sorulması üzerine Tarhan da, şunları kaydetti:

"Yargı kararlarını çifte standartlı bir değerlendirmeye her zaman dikkat çekmiştim. Yargı size uygun karar verdiğinde sizin kullanacağınız bir araç, ama aleyhe karar verdiğinde lanetleyeceğiniz bir kurum değildir. Yani yargı kararlarına ya saygı duyulur ya duyulmaz. Burada bir ülkenin, bir halkın tarihinin bir genelgeyle yasaklanması aslında abesle iştigaldi. Asıl bunun üzerinde durulması gerekiyor. Yani verilen yargı kararından çok bir tarihin genelgeyle yasaklanması üzerinde durmak gerekir."

Tahran, bayramları yasaklayanlara karşı o kutlamalara devam edeceklerini belirterek, halkın bu yasağı zaten fiilen kaldıracağını söyledi. Tarhan, "Bizim tekrar önümüze genelgelerle gelmeye kalkışmasınlar" dedi.

Muharrem İnce de, AK Parti'nin cumhuriyetle, laiklikle, Atatürk'le problemli olduğunu belirterek, "Her buldukları fırsatta bunu delmek, bir haleyi yıkmak isterler. Bu genelgeler de odur işte. Her fırsatta kendilerini göstermek isterler. Eğitim olayında ne yaparsan yap cibilliyet değişmez gibi bunların da cumhuriyet düşmanlığından vazgeçecek halleri yok" diye konuştu.

TUTUKLU MİLLETVEKİLLERİ

Başbakan Erdoğan'ın tutuklu milletvekilleri ile ilgili olarak 'Bu konuyu yetkili kurullarımızda görüşeceğiz ama sorunu bu duruma biz getirmedik. CHP, MHP ve BDP bundan haberdardı' şeklindeki değerlendirmesinin sorulması üzerine Tarhan, "Bu sorunu yargıya yaptığı ağır müdahalelerle yaratan tabii ki iktidar partisidir" dedi.

Sorunu çıkaran parti suçlamasını kabul etmediklerini belirten Tarhan, şöyle devam etti:

"Çünkü daha önceki uygulamalar, tutuklu milletvekillerinin durumu yargı tarafından özgürlükler lehine yorumlanarak bu tutukluluklara son verilmişti. O yüzden bunun sorumlusunun kim olduğuna girecek olursak CHP'nin olmadığı çok açık ortaya çıkacaktır. Bu, Meclis'in sorunudur. Sayın Meclis Başkanının bu olayı ele alış biçimi ve yaptığı son girişim de bunu göstermektedir. Eğer AKP Meclis'e dahil bir parti değilse onu ben bilmiyorum. Oysa benim bildiğim kadarıyla Meclis'teki 4 partiden biridir ve bu bir Meclis sorunudur. Meclis Başkanının inisiyatifiyle çözülmesi gerekir. Sayın Başbakanın açıklamasını da doğru bulmuyorum."

Muharrem İnce de, 'tutuklu' ve ' milletvekili' sözcüklerinin yan yana gelmemesi gerektiğini belirterek, "Eğer tutuklu milletvekillerinin sorunu gözüyle bakıyorsak başta Cemil Çiçek olmak üzere 550 milletvekili 'bu sorunu çözmek isterim' diye düşünür. Ama AKP o arkadaşlarımıza 'rehine' gözüyle bakıyorsa işimiz zor. Hangi gözle baktıkları önemli" dedi.

Sorunun hangi yöntemle çözüleceğine yönelik tartışmalara ilişkin soru üzerine Tarhan, AK Parti'nin tavrını öğrenmeleri gerektiğini söyledi. Tarhan, 3 partinin uzlaşmasının yeterli olmadığını belirterek, "Bu insanların çocukları var, bu insanların çocuklarına umut vermemek gerekir. Çözüm istemiyorsa açık, net söylemesi gerekir" diye konuştu.

Tarhan, Meclis Başkanı Çiçek'in 'Tutuklu vekiller sorunu yargıdan kaynaklanan bir sorundur' dediğini de ifade ederek, "Siyaset kurumunun önüne geldi, onun çözmesi gerekir diyor. Yani yargının bu konuda bir refleks, bir direniş gösterdiğini ima ediyor. Bunu da takdirinize sunuyorum" dedi.