Chp Grup Toplantısı…(1)

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Filistin'in BM'de üye olmayan gözlemci ülke statüsü kazanmasıyla ilgili, "Hem İsrail’in hem Filistin’in bu önemli adımı çok iyi değerlendirmelerini isterim. Ne İsrail’in yok edilmesi pahasına Filistin’in varlığını ne de Filistin’in yok edilmesi pahasına İsrail’in varlığın kabul etmiyoruz. İki halkın bir arada barış içinde yaşamalarını istiyoruz" dedi.

Partisinin TBMM’deki grubunda konuşan Kılıçdaroğlu, Birleşmiş Milletler’de Filistin’in üye olmayan gözlemci ülke statüsünü kazanmasını çok önemli bir karar olarak değerlendirdi. Türkiye’nin Filistin halkının bağımsız ülke yolunda verdiği mücadeleyi yıllardır izlediğini belirten Kılıçdaroğlu, “Sadece bizler değil bağımsızlıktan yana olan bütün ülkeler izler. Önemli bir tarih önemli bir kilometre taşı. Böylece Filistin’e bağımsız devlet olma yolunda çok önemli bir adımın atıldığını belirtmek isterim” dedi.

Kararın ardından Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ı telefonla aradığını ve mesaj gönderdiğini anlatan Kılıçdaroğlu, “Kendisini yürekten kutladım. ‘Bütün CHP’lilerin, bütün yurtseverlerin size verdiğiniz mücadeleden dolayı desteği var’ dedim. Filistin’, Filistin halkını yürekten kutluyoruz, onların gösterdikleri başarı dolayısıyla hem kutlamamızı hem de onların yanında olduğumuzu ifade ettik” diye konuştu.

Filistin halkının bağımsız devlet olma yolunda ağır bedeller ödediğine işaret eden Kılıçdaroğlu, 1970’li yıllarda devrimci pek çok kişinin Filistin’e giderek mücadeleye destek verdiğini söyledi. Filistin’in bağımsız bir devlet olma yolunda gösterdiği bütün çabaların Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri tarafından her zaman desteklendiğini belirten Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

“Amacımız ve isteğimiz şu bu önemli adımın barış süreci içerisinde geliştirilmesi ve pekiştirilmesi. Biz Filistin halkını da onların verdiği mücadeleyi de yürekten destekliyoruz. Ama bir şey daha var. Bu barış süreci hem İsrail hem Filistin için önemli bir aşama olmalıdır ve öyle kabul edilmelidir. Ortadoğu’da İsrail-Filistin çatışmasının sadece iki bölge ile, iki ülke ile sınırlı bir çatışma olduğunu kabul etmiyoruz. O çatışma bölgenin çatışmasıdır. Orada oluşan bir huzursuzluk bütün bölgeye sıçramaktadır. O nedenle hem İsrail’in hem Filistin’in bu önemli adımı çık iyi değerlendirmelerini isterim. Bölgede yaşanan sorunları aklı egemen kılarak sonlandırmalı ve bağımsız iki devlet olarak kendilerini dünya kamuoyuna ilan etmelidirler. Bir araya gelmeli, barışın sesini dillendirmelidirler. Bu karının oluşmasında BM’den çıkmasında katık veren kurumlara, ülkelere hepsine yürekten teşekkür ediyor ve şükranlarımızı sunuyoruz. Diliyoruz ki Filistin kısa bir süre sonra bağımsız bir devlet olarak dünya sahnesinde yerini alır. Bunu söylerken biz bölgedeki bazı marjinallerin düştüğü hataya düşmedik, düşmeyeceğiz. Ne İsrail’in yok edilmesi pahasına Filistin’in varlığını ne de Filistin’in yok edilmesi pahasına İsrail’in varlığın kabul etmiyoruz. İki halkın bir arada barış içinde yaşamalarını istiyoruz. Aksini düşünmek gözyaşı demektir, savaş demektir. İki tarafın ödediği ağır bedellerin yeni ağır bedellerle sürdürülmesi doğru bulmuyoruz. O açıdan barışı tepmeden, barışı içselleştirerek Filistin halkının bağımsız devlet olma yolunda attığı adımı destekliyoruz.”