Yeni anayasa tartışmaları, Boğaziçi Üniversitesi protestoları, Muharrem İnce’nin istifasıyla şekillenen yoğun gündem sonrası CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında önemli açıklamalarda bulundu.
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından öne çıkan satır başları şöyle;
Hepimiz bu milletin umuduyuz. Büyük sorun var, büyük ekonomik buhran var. İnsanlar perişan, huzur sadece bir yerde ve bir avuç insan için var. Bu millet bu yönetimi hak etmiyor.
Sen memleketin hayrına ne iş yaptın da biz karşı çıktık! Sen fabrika kurdun da biz karşı mı çıktık? İşçi, köylü memnun da biz mi karşı çıktık? Evden çıkıp Saray’da oturacaksın. Ayrı bir dünya kuracaksın. Dönecek sadece ve sadece CHP’yi eleştireceksin. Niye?
19 yılda bu milletin hangi sorununu çözdüler. Vergilerle dünyanın parasını topladın. İstediğine istediğin kadar faiz yükledin. Hangi sorununu çözdün bu memleketin?
Muhalefeti de inşa edeceğiz diyor. “Kılıçdaroğlu’ndan kurtaracağız” diyor. Kılıçdaroğlu’ndan kurtulmak kolay. TV’de çık gel karşıma vatandaşın hakemliğine başvururuz. Doğruların karşısında korkan bir insan devleti yönetemez. Niye karşıma çıkmıyorsun, niye cesaretin yok? Çünkü korkuyorsun.
25 milletvekilimizi Uşak’a gönderdik. Afyon’a da 26 milletvekilimizi gönderdik. Bütün ilçeleri gezdiler, esnafı dinlediler. Uşak’ta en işlek cadde İsmet Paşa Caddesi. Esnaf dert yanıyor. Ne AK Parti milletvekilleri, ne Erdoğan gidip gezemez orada.
450 lirayı çiftçi için büyük para görüyor. Bir telefonu çiftçi için şikayet etmemesi gereken araç olarak görüyor. Adam perişan olmuş, 450 lira dediğin nedir? Sen ne kadar alıyorsun, Saray’daki ne kadar alıyorlar. Sen çiftçiye bir telefonu çok görüyorsun.
Bir ayda bir avuç tefeciye ödediği faiz 21 milyar lira. Çiftçiye bu parayı ödemiyorsun. Binlerce esnafımız var. 25 bin 522 müzisyen var; 806 bin 871 basit usulde vergi ödeyen esnafımız var.
Otoyol, havaalanı yaptık diyorlar. Hayır, onları başkaları yaptı, sen de kefil oldun. Vergi verenlerin torunlarını borçlandırdın. Sen ne yaptın arkadaş? Bana de ki Kars’ta, Bitlis’te, Kırşehir’de, Çankırı’da şu fabrikayı kurdum. Tek bir fabrika bile kurmadı.
Belediyelerimiz kendi aralarında çok güzel çalışıyorlar. Ocak 2021 itibariyle 7 milyon 200 bin vatandaşımıza ayni yardım yaptı. 1 milyon 250 bin vatandaşa nakdi yardım yaptılar. Sokağa çıkma yasağında 30 milyon 500 bin kişiye sıcak yemek gönderildi.
Allah’ın izni ve sizlerin takdiriyle iktidar olduğumuzda 83 milyon vatandaş için dört ayaklı strateji izleyeceğiz. İlk olarak herkesin can ve mal güvenliğini sağlayacağız. ikinci olarak kuvvetler ayrılığına dayanan güçlü bir demokrasiyi inşa edeceğiz.
Medya özgürlüğünü sağlayacağız. Bu, gücü denetlemek demektir kimin adına halk adına! Şimdi yolsuzluğu yazan gazetelere yasak geliyor, ceza geliyor. Kul hakkı yemenin meşrulaştırılması geliyor…
Adliyeye, camiye, kışlaya siyaseti sokmayacağız. Ben Yenikapı mitinginde bunu söyledim. Yerime gidip oturacakken beni kutladı. Şimdi tam tersi yapılıyor.
Siyaset bir zenginleşme aracı değil. İktidar olunca ilk yapacağımız iş siyasi ahlak kanununu çıkaracağız. ‘Nasıl köşeyi döneriz’ diye bir siyaset anlayışı olur mu? Söz veriyorum bunu değiştireceğiz. Soru önergelerine cevap veriyor mu? Hayır. Bu diktatörlük değil mi?
Siyasetten, dünyadan habersiz bakan mı olur! Birilerinin kulu kölesi olanlar bakanlık yapamazlar. Söz veriyoruz; bakanlar TBMM içinden çıkacak, seçimle gelecek! Siyasi ahlak yasasını getireceğiz. Kul hakkı yenmesine izin vermeyeceğiz.
Hiç Çankırı milletvekilinin kürsüye çıkıp da Çankırı’nın sorunlarını dile getirdiğini duyan var mı? Milli irade vesayet altındadır. Vesayeti getiren yasal düzenleme 12 Eylül darbecilerinin zamanında geldi. Biz bunu kaldıracağız.
TBMM, Gazi Meclis böyle olmayacak. Kuruluşundaki irade aynı şekilde olacak. Bu meclis vesayet altında bir meclistir. Şu anda TBMM, AK Parti ve MHP’nin vesayeti altındadır.
Demokrasiden nasibimizi alacağız. Demokrasiyi getirmemiz lazım. Demokrasiyi getirmek yeterli mi? Yetmez. Üreten Türkiye’yi yaratmalıyız. Her alanda üretmeliyiz. Tarlada, fabrikada, akademide…
Demokrasiyi getirdik yeter mi? Hayır. Önce can ve mal güvenliği ama bu yetmez. Türkiye’nin üretmesi lazım. ‘Üreten Türkiye’ kavramı CHP’ye ait bir kavram. Üretim alın teri, iş, aş demektir.
Köyde muhtarı seçiyoruz da üniversitede rektörü niye seçemiyoruz? Bunu 12 Eylül darbecileri getirdiler. Sen seçim istemiyorsan, senin Kenan Evren’den, diktatörden ne farkın var. Rektörü tayin ettiler, gençler istemiyor.
Öğrencilere ‘terörist bunlar’, ‘bunlar yılan’ dediler. Yılan bunlardan daha akıllı. Neye göre terörist diyorsunuz? Saygın hocalardan Ayşe Buğra’ya ağza yakışmayan sözler söylediler. “Osman Kavala’nın eşiymiş” dediler.
Ayşe Buğra sadece bizim ülkemizde bilinen değil, dünyaca bilinen saygın akademisyendir. Bir ülkenin zenginlik kaynağı, eğitimli insandır. Biz o zenginliği korumak zorundayız.
Demokratik ve barışçıl bir gösteri yapıyor öğrenciler. Anayasa’ya uygun. Gençleri anlayamıyorlar. Her üniversitenin bir kültürü vardır. Üniversite öğrencilerine her türlü haksızlığı yaptılar. Şeyma’nın ayakkabısına ‘bu ne biçim ayakkabı’ demişler. O kızın ayakkabı numarası sizin IQ’nüzden yüksek..