CHP İl Başkanları Toplantısı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: (2) - "Sendikacılık, işçinin hakkını arama yolu ve yöntemidir. Dünyadaki işçi sendikalarının kurulmasının ana nedeni işçinin güç karşısında ezilmemesini sağlamaktır. Ama bir sendikanın Genel Başkanı işçinin alın terini saraya pazarlarsa ona sendikacı denmez, kimse kusura bakmasın. Üstelik görüşmeyi kapalı kapılar ardında sarayda yapmış, kendini teslim etmiş oraya. Ne vaat ettiler bilmiyorum" - "Sendikanın Genel Başkanı işçinin alın terini pazarlıyor, batsın senin sendikacılığın. Sarı sendikacılık zaten bu ülkenin başına gelen en büyük belalardan birisidir"

NEVŞEHİR (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Sendikacılık, işçinin hakkını arama yolu ve yöntemidir. Dünyadaki işçi sendikalarının kurulmasının ana nedeni işçinin güç karşısında ezilmemesini sağlamaktır. Ama bir sendikanın Genel Başkanı işçinin alın terini saraya pazarlarsa ona sendikacı denmez, kimse kusura bakmasın. Üstelik görüşmeyi kapalı kapılar ardında sarayda yapmış, kendini teslim etmiş oraya. Ne vaat ettiler bilmiyorum." dedi.

Kılıçdaroğlu, Nevşehir'in Gülşehir ilçesindeki bir otelde düzenlenen CHP İl Başkanları Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, toplu iş sözleşmesi görüşmelerine değinerek Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay'ı eleştirdi.

Reklam
Reklam

Sendikacılığın ana amacının işçilerin alın terini korumak olması gerektiğini, ancak Atalay'ın işçilerin hakkını korumadığını ileri süren Kılıçdaroğlu, "Batsın senin sendikacılığın." ifadesini kullandı.

Alın terine değer verdiği için kendisinin işçilerin haklarını korumak amacıyla mücadele ettiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Sendikacılık, işçinin hakkını arama yolu ve yöntemidir. Dünyadaki işçi sendikalarının kurulmasının ana nedeni işçinin güç karşısında ezilmemesini sağlamaktır. Ama bir sendikanın Genel Başkanı işçinin alın terini saraya pazarlarsa ona sendikacı denmez, kimse kusura bakmasın. Üstelik görüşmeyi kapalı kapılar ardında sarayda yapmış, kendini teslim etmiş oraya. Ne vaat ettiler bilmiyorum. Dönüp şu lafı kullanamıyor; 'Beyefendi bizim üç maaşımız, dört maaşımız yok. Sen sarayda oturuyor kira vermiyorsun, yemek parası, dolmuş parası, uçak parası vermiyorsun, elektrik, su, doğalgaz, telefon her şey bedava ama aylığına yüzde 26 zam yaptın.' Akıl var, mantık var bu nasıl sendikacılık? Ben işçinin hakkını arıyorum. Neden, alın terine değer verdiğim için. Sendikanın Genel Başkanı işçinin alın terini pazarlıyor, batsın senin sendikacılığın. Sarı sendikacılık zaten bu ülkenin başına gelen en büyük belalardan birisidir."

Reklam
Reklam

AK Parti iktidarının, bugüne değin hiçbir sorunu çözemediğini iddia eden Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin tüm sorunlarını aşabilecek kapasiteye sahip olduğunu, vatandaşlara umut ve güzel bir dünya vadettiklerini söyledi.

- "Asla umutsuz değiliz"

Bugün Türkiye'de Osmanlı'nın son dönemine benzer bir tablonun yaşandığını savunan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"İktidardakiler hiçbir sorunu çözemediler. Herkes dertli ama onlara (halka) şunları söyleyeceğiz. Hiç meraklanma kardeşim, seçimler gelecek, İstanbul'da ne yaptıysan şimdi aynısını Türkiye genelinde yapacaksın diyeceğiz. Umutsuzluğa kapılmak bizim kitabımızda yoktur, asla umutsuz değiliz. Bu ülkenin bilgisi, birikimi bütün sorunları aşabilecek kapasiteye sahiptir. Dolayısıyla biz vatandaşa umutsuzluk değil, güzel bir dünya vaat edeceğiz. İş vaat edeceğiz, yapmadılar görecesiniz yapacağız diyeceğiz. 5 yıl içinde Türkiye Orta Doğu'daki bataklıktan alnının akıyla nasıl çıkar göreceksiniz diyeceğiz. Biz bütün bunları yapacağız. Bütün dünya bizi anlıyor, saraydakiler anlamıyor. Çünkü sarayın ayrı bir havası var. Damat orada, rantiye sınıfı orada, Londra'daki tefeciler orada, al gülüm ver gülüm Lale Devri yaşıyorlar. Diyorum ya Osmanlı'nın son dönemi diye, aynı tablo bugün de devam ediyor."

Reklam
Reklam

Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin içeride ve dışarıda ekonomik olarak güç odaklarına teslim edildiğini ileri sürerek, "Dışarıda Londra'da çöreklenmiş bir avuç tefeciye 17 yılda ödedikleri faiz 170 milyar dolar. Özellikle AK Partili kardeşlerime söylüyorum. Faize karşı olduğunu söyleyen, Londra'daki tefeciye faiz ödüyor. Vergi aldınız, ormanları, arazileri, fabrikaları sattınız, memura ve işçiye az para verdiniz öyleyse nereye gitti bu paralar. İçeride de bir avuç rantiyeciye teslim edilmiştir. Devletin bütün ihaleleri başka müteahhit yok gibi bunlara verilir. Niçin, kendi siyasetlerini, havuz medyasını finanse etsinler diye." değerlendirmesinde bulundu.

- "İyi ki bu ülkede CHP var"

"Bu kardeşiniz eski bir hesap uzmanıdır. Bütçenin, paranın, verginin ne olduğunu nasıl harcandığını Türkiye'de en iyi bilen 10 kişiden birisiyim. Bunu dünyanın her yerinden rahatlıkla dillendirebilirim. Bu işe 12 yılımı verdim." diyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Yatırımlar için cebimizden para çıkmıyor diyorlar. Madem öyle neden bu yatırımlara devlet garantisi veriyorsun. Hastaneye hasta, havaalanına uçak, köprü geçişine otomobil garantisi veriyorsun, garantiyi de dolar üzerinden veriyorsun. Niye Türk lirası yok mu ülkede. Sen başka bir ülkenin cumhurbaşkanı mısın? Neyin yerli ve milli, kargalar güler bunu da anlatın AK Partili kardeşlerimize. Herkes TL'ye dönsün, bunlar dönmesin neden bunlar sarayı besliyor. Ben bunları söyleyince kızıyor. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını peşkeş çekiyorsun. İyi ki bu ülkede CHP var. Her kuruşun hesabını soran bir siyasal anlayışımız var. Bu yılın bütçesine 9 milyar lira ödenek konuldu. Hani cepten para çıkmıyordu. 2020 bütçesine tahminen 20 milyar 300 milyon lira konulacak. Hazineden hani beş kuruş çıkmıyordu. Ahlaklı bir siyaset halkına yalan söyler mi, ahlaklı bir siyaset siyaseti zenginleşme aracı olarak görmez, işçinin alın terini siyasete alet etmez. Bunları her yerde söyleyeceğiz. Ben niye köprü, havalimanı, tüp geçit yaptın demiyorum, bunları kaça yaptırdın diyorum. Bu kadar net soruyorum."

Reklam
Reklam

(Sürecek)

Anahtar Kelimeler: