CHP Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz, CHP Parti Meclisinde, 105 ilçe ve belde belediye başkanını belirleme tasarrufunda bulunanların, belirttikleri görüşlere önem vermeyenlerin, "dediğim dedik" diyenlerin, başarısızlık halinde sorumluluğu üstlenip istifa etmesi gerektiğini belirterek, "31 Mart'ta genel merkezin önünde insanlarımızın ağlamasını istemiyorum. " dedi.
Yılmaz, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Öğrenci Andı ile ciddi takıntısının bulunduğunu, bu konudaki düşüncelerinin toplumun önemli kesimini incittiğini savundu.
Geçmişle ilgili müktesebat haline dönüşmüş sözlerin, sembollerin bu kadar sorgulandığı bir dönemin yaşanmadığını ileri süren Yılmaz, "Türkiye'de elbette bir gün gelir, dip dalga yaratılır, tartışma konularının hepsi demokrasi ekseninde yeniden bir yön bulur." değerlendirmesinde bulundu.
Washington Post yazarı Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesini de değerlendiren Yılmaz, Kaşıkçı cinayetiyle ilgili bir kafa karışıklığı bulunduğunu, çok çarpıcı şeylerin olduğunu öne sürdü.
Yılmaz, bunun adının açık ve net şekilde konulmaması halinde, suçlu olduğu aşağı yukarı belli olan Suudi Veliaht Prens'in yarın Türkiye'yi suçlayabileceğini, "Türkiye hala bulamadı" diye tuhaf açıklamalar yapılabileceğini belirtti.
Bu cinayetin bir tiyatroya dönüştürülmek istendiğini ifade eden Yılmaz, Suudi Arabistan'dan önce "İlgimiz yok" sonra, "Arbedede öldü" açıklamaları geldiğine işaret etti. Yılmaz, "Siz dalga mı geçiyorsunuz? Hangi kafadasınız? Böyle bir açıklama rezil bir açıklama. Suudi Arabistan veliaht prensi, cinayeti alçak, ürkütücü cinayet olarak tarif ediyor, insanın aklıyla alay ediyor." diye konuştu.
Yılmaz, Türkiye'nin, ceseti kuyuda ya da başka bir yerde aramasının doğru olmadığını, öldürenlerin cesetin ya da parçaların nerede olduğunu bildiğini ve onların göstermesi gerektiğini kaydetti.
Sürecin muallakta bırakılması, net ifadelerin kullanılmaması üzerine Suudi Arabistan'ın suçluluk psikolojisinden kurtulmak için başka tarafları suçladığını ifade eden Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir ikiyüzlülük var. Bunlar kendiliğinden gelmediğine göre bu cinayeti işleyenleri kim gönderdi? Güvenlik unsurları veliaht prense bağlı. Veliaht prense ilişkin bulgular açıkça ifşa edilmelidir. Türkiye, Viyana Sözleşmesini esas alarak bu çalışmayı yürütmeli, sorumlular hakkında gerekli adımı uluslararası toplumla birlikte atmalı. Başkonsolosluklar, büyükelçilikler bir cinayet işleme merkezi olarak kullanılamaz. Türkiye, bu işi uluslararasılaştırmadığı için maalesef yalnız kalmıştır. Türkiye'nin elindeki bütün bilgi, belgeleri uluslararası toplumla paylaşması, somut yaptırımları devreye sokması gerekir."
-105 adayın belirlenmesi
CHP Parti Meclisinde, ilçe ve beldeleri kapsayan 105 adayın belirlendiğinin anımsatılması üzerine Yılmaz, bu konuda partinin iyiliği, başarılı olabilmesi için itirazlarının olduğunu anımsattı.
Usul olarak itirazda bulunduğunu dile getiren Yılmaz, adayların liyakatına yönelik bir şey demediğini ancak adaylık için başvuru tarihi daha dolmadan, YSK'nin takvimi belli olmadan bunun açıklanmasını doğru bulmadığını anlattı.
Yılmaz, şu değerlendirmede bulundu:
"Devlet memurları YSK takvimine bağlı olarak o yerlerden aday olmak isteyebilirdi. Bunlar gözetilmeden, bizimle danışma ihtiyacı hissedilmeden yapılmasının doğru olmadığını söyledim. Bu tasarrufta bulunanlar, bizim görüşümüzü önemsemeyenler, bizim partide belirttiğimiz görüşlere önem vermeyen, dediğim dedik diyenler başarısızlık halinde sorumluluğu üstlenip istifa etmesini bilmeli. Bu çocuk oyuncağı değil. Siyaset sorumluluk makamı, başarısız olduğunuzda özeleştiri yapmalısın. Siyasette özeleştirinin ne olduğu açıktır. Bunu ifade ettim. Partimin boynunun bükük olmasını istemiyorum, 31 Martta genel merkezin önünde insanlarımızın tekrar, defalarca olduğu gibi ağlamasını istemiyorum. Başarısızlığı içime sindiremiyorum. Bu partide demokrasi kültürü varsa görüşlerimizin de dikkate alınması gerektiğini düşünüyorum."