CHP Doğa Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, çevrenin korunmasına yönelik TBMM'de kabul edilen teklife ilişkin, "Bu değişikliklerle iddia edildiği gibi çevre korunmayacak veya ülkedeki atık sorununa bir çözüm getirilmeyecek." değerlendirmesinde bulundu.
Karaca, yaptığı yazılı açıklamada, TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaşan Çevre Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi hakkına değindi.
Teklifin 7 kanunda değişiklik içerdiğini, ancak sadece plastik poşetler ve bisiklet yollarının gündeme geldiğini dile getiren Karaca, teklifin görüşülmesi sırasında bazı maddelerde parti olarak mücadele verdiklerini ifade etti.
Yaptıkları itirazlara rağmen teklifin yasalaştığını anlatan Karaca, "Bu değişikliklerle iddia edildiği gibi çevre korunmayacak veya ülkedeki atık sorununa bir çözüm getirilmeyecek." iddiasında bulundu.
Plastik poşetlerin 2017'de çıkartılan bir yönetmelikle 2019 itibarıyla zaten paralı hale getirildiğini hatırlatan Karaca, "Plastik poşeti paralı hale getirerek belli oranda bir atık azaltımı sağlansa dahi amaçları bu değil. Karşımızda çöp ithal eden bir iktidar var. Dertlerinin doğayı korumak olmadığını sadece bu durum bile açıkça gösteriyor." ifadelerini kullandı.
Vatandaşın cebinden çıkacak 25 kuruşlardan yüz milyonlarca lira para toplanacağını belirten Biçer Karaca, parasını verenin gönlünce doğaya zarar verebileceği bir model kurulduğunu öne sürdü.
CHP olarak, vatandaşların sağlıklı bir çevrede yaşama hakkını garantiye alması için yapılması gerekenleri her fırsatta ortaya koyduklarını belirten Karaca, şunları bildirdi:
"İktidar samimi olsa hemen hemen her gün yenilerini yaşadığımız iklim felaketleriyle mücadele etmek için Paris İklim Anlaşması'nı yürürlüğe koyardı. Eğer gerçekten çevreci olsalar yok ettikleri sularımızı korumak için Ramsar Sözleşmesi gibi uluslararası koruma standartlarını uygular, halkımızı zehirli sularla yetiştirilen tarım ürünlerine muhtaç etmezlerdi. Kirli projeleri yeşile boyamak için kullanılan ve tümüyle işlevsiz hale getirilen ÇED süreçlerini doğru düzgün işletir, hatta projeleri stratejik olarak ve sağlık etkileri bakımından da denetime tabi tutarlardı."