'CHP sokağı terörize etti'

Başbakan Erdoğan, partisinin grup toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulunuyor.

ANKARA (ANKA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Sinan Erdem Spor Salonu'nda düzenlenen TEB-BNP Paribas WTA Championships Tenis Turnuvası ödül töreninde Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ı protesto eden seyircileri "terörist holiganlar" diye niteledi. AK Parti'nin TBMM'deki grup toplantısında konuşan Erdoğan, dün yapılan olaylı "29 Ekim Seferberlik Yürüyüşü" ile ilgili yaptığı değerlendirmede, Cumhuriyet Bayramı'nın nasıl kutlanacağının önceden belirlendiğini, resmi merasimler yanında halkın katılımıyla şehirlerin en büyük meydan ve statlarında kutlamalar yapıldığını, Cumhuriyet Bayramı kutlamalarının devlet millet kucaklamasının en güzel örneği olduğunu ve bugüne kadar kimsenin bu adabı bozmadığını belirtti ve "Sadece CHP ve arkasına takıldığı birtakım illegal, legal, marjinal gruplarla birlik, beraberlik ve kaynaşma günü olan cumhuriyet Bayramını alternatif programı adı altında ayrışma aracı haline getirmiştir" dedi. Seferberlik Yürüyüşü'nün yapıldığını Ulus'un yanı başında, Hipodrom'da yapılan kutlamalara katılmanın "CHP'liler için nasıl bir zorluğu olduğunu" soran Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Niçin orada devlet ve millet el ele bu bayramı kutlama erdemini arkasına takıldığınız ya da taktığınız halkımıza göstermediniz, çok gördünüz?" **-KÖŞE YAZARLARINA: "YAZIKLAR OLSUN"-** Bugün bazı gazetelerde yapılan yorumları da eleştiren Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bazı köşe yazarları da "Ne olur serbest bırakılsa ? Apo'nun posterlerine müsaade ediliyor da Türk bayrağına ve Atatürk'ün posterine neden müsaade edilmiyor?' Yazıklar olsun size. Bu nasıl köşe yazarlığıdır, bu nasıl haddini bilemezliktir. Bugün bizim güvenlik güçlerimizi her yerde bölücü başının resimlerinin asılmaması için verdiği mücadele, kendilerine ait paçavranın asılmamasına yönelik mücadele ortadayken siz nasıl olur da kalkıp Türk bayrağı ve Atatürk posterleri engellendi diyebiliyorsunuz? Hipodrom'da bulunanlar Türk bayrağından ya da Atatürk posterinden başkasını taşımadılar. Orada beraber olabilirdiniz, neden olmadınız?. Bu ayrımcılık ve bölücülüktür. Bu CHP'nin şu andaki zihniyetinin en güzel ifadesidir." CHP'nin amacının Cumhuriyet bayramı kutlamak değil istismar olduğunu savunana Erdoğan, CHP'nin Türk bayrağını ve Atatürk'ü de bugüne kadar istismar ettiğini ileri sürdü. İstismarın asıl gönülden geçen olmadığını kaydeden Erdoğan, "Yalancını mumu yatsıya kadar yanar. Bunlarınki de yatsıya kadar yandı. Gazetelere boy boy posterlerle ilanlar verdiler, parlamentoya giremediler. Ama yine de ders almadılar. Çünkü millet kimin hakikati ve gerçeği temsil ettiğini, milletin derdiyle dertlendiğini, cumhuriyeti koruma görevini üstlendiğini çok iyi biliyor. CHP, cumhuriyetin korunmasının cumhura ait olduğunu öğrenmediği sürece sürünmeye devam edecektir" diye konuştu. **-"ALTERNATİF CUMA NAMAZIYLA AYNI TAVIR"-** Erdoğan, terör örgütünün Türkiye'yi silahla bölmeye çalıştığını, CHP'nin de dün laiklik adına bölücülük yaptığını, bugün de cumhuriyetçilik maskesi altında ayrımcılık yaptığını savundu. Terör örgütü güdümünde bir dönem alternatif Cuma namazları yapıldığını hatırlatan Erdoğan, bugün de aynı şeyi CHP'nin yaptığını, herkese ait cumhuriyeti bir kesimin tekeline almaya yeltendiğini, bu anlamda terör örgütünün alternatif Cuma namazlarıyla, CHP'nin Cumhuriyet Bayramında gösterdiği tavrın farkı olmadığını ileri sürdü. **-"HAKKARİ'DE DE TÜRK BAYRAĞIYLA DOLAŞSAYDIN"-** CHP'nin seçimler öncesi Hakkari'de yaptığı mitinge de dikkat çeken Erdoğan, "Bizim sorumluluğumuz milletimize karşı değil arkadaşlarım, bunlar son seçimde Hakkari'de BDP ile anlaşma yaptılar, bir tane Türk bayrağını orada meydana çıkaramadılar. Ulus'ta Türk bayrağıyla dolaşmak kolay, Hakkari'de neden dolaşamadın?" dedi. **-"AY YILDIZLI PASAPORTUN 10 YIL ÖNCEKİ DEĞERİNİ KIYASLAYIN"** CHP için "bunların kilosu belli" ifadesini kullanan Erdoğan, kendilerinin cumhuriyete ve demokrasiye sonuna kadar bağlı kalacağını kaydeden Erdoğan, Cumhuriyetin korunmasının kendilerine göre ekonomi, dış politika, demokrasi gibi alanlarda Türkiye'yi güçlendirmek anlamına geldiğini belirtti. Erdoğan, kendilerinin Türkiye'nin 100. yılının ve 2071 yılının hayalini kurarken, CHP'nin Türkiye'yi 89 yıl geriye götürme peşinde olduğunu ileri sürdü. Ekonomik gelişmelerin cumhuriyeti güvence altına aldığını ileri süren Erdoğan, dış politika ve demokraside yaşanan gelişmelere değinerek, "Yurtdışıyla irtibatı olan herkes ay yıldızlı pasaportun 10 yıl önceki değeriyle şimdiki değerini kıyaslasın" diye konuştu. CHP'nin hedeflerini ortaya koyarak muhalefet yapması gerektiğini belirtti ve "Sadece bizi yıpratmak için bu millete zarar verecek işlere girişmeyin. Hepimiz aynı gemideyiz" dedi. **-"KILIÇDAROĞLU DESTEKLİ ATLADI"-** Dün Ankara'da Seferberlik Yürüyüşü'nde yaşanan olayların ve önceki gün İstanbul Sinan Erdem Spor Salonu'nda TEB-BNP Paribas WTA Championships ödül töreninde Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın protesto edilmesinin Türkiye'ye zarar verdiğini söyledi. Türkiye'nin imajını zedeleyen bu olayların emek, fedakarlık ve güçlükle inşa edilen Türkiye algısına zarar verdiğini belirtti. Erdoğan, "Her şeye rağmen Türkiye'yi, Türk milletini dünya kamuoyunda utandıran o görüntülere sebep olanların yaşananlardan gerekli dersleri çıkaracağını umut etmek istiyorum" diye konuştu. Erdoğan, konuşmasında CHP lideri Kılıçdaroğlu'nu da eleştirerek, "Engelli atlamada Kılıçdaroğlu, destekli olarak atlıyor. İki engel atladı, tek özelliği vardı destekli atladı. Bununla övünebilir, başka övünç kaynağı da yok" ifadelerini kullandı. **-"BUNLAR TERÖRİST HOLİGANLAR"-** İstanbul Sinan Erdem Spor Salonu'nda yaşanan protesto olayı üzerinde duran Erdoğan şunları söyledi: "Biz bu salonda dünya basketbol şampiyonasını aldık, bunu izlemeye gittiğimizde benzer bir durumu bir grup salonu olumsuz istikamette tahrik ederek bu tür bir çirkinliği yine yaptılar. Biz görevimizi yaptık, madalyaları kupaları verildi. Akıllanırlar dedik. Bu defa çok büyük rakamlar ödeyerek Türkiye'de Dünya Kadınlar Tenis Şampiyonası hazırlandı. İktidar tüm imkanlarını seferber etti. Orada Ulaştırma Bakanım, Aile ve Sosyal politikalar Bakanım ve İstanbul Belediye Başkanım kupaları vermek üzere salonda bu törenin yapılacağı yere indiklerinde belli bir grup, bunlar terörist holiganlar aynı şeyi yaptılar. O çirkinlikle salonu yine tahrik ettiler. Aynı anda dünyanın yüzü aşkın ülkesinde canlı yayında verdi. Türkiye olarak 2020 olimpiyatlarına adayız. Böyle seyircinin olduğu ülkeye ve şehre olimpiyat verilir mi? Yaptığımız incelemelerde aynı zihniyeti görüyoruz. Dün Ankara'nın Ulus'undaki zihniyet hangi zihniyetse Sinan Erdem'deki zihniyet de aynı zihniyet." **-"SENİN ÖNCELİĞİN BİRİNCİ MECLİSİ İŞGALE YÖNELMEK"-** Mücadelelerinin yaşana bu tip olaylara rağmen devam ettiğini belirten Erdoğan, "Bizim yolculuğumuz kutlu bir yolculuk, sanal değil" dedi. Konuşmasının devamında terörle mücadele konusunda değerlendirmelerde bulunana Erdoğan, Şırnak'ta yaşanan terör saldırısına da değinerek, barışın sadece devletin güvenlik tedbirleriyle gerçekleşemeyeceğini bildirdi. CHP'nin "Mecliste çözelim" önerisiyle geldiğini fakat somut bir önerisi olmadığını belirten Erdoğan, "Senin önerdiğin Ulus'ta toparlanarak Birinci Meclis'i işgale yönelmektir" diye konuştu. Erdoğan, STK'lar'ın vakıfların, derneklerin, vatandaşların bu süreçte tavrını ortaya koyması gerektiğini belirtti ve "en azından duasıyla katkı sağlamasını" istedi. **-"ÖLÜM ORUÇLARININ CEZAEVİ ŞARTLARIYLA İLGİSİ YOK"-** Cezaevlerinde süren açlık grevlerine de değinen Erdoğan, şunları söyledi: "Terör örgütü ve onun güdümündeki kuruluşlar, dışarıda yaptıkları zulmü yeterli görmemiş olacak ki şimdi de cezaevlerine el atmış durumdalar. Terör örgütü bir kısım örgütsel ve siyasi taleplerle cezaevlerindeki yandaşlarını ölüm oruçlarına yönlendiriyor. Adeta onlara "Ölün' talimatı veriyor. Ölüm oruçlarına gerekçe olarak gösterilen konuların cezaevi şartlarıyla uzaktan yakından ilgisi yok." Cezaevinde bulunan herkesin sağlığının KCK'ya, BDP'ye ya da terör örgütüne değil devlete emanet olduğunu, kendisinin de bir dönem cezaevinde kaldığını ve bu şartlara sessiz kalmasını mümkün olmadığını belirten Erdoğan, bu çerçevede hükümete geldikleri günden beri cezaevlerinin düzeltilmesiyle ilgili adımları attıklarını, Batı'da cezaevlerinin kontrolüyle ilgili kurumların Türkiye aleyhine en ufak bir raporu olmadığını kaydetti. **-"MAHKUM ETTİN DİYE HER ŞEYDEN KOPARMANIN ANLAMI YOK"-** Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in açlık grevi yapanlarla görüştüğünü anlatan Erdoğan, hükümetleri döneminde cezaevlerinde yaşanan iyileşmeleri anlattı. Hükümlü ve tutukluların belli aralıklarla eşleriyle bir araya gelmesini sağlayacak düzenlemenin de hazırlığının sürdüğünü belirten Erdoğan, "İnsani olan bu. Mahkum ettin diye her şeyden bunu koparmanın anlamı yok ki" dedi. Erdoğan yasal altyapının hazır olduğunu, TBMM'ye gelecek düzenlemenin Meclis'ten geçmesinin ardından gerekli altyapı çalışmalarının yapılacağını ifade etti. **-"KENDİLERİ KUZU KEBABI GÖTÜRÜYORLAR, CEZAEVLERİNDEKİLERE ÖLÜN DİYORLAR"-** Yapılan açlık grevlerini değerlendiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "İfade edilen talepler, terörist başına özgürlükle, anadilde savunma hakkıyla, operasyonların ve yargılamaların durdurulmasıyla ilgili. Bir taraftan açlık grevi diyorlar. Kim? Bunu söyleyenler, 17 Temmuz 2012'de Kızıltepe'de, Kasr-ı Kanco'da, şu an BDP'nin eş başkanı orada oturmuş kuzu kebabı yiyorlar. Bir taraftan Kızıltepe'de kuzu kebabı yiyorsun, bir taraftan cezaevinde olanlara ölün diyorsun, açlık grevine girin diyorsun. Kürt kardeşlerime sesleniyorum. Sizi aldatanlara, istismar edenlere dikkat edin. Onlar kuzu şişi, kuzu kebabı götürürken hapishanede olanlara ölün, aç kalın diyorlar. Bunların samimiyetine nasıl inanıyorsunuz. Bu iş o kadar kolaysa buyursunlar kendileri yapsınlar. Dikkatinizi çekiyorum açlık grevindekilere özgürlük değil terörist başına özgürlük. Eylem emrini verenler kim? Hepsi dışarıda olan, konforlarını ve hayatlarını tehlikeye atmayan terör baronları." **-"DEVLET CEZAEVİNDE ÖLMEKLE TEHDİT EDİLMEZ"-** BDP'nin de Kandil'i ve İmralı'yı işaret ettiğini, bu emri verenlerin vicdanını sorgulamayanların utanmadan devletin vicdanını sorguladığını söyleyen Erdoğan, "Siz önce çıkın bu insanları intihara sevk eden terör ağlarının vicdanını sorgulayın" dedi. Burada bir toplumun, bir halkın değil, sadece kimi kandil'de kimi Türkiye'de yaşayan bir kesimin çıkarlarının söz konusu olduğunu ifade eden Erdoğan, "Devlete dağda öldürmekle şantaj yapılamayacağı gibi cezaevinde ölmekle de şantaj yapılamaz. Devlet şantaja da dayatmaya da tehdide de boyun eğmez, pabuç bırakmaz. Bu gerçeği herkesin görmesi gerekir" diye konuştu. Terör örgütünün cezaevlerindeki insanların üzerinden ölüm tüccarlığı yaptığını belirten Erdoğan, örgütün pençesine düşmüş gençlerin ailelerine seslendi ve evlatlarının hayatları üzerinden kendilerine saltanat düzeni kuranlara izin vermemelerini istedi. Erdoğan, Kürt çocuklarını ölüme gönderenlerin kendi çocuklarını en iyi okullarda okuttuğunu da belirterek, terörle mücadelede önümüzdeki dönemde önemli ilerlemeler kaydedileceğini yineledi. **-"NASIL MÜDAHALE ETMEYİZ, EDECEĞİZ"-** AK Parti iktidarına kadar bazı inanç gruplarının ötelendiğini, bazı inanç gruplarının korunduğunu, ama o dönemin artık geride kaldığını ifade eden Erdoğan, bir ilde çocukların tehditle okula gönderilmediğini belirterek özetle şunları söyledi: "Bir ilimizde ciddi oranda çocuklar tehditle okullara gönderilmiyor. Bu nasıl özgürlük. Çocukları tehditle okula göndermeyeceksin özgürlükten bahsedeceksin. "Devlet buna müdahale etmesin' diyeceksin. Nasıl müdahale etmez, tabi edecek Bu çocukların eğitim öğretim özgürlüğü var. Sen bir siyasi parti olarak altına adını da koyarak nasıl oluyor da bildiriler dağıtıyorsun. Siyasi partiler demokratik hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır ilkesine terssin, özgürlüğe terssin. Senin kitabında eğitim öğretim özgürlüğü diye bir şey yok. Siz, çocukları dağa kaçıran terör örgütüyle dayanışma içinde çalışıyorsunuz. Onlar kolejlerde okuyor ama Hakkari ilimizde yok. Çağrıları Türkiye'ye ama Türkiye çağında böyle bir destek göremediklerinden belli bir ile, ilçeye sıkıştırma gayreti içerisindeler. Onu da çözeceğiz, böyle yürümesi mümkün değil." **-"SULANDIRILMIŞ BİR MÜRACAAT"-** Türkiye'de belli çevrelerin ayrıcalıklarını kaybetmemek için değişime karşı olduğunu "Doğuştan ayrıcalıklı oldukları fikrine kapılmış sayıları az sesleri çok çıkan bu grupların lojistik arkalarında destek sağlayan grupları olduğunu", bunların ya değişime uyum sağlayacağını ya da milletin her seçimde onlara derslerini vereceğini bildirdi. CHP'nin kendisi hakkında verdiği soruşturma önergesini de "sulandırılmış bir müracaat" olarak değerlendiren Erdoğan, "Bunu sizlere emanet ediyorum ben Almanya'ya yola çıkacağım biliyorsunuz. Bizim işimiz var bunların işi yok. Yapacakları da bir şey yok" diye konuştu.