Chp Grup Toplantısı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Suriye’nin Türk uçağını düşürmesi ile ilgili yaptığı...

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Suriye’nin Türk uçağını düşürmesi ile ilgili yaptığı açıklamada Başbakan Erdoğan’a yüklenerek, “Senin uçağın vuruldu, 9 yurttaşın uluslararası sularda katledildi, Kuzey Irak'ta Türk askerinin başına, bizim tarihimizin kara bir sayfasıdır, çuval geçirildi. Hala biz büyük devletiz edebiyatı yapıyor” dedi.

Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dış politikanın yanlış eksene oturtulması halinde ülkenin caydırıcılığının sorgulanır hale geleceğini söyledi. AK Parti iktidarının yanlış uygulamalarıyla ülkenin caydırıcılığını sorgulanır hale getirdiğini iddia eden Kılıçdaroğlu, “4 Temmuz 2003. Türk askerlerinin başına Kuzey Irak'ta çuval geçirilen tarihtir bu tarih. Hiçbir dönemde olmamıştır. Hiçbir iktidar döneminde olmamıştır. Bunun hesabını AK Parti bu ülkeye hala vermiş de değil. Biz de unutmuş değiliz. Benim askerimin başına sen çuval geçireceksin. Nota vermeye bile cesaret edemeyeceksin. Ne dedik, sizin bölgesel gücünüzü sınamaya kalkarlarsa yol olur. Unutmayın ikinci olay, Mavi Marmara olayıdır. Uluslararası sularda 9 Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı İsrail askerleri tarafından vuruldu, şehit edildi. Kalleşçe vuruldu. Ne yaptık; estik, gürledik. Basın toplantıları yaptık, grup toplantıları yaptık. O grup toplantılarından birinde şunu söylemiştik; onların kanı yerde kalmayacak, biz takip edeceğiz. Ama AK Parti unutturmaya çalışıyor. Ve son olarak da Suriye'nin pervasızlığı, bizim uçağı düşürmesi. Affedilecek, görülmeyecek, unutulacak bir olay değildir. Her yerde takipçisi olacağız. Şimdi ben Sayın Erdoğan'a bir soru soruyorum. Sayın Başbakan, Türkiye gibi ülkenin caydırıcılığına darbe vuran dış politikanızın bu ülkenin ulusal güvenliğinde açtığı derin yaraların farkında mısınız? Samimi söylüyorum, farkında değiller. Ülkeyi kimin yönettiği konusunda ciddi endişelerim var” diye konuştu.

Reklam
Reklam

“Asarım, keserimle dış politika yapılır mı?” diye konuşan Kılıçdaroğlu, 1974'de gerçekleştirilen Kıbrıs Barış Harekatı'nın tek bir şey söylediğini ve “Ayşe tatile çıktı” dendiğini hatırlattı.

“TÜRKİYE’NİN ULUSAL ÇIKARLARI ÜZERİNDEN POKER OYNAMA HAKKI YOK”

Dış politikada “hamasi edebiyat” yapıldığını belirten Kılıçdaroğlu, “9 vatandaşımızın İsrail askerlerince uluslararası sularda katledilmesinde yapılan konuşmayla, Suriye'nin uçağı düşürmesinde yapılan konuşmayı yan yana getirin. Tarih ve yerler değişik, aynı konuşma. Hamaset üzerine konuşma. Hiç kimsenin Türkiye Cumhuriyeti'nin ulusal çıkarları üzerinden poker oynama hakkı yoktur ve olamaz. Bunun herkes tarafından bilinmesi lazım. Düşünün, sizin kararlılığınız artık Ortadoğu gazetelerinde alay konusu oluyor. Sizin Başbakanınızla alay ediliyor. Bir Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı, bu konuma nasıl düşebilir. Biz itiraz ediyoruz, beyefendiler bunu kabul ediyor. Biz kabul etmiyoruz. Bu ülkenin Başbakanı hiçbir yerde alay konusu olmaz, olmamalıdır” diye konuştu. Mavi Marmara olayının ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 31 Temmuz 2010 tarihinde yaptığı grup toplantısındaki konuşmasından alıntılar yapan Kılıçdaroğlu, “Kimse Türkiye ile aşık atmaya, sabrını test etmeye kalkışmasın” dediğini hatırlattı. Kılıçdaroğlu, “Ha bire test ediliyor, beyefendi farkında değil” diye konuştu.

Reklam
Reklam

Mavi Marmara olayının ardından yapılan açıklamaların iktidarın tutarsız ve yanlış politikalarının açık göstergesi olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, büyük devlet olmanın gereğinin yerine getirilmediğini belirtti.

“TESTİ KIRILMADAN UYARI GÖREVİMİZİ YAPTIK”

“Acaba Amerika'nın vatandaşlarının 9 tanesi uluslararası sularda herhangi bir devlet tarafından öldürülmüş olsa, 'iyi yaptınız' der mi, hoş karşılar mı?” diyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

“Sayın Başbakan ben sana söyleyeyim, hiçbir büyük devlet kendi yurttaşlarının uluslar arası sularda katledilmesine göz yumamaz. Hiçbir ciddi devlet buna tolerans göstermez. Hem 'savaş nedenidir' diyeceksin, hem senin bakanların gidecek Brüksel'de otel odalarında İsrail'le 'acaba nasıl ilişkiyi yeniden kurarız' diye görüşmeler yapacak. Biz bunları bilmiyor muyuz? İşte Türkiye'nin uluslararası alanda caydırıcılığına darbe vuran bu tür blöf söylemleridir. 'Savaş nedeniydi, yapacaktık, yapmıyoruz, biz büyük devletiz’ Geçiniz bunları. Senin uçağın vuruldu, 9 yurttaşın uluslararası sularda katledildi, Kuzey Irak'ta Türk askerinin başına, bizim tarihimizin kara bir sayfasıdır, çuval geçirildi, hala biz büyük devletiz edebiyatı yapıyor.''

Reklam
Reklam

İktidarın Suriye politikasının yanlışlığını ilk günden bu yana söylediklerini kaydeden Kılıçdaroğlu, ancak bu uyarılarının dikkate alınmadığını hatta suçlandıklarını söyledi. Kılıçdaroğlu, ''Hiç kimse bu konuda CHP görevini yapmadı diyemez. En başından, testi kırılmadan, 'yapmayın yanlış politika' dedik, uyarı görevimizi yaptık” dedi.

Türkiye'nin uluslararası hukuktan kaynaklanan hakların sağlanması için verilecek mücadelenin sonuna kadar yanında olacaklarını da belirten Kılıçdaroğlu, Türkiye Cumhuriyeti'nin büyük devlet vakarına yakışan soğukkanlı tutumunu, kendisine yönelen saldırılar karşısında vurdumduymaz olmasını gerektirmeyeceğini ifade etti. Dış politikanın tesadüfler üzerine ve blöfler üzerine kurulmayacağını belirten Kılıçdaroğlu, “Dış politikada bir şey söylerseniz, herkes bilir ki bunun gereği yapılacaktır. Suriye politikamıza gelince. Bizim Suriye politikamız nereden nereye geldi. 22 Aralık 2004’de Başbakan Erdoğan; Serbest Ticaret Antlaşması için Suriye’ye gidiyor. Diyor ki orada; ‘Su anlaşmazlıkları geride kaldı’ diyor. ‘Türkiye’nin bundan sonraki dış politikası bölge barışına katkıda bulunmaktır. Bizim felsefemiz düşman edinmek değil, hatta dost kazanmaktır’ diyor. Bunun altına bizde imzamızı atıyoruz. 16 Haziran 2005’te ABD Başkanı Bush’a öneride bulunuyor Başbakan Recep Tayyip Erdoğan. Diyor ki; ‘Beşar Esad Suriye’de liderlik yapabilme kapasitesine sahip en iyi isim. Ancak Suriye’de sorun Esad’da değil sistemde. Suriye’de Beşar Esad’a yardımcı olun, sistemi değiştirmek ve geliştirmek hem bölge ve hem de dünyada çok daha doğru bir yol. Suriye’yi karıştırarak çözemezsiniz. Suriye’de Esad’a yardımcı olarak demokratik ve barışçıl bir ülke haline getirebiliriz. Başka her türlü yol bölgede sıkıntı ve tansiyonu yükseltir’ diyor, bunun da altına imzamı atıyorum. Doğrudur. Zaten bunu hiç eleştirmedim. 6 Temmuz 2006 ABD Dışişleri Bakanı Condalize Rice, o zaman Dışişleri Bakanı olan Abdullah Gül, Başbakan Erdoğan, Başdanışmanı Ahmet Davutoğlu’nun Şam’a İsrail ve ABD’nin isteği üzerine gönderdiğini açıklayarak, Türkiye’nin bu girişimine teşekkür ediyorum. Geçiyorum başka tarihe 30 Ekim 2006. Beşar Esad, ‘Türkiye ilişkilerimiz her alanda çok güzel. Geleceğe çok sağlam adımlarla ilerliyoruz. Hiçbir sorunumuz yok’ diyor. 6 Ağustos 2008 Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ve eşi Esma Esad Bodrum’a tatile geliyor. Başbakan Erdoğan ve eşi gidiyor karşılıyorlar. Kucaklaşıp, dost sohbeti yapıyorlar. Basına yansıyan sözler şöyle; ‘Esad ve Erdoğan aileleri birbirlerine sarılarak ve karşılıklı espriler yaparak sohbet ettiler. Esad ve Erdoğan sohbet ederken, Esma Esad ve Erdoğan’ın eşi onları gülerek izledi’. Bu tablodan memnunum. 5 Eylül 2008. Türkiye bununla da sınırlı kalmıyor ve 4 zirve toplanıyor Şam’da. Türkiye’nin verdiği desteği destekliyorlar. Ve şöyle diyorlar; ‘Değerli kardeşim Recep Tayyip Erdoğan’ın gerçekçi ve güvenli bir kişiliği olmasaydı bu görüşmeler başlayamazdı. Esad’ın söylediği cümle bunlar. 16 Eylül 2009. Erdoğan açıklamalar yapıyor. Tarih Suriye’yi ve Türkiye’yi birbirine kardeş yaptı. Dünyada bu kadar çok ortak noktası olan iki komşu ülkenin olduğunu düşünmüyorum. Suriye komşuluktan öte bizim kardeşimizdir. Bugün bir adım attık. Bu bir bayram müjdesi. Suriye ile Türkiye arasında vizeleri kaldırdık’ diye konuşmuştu. 23 Aralık 2009 Başbakan Erdoğan demeç veriyor. Yüksek Düzeyde İşbirliği Konseyi toplanıyor. 10 Türk bakanı ile Suriyeli bakanlar ortak Bakanlar Kurulu toplantısı yapıyor. Ve söylediği şu cümle çok önemlidir. ‘Biz kendimize Suriye ve Türkiye olarak inanıyoruz. Birileri şöyle demiş böyle demiş. Biz karar verdiğimize göre, biz bu adımı atarız, bunu başarırız’. Buradaki kritik sözcük ‘birileri’, kim bu birileri. Biz değiliz. Türkiye’deki hiçbir muhalefet partisi değil. Çünkü bu politikaların bu anına kadar hep destek verdik. Barış için politika. İki ülke barış içinde yaşıyor. Kim o birileri ve Erdoğan o birilerine şimdilik güveniyor” dedi.

Reklam
Reklam

“SİNEYE ÇEKİLECEK BİR OLAY DEĞİL”

Suriye’nin Türk uçağını düşürmesinin sineye çekilecek bir olay olmadığının altını çizen Kılıçdaroğlu, “Kuzey Irak’ta Türk askerinin başına çuval geçirmesini sinemize çekmediysek, bu olayı da sinemize çekemeyiz. Sineye çekenler bu ülkede yöneticilik yapamaz. Sokakta halkın arasında gezemez. Bu ülkede zaman zaman içeride kavga edebiliriz. Farklı farklı görüşlerimiz olabilir. Ama dışarıya karşı bir vücut olmak zorundayız. Defalarca uyardık” diye konuştu.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz