İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, CHP'li Seyit Torun'un "İçişleri Bakanlığı CHP'li belediyeler için özel bir birim kurdu" iddiasına ilişkin Twitter hesabından bir video yayınladı. Soylu videoda, "Bu devletin hiçbir kanunsuz işi olmaz. Esasen devlet olmanın da, demokrasinin de, hukukun da temeli budur. Paylaştığımız bu gerçekler ışığında, iftira sahiplerini özür dilemeye, dürüstlüğe, samimiyete ve devleti itibarsız hale getirmek için iftira atmamaya ve devlete saygı duymaya davet ediyorum." diye konuştu.
İşte İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun açıklamaları:
"Birkaç zamandır CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve yardımcıları bir takım iddiaları dile getiriyorlar. İddialarına göre İçişleri Bakanlığı bünyesinde sadece CHP'li belediyelerin açıklarını aramak için özel bir birim kurulmuş. Güya bu sözde birime talimat verilmiş, hatta açık bulamayanlar için ceza ile tehdit edilmiş. İçişleri Bakanlığı'nda rastgele kanunsuz, mevzuatsız bir birim kurulamaz. Hiçbir devlet memuruna da kanunsuz, gelişigüzel ceza verilemez. İddianın sahibi belki bilmez ama bu ülkede idari hukuku diye bir disiplin vardır. Buna ait mahkemeler ve bir hukuk vardır. Vatandaşlarımız bu tip kurumlarda, veya belediyelerde, yerel yönetimlerde gördüğü bir takım kanun dışılıkları hem valiliklere, hem kaymakamlıklara, hem İçişleri Bakanlığı'na, örneğin CİMER'e, her türlü noktaya ve Cumhuriyet Başsavcılıklarına şikayet de bulunabilirler. Bu vatandaşımızın en tabii hakkıdır. Valilik ve Cumhuriyet Başsavcılığı, ilgili kurumlar bu şikayetler doğrultusunda İçişleri Bakanlığı'ndan soruşturma onayı isterler. İçişleri Bakanı, uygun görmesi halinde önce araştırma ve ön inceleme yapar. Sonrasında soruşturma izni verir ve dosya savcılığa intikal ettirilir.
Peki iddia ve iftira edildiği gibi gerçekten CHP'ye veya herhangi bir partiye özel bir ayrımcılık var mıdır? Bunu en iyi anlatacak olan herhalde verilen soruşturma izinlerinin ve araştırma ön inceleme onaylarının sayısıdır. Son yerel seçimlerden, yani 31 Mart 2019 tarihinden 8 Ağustos 2022 tarihine kadar araştırma ve ön inceleme onay sayıları toplam 2 bin 428. Araştırma ve ön inceleme onayları için de yüzde 34'ü AK Parti'li belediyelere, yüze 41'i CHP'li belediyelere, yüzde 10'u MHP'li belediyelere, yüzde 5.9'u da HDP'li belediyelere aittir. Bunun bir aşama sonrasında da verilen araştırma onayları çerçevesinde soruşturma izinlerinin sayısı ve dağılımı da toplam 583 onay, yüzde 33.3'ü AK Parti, yüzde 35'i CHP, yüzde 11'i MHP, yüzde 14'ü HDP şeklinde bir dağılım söz konusudur. Soruşturma izni verilmemesi kararlarını da paylaşmak isterim. Yüzde 36.7 AK Parti, yüzde 43.4 CHP, yüzde 9.15 MHP, yüzde 3.4 İYİ Parti, yüzde 3.9 HDP şeklinde bir dağılım mevcuttur.
Resmi verilerden de açıkça görüldüğü gibi kimseye bir ayrımcılık yapılması söz konusu değildir. Vatandaş şikayet etmiş, müracaatını ortaya koymuş ve devlet de gereğini hiç kimseyi ayırt etmeden yerine getirmiştir. Madem biz ayrımcılık yaptık, madem bu soruşturmalar CHP'li belediyelere kasten yapılıyor, Bilecik Belediye Başkanını soruşturma kapsamında görevden uzaklaştırmamızın hemen peşinden neden CHP'den ihraç ettiler? Keza Çanakkale Çan İlçe Belediye Başkanı hakkında soruşturma onayı verdik. Yapılan incelemeler sonucunda Cumhuriyet Başsavcısı gözaltı kararı verdi. Peki resen mi soruşturma açtık, hayır. Bizzat belediye başkanının teyzesinin oğlunun yolsuzluk ihbarı vardı da ondan. Bir başka örnek, Balıkesir Gömeç Belediye Başkan Yardımcısı. Bir diğeri İzmir Konak Belediyesi şikayet üzerine yapılan soruşturmada bir memur rüşvet alırken suçüstü yakalandı. Peki bu ihbarları görmezden mi gelseydik? Gözümüzü mü kapatsaydık? Yine İzmir Menderes Belediye Başkanı, Yalova'da Belediye Başkanı ve Başkan Yardımcısı, haklarında Cumhuriyet Başsavcılıklarında yürütülen ciddi delillere dayanan yolsuzluk ve rüşvet soruşturmaları nedeniyle Bakanlığımızca görevden uzaklaştırılmışlardır. Madem biz taraflı davrandık, hakkında yolsuzluk soruşturması yürütülen CHP'li Menemen Belediye Başkanı neden ihraç istemiyle CHP disiplin kuruluna sevk edildi? Neden bunun üzerine kendisini partiden istifa ettirdiniz? Urla Belediye Başkanı, FETÖ sebebiyle görevden uzaklaştırıldı. CHP Adana Seyhan Belediye Başkan Yardımcısı ve CHP'li belediye meclis üyesi PKK'nın sözde Çukurova bölge sorumlusuyla görüşüyorlar, irtibat halindeler. Belediyenin bir ek hizmet binasında PKK propagandası amaçlı toplantı yapan bir derneğe tahsis etmişler. Tespitlerimizi araştırmasamıydık? Müdahale etmesemiydik? Göz mü yumsaydık?
Dağda operasyon yaptığımız PKK'lı, CHP'li belediyede çalışınca sırtımızı mı dönseydik? Kamunun bunları bilmeye ihtiyacı var. Devleti itibarsız hale getirmek, yaptığımız iş ve işlemleri istismar etmeye çalışmak elbetteki kimsenin hakkı değildir. Ve bir şey daha ifade edeyim. Yaptığımız bütün işlemler yargıya açık işlemlerdir. Bu devletin hiçbir kanunsuz işi olmaz. Esasen devlet olmanın da, demokrasinin de, hukukun da temeli budur. Paylaştığımız bu gerçekler ışığında, iftira sahiplerini özür dilemeye, dürüstlüğe, samimiyete ve devleti itibarsız hale getirmek için iftira atmamaya ve devlete saygı duymaya davet ediyorum. Özellikle kamuoyuna bu bilgileri vermeyi bir sorumluluk olarak addediyor, hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum."