Chp Tbmm Grup Toplantısı…

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, tutuklu milletvekilleriyle ilgili olarak TBMM Başkanı Cemil Çiçek'e seslenerek, "Elinden...

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, tutuklu milletvekilleriyle ilgili olarak TBMM Başkanı Cemil Çiçek'e seslenerek, "Elinden bir şey gelmiyorsa niye boyundan büyük işlere girdin. Sormayacak mıyız biz bunu. Herkes dikkatli davransın" dedi.

Partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda gündemle ilgili değerlendirmelerde bulunan Kılıçdaroğlu, patates üreticilerinin sorunlarını dile getirdi. Çiftçinin derdini bilen tek partinin CHP olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "Sizin dertlerinizi dinleyen tek parti varsa o parti CHP'dir. Sizin partiniz artık CHP'dir, artık bunu öğrenin. Patatesi 50 kuruşu mal edeceksiniz 10 kuruş etmeyecek. Bu düzen rantiyenden yana bir düzendir. Bu düzeni değiştirecek olan parti CHP'dir. Artık bunu görmeniz lazım. Esnaf gitti oylunu AKP'ye verdi. Esnafın sonunun getirdiler. Birde esnafla dalga geçtiler. 2002 yılında icra dairelerinde 10 milyon 26 bin dosya varken, 2011 yılında 20 milyon 506 bine çıkmış. Önce kendi halinize bakın, senin halin iyiyse, ekonomi iyi, senin halin kötü iyi ekonomide kötü. Olayı öyle değerlendirin. Türkiye'de tek eksik siyasi irade. O iradeyi iktidara taşıyanda çiftçi. Elimizdeki rakamlarla göre, ekonominin her alanında sorun var. Gündemi değiştirmek için her şeyi yapıyorlar. Vatandaşların sakin düşünmesi lazım. Dikkatli düşünmesi lazım. Cebine bakması lazım. Bu iktidarın izlediği politikalardan bana bir yarar geliyor mu, geliyor mu, gelmiyor mu diye. Demokrasi budur" dedi.

Reklam
Reklam

TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in 'elimden bir şey gelmiyor' yönündeki ifadelerini değerlendiren Kılıçdaroğlu, "Geldiğimiz hale bakın. Milletvekilleri hapiste Sayın Cemil Çiçek'in haline bakın. 'Elimden bir şey gelmiyor' diyor. Elinden bir şey gelmiyorsa niye boyundan büyük işlere girdin. Sormayacak mıyız biz bunu. Herkes dikkatli davransın. Benim kadar dikkatli davranan yok. Defalarca uyardık. 'Eğer bir ülkede halkın seçtiği milletvekilleri hapisteyse, bu sorun TBMM'nin sorunudur' dedik. Çözecek organ TBMM'dir. 3 partinin Grup Başkanvekillerini çağırıyorsun. Niye AKP'yi çağırmıyorsun. Efendim, bu üçü anlaşamazsa, AKP'nin eline koz vereceğiz. Anlaştılar. Demokrasi uzlaşma rejimi. Ne oldu 'AKP'ye gönderdim. O izin vermedi. Bu olmuyor, benim elimden bir şey gelmiyor' diyorsun. Seni istiskal ettiler. Sen artık TBMM Başkanlığı koltuğunda rahat oturamazsın. Bu süreç 'parlamentoyu yönettiği gün, Sayın Başbakanın kendisine dönüp, 'Bu milletvekillerini sen mi susturacaksın, yoksa ben mi susturayım' dediği zaman başlamıştır. Ondan sonra bitti. Bitti artık. Sen Başbakana 'Sayın Başbakan burası parlamentodur. Burada düşünce özgürlüğü var milletvekilleri istediği gibi konuşur' deme cesaretini gösteremedin. Bundan sonra kusura bakma artık her zaman her yerde istiskal edilirsin. Seni kimse dikkate almaz. Bu saatten sora sen 'benim gücüm var' diye de ortaya çıkma. Senin gücün falanda yok. Niye güçün yok. Çünkü sen itiraf etin" dedi.

Reklam
Reklam

Türkiye'nin zorlu bir dönemden geçtiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Bir dikta döneminden geçiyor. Postmodern dikta döneminden geçiyor. Demokrasi yok. Basın özgürlüğü yok. Yargı bağımsızlığı yok. Bunların hiçbiri yok. Bir kişinin egemenliğini var. O kişi medya, yargı ve yasama adına da konuşur. Kimse de ses çıkarmaz. CHP dışında. Biz mücadelemizi yapacağız" dedi.

Basının bir gazeteciye hakaret edilmesine karşı sessiz kaldığını kaydeden Kılıçdaroğlu, "Başbakan bundan cesaret aldı. Postmodern diktatörümüz cesaret aldı. 'Sizin boynunuzdaki tasmaları ben çıkardım' dedi. Bunu da kongrede söyledi. Basın mensuplarının önünde söylüyor. Ertesi gün basın mensupları kendilerine yapılan bu hakareti en ağır şekilde eleştiriler diye bekledik. Bir iki yazar dışında eleştiren yok. Tamamında Recep Tayyip Erdoğan'a övgü var. Dönüp bir kendimizi sorgulamamız lazım. 'Boynunuzda tasma var' diyen bir başbakan var. En azında bunu içinize sindiremediğinizi söyleyin. Türkiye'de basın tarihinde, belki de dünya basın tarihinde gazetecilere bu denli hakaret ilk kez yapılıyor. Kendisini eleştirenlere tahammül edemiyor. Bunu ben içime sindiremiyorum. Ülkeyi seven birisi olarak sindiremiyorum. Medyanın da içine sindirememesi lazım. Böyle bir anlayış ve tutum olamaz. Böyle bir demokrasi olabilir mi? Hangi çağda yaşıyoruz. Düşünce özgürlüğü fikri içerisinde bağımsız bir özgürlüktür. Onun yazdıklarını benimsemiyorum, ama onun üzerindeki baskıya karışıyım cesaretini göstermektir. Türkiye'de basın sınıfta kalmıştır. Maalesef basında ciddiye alınmayacaktır. Basın son zamanlara nüfuz artıyor, tiraj kaybediyor" dedi.

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz