Aile Bakanı Karaman'daki tecavüz skandalına ilişkin “Bir kere rastlanan bir olay Ensar Vakfı’nı karalamaya gerekçe olamaz; hizmetlerini takdir ediyoruz” demişti.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke, MYK gündemine ilişkin basın açıklaması yaparak gazetecilerin sorularını yanıtladı. Karaman'daki çocuk istimarına ilişkin Böke, "Bakan çocukları korumak yerine bu faciaların ortaya çıktığı vakıfları korudu. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı koltuğunu Sema Ramazanoğlu dolduramıyor.” dedi. Böke, Ramazanoğlu’nun Ensar Vakfı’na ve KAİMDER’e ait evlerde ortaya çıkan tecavüz skandalıyla ilgili söylediği “Bir kere rastlanan bir olay Ensar Vakfı’nı karalamaya gerekçe olamaz; hizmetlerini takdir ediyoruz” sözlerine atıfta bulunarak “Bir kere istifadan bir şey olmaz" ifadelerini kullandı.
Terör saldırıları öncesi ve sonrasında sorumluların görevini yerine getirmediğini ifade eden Böke, "Anlıyoruz ki vatandaşları korumak yerine bu enerji, sayın Cumhurbaşkanı'nın deyimiyle ‘Rıza beyi’ korumak için kullanılmış. Son güne kadar, Rıza Sarraf ve ailesi devletin imkanları ile korunmuşlar. AKP'nin çöküş döneminin İçişleri Bakanı ‘Şu insanlar olamasaydı güvenliği ne güzel sağlardım" diyor’ dedi.
“Bakan, çocukları korumak yerine bu faciaların ortaya çıktığı vakfı korudu”
Karaman'daki çocuk istismarını sert bir dille eleştiren Böke şu ifadeleri kullandı:
"AKP'nin çöküş döneminin bir diğer bakanı aynı şekilde sorumsuzlukla hareket eden bakanı da Sema Ramazanoğlu. Kendisine bakanlığının tanımını yapmak istiyorum. Bu bakanın görevi, çocuklarımızın her türlü ihmal ve istismardan korunmasını sağlamak. Kalbimizde derin yaralar açmış olan ve her gün yeni dosyalar eklenerek büyüyen bir çocuk istismarı faciası ile karşı karşıyayız. Bakan çocukları korumak yerine bu faciaların ortaya çıktığı vakıfları korudu.
“Bir kere istifadan bir şey olmaz”
"Bir kere olması vakfı karalamak için gerekçe olamazö diyen bakana, “Bir kere istifadan bir şey olmaz.ö diyoruz. Kendisi büyük bir pişkinlikle sanki hiçbir şey olmamış gibi koltuğunda oturmaya devam ediyor. Bu şahıs o koltukta oturduğu müddetçe, çocuklarımız güvende değiller.
“Sema Ramazanoğlu koltuğu dolduramıyor”
Bu sorumluluğu yerine getirmeyen herkes de bu sorumluluğun parçası haline geliyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı koltuğunu Sema Ramazanoğludolduramıyor. Milli Eğitim Bakanı görevini yapmadığı için bu tablo ortaya çıkıyor. Şu anda çocukların teslim edildiği bu evlerin teslim edildiği sayı 10 binin üzerinde. Türkiye'nin çocuklarının vakıflara mahkum etmeyecek kaynağı yok mu? Kaynak var da AKP bu vakıfları kendi arka bahçesi gibi kullanmayı mı tercih ediyor.
“Can güvenliğimiz için üç bakan derhal istifa etmeli”
Bu tablolar, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı, Milli Eğitim Bakanı ve İçişleri Bakanı bakanlık sorumluluklarının yerine getiremediklerini açıkça ortaya koyuyor. Bu 3 bakan derhal istifa etmeli. Can güvenliğimiz, çocuklarımızın güvenliği, geleceği için. O koltuklar ciddi görev yapmak isteyenlerin koltuklarıdır."
“Ne AKP’nin insafsızlığına ne PKK’nın zulmüne…”
Çözüm süreci üzerinden AKP ve HDP'yi eleştiren Böke, "AKP salt güvenlikçi politikalara sarılıyor. HDP ise, meşru demokratik siyaset zeminini çalıştırmak yerine çökmüş olan Dolmabahçe masasını AKP- PKK masasını hala çağrı olarak görüyor. Biz vatandaşımızı ne AKP'nin insafsızlığına, ne terör örgütünü zulmüne teslim etmeyeceğiz. Toplumsal barışımızı demokrasi, Meclis zeminde Kürt sorunun çözeceğiz. 3. bir yol mümkün. CHP olarak 3. yol önerimizi geçtiğimiz hafta, Meclis'te Toplumsal Mutabakat Komisyonu kurulması ile başlayacağını ifade ettik. Bunu Meclis'e getirdik.
AKP'nin oyları ile reddedildi. Meclis'te Toplumsal Mutabakat Komisyonu önerimizi dün bir kez daha sunduk. Bir kere daha AKP tarafından reddedildi. Bu sorunun Meclis zeminde olması konusunda ısrarcıyız. AKP sorunun kalıcı olarak çözülmesini reddetmektedir" ifadelerini kullandı.
“Halk bir kez daha mağduriyet yaşayacak”
Sur'un kamulaştırılması sürecine ilişkin Böke, "125 bin nüfusa sahip Sur'un yüzde 60'nın kamulaştırılması anlamına geliyor. Vatandaşlarımız da bizler de kaygılıyız. Bu evlerin bir çoğunda tapu sorunu var. hak sahipleri belli değil. Bu acele kamulaştırma, ranta, istismara ve bir çok temel hak ihlaline uğramış bölge halkına bir kez daha mağduriyet yaşatacak.
Bölge halkının ve sivil toplum örgütlerini rızaları alınarak hassasiyetleri gözetilerek yürütülmesi gerekliliğini bir kez daha vurguluyoruz. Gerçek demokrasilerde böyle olur. Bunun takipçisi olacağız" diye konuştu.
DHA