CHP'li vekiller Aytuğ Atıcı, Mevlüt Dudu, Hasan Akgöl, Refik Eryılmaz'dan oluşan heyet İskenderun Cezaevi'nde 22 Ağustos 2012 tarihinde yaptıkları ziyarete ilişkin bir rapor hazırladı.
Raporda, Cezaevi Müdürü Ramazan Fidanoğlu ve diğer görevliler ile toplu bir görüşme yapılarak ailelerin iddialarının tek tek sorulduğu belirtilerek, "Müdür bahsedilen iddiaların doğru olmadığını, her şeyin yasalar ve mevzuat çerçevesinde yapıldığını ifade etmiştir" denildi.
-"430 OLAN CEZAEVİNDE 483 KİŞİ KALMAKTADIR"-
Cezaevinin kapasitesine ilişkin raporda şu ifadeler yer aldı:
"Cezaevi Müdürü'nün verdiği bilgilere göre İskenderun Cezaevi 1984-1988 yılları arasında 150 kapasiteli olarak inşa edilmiş ancak daha sonra yapılan eklerle 2008 yılında kapasite 520'ye çıkarılmıştır. Şu anda ise kapasitesi 430 olan cezaevinde 483 kişi kalmaktadır. Cezaevinde kalanların 304'ü tutuklu ve 179'u hükümlü konumundadır. Siyasi nedenlerle tutuklu buluna 39 kişi "terör suçlusu' olarak isimlendirilmektedir. Cezaevindekilerin tamamı erkek olup 12 çocuk bulunmaktadır. Mesai saatleri içinde kurum doktorunun görev yaptığı cezaevinde ambulans bulunmamaktadır, haftanın iki günü diş hekiminin geldiği belirtilmiştir."
-TUTUKLULARLA YAPILAN GÖRÜŞMELER-
Ali Okutan, Dersim Dinçer ve Bedrettin Akdeniz isimli tutuklularla ayrı ayrı açık görüşme yapıldığı belirtilirken görüşülen tutukluların dile getirdiği yakınmalar rapora şöyle yansıdı:
"Tutuklular Nevruz kutlamalarına katıldıkları, Kürtçe müzik dinledikleri için suçlandıklarını iddia etmektedirler.
Kendilerine aynı anda 4-5 mahallede saldırı yaptıkları suçlaması yapılmaktadır.
2 Mayıs'ta Mersin'de gözaltına alınan çocuklar Cumhuriyet Karakol'unda şiddete maruz kalmışlardır.
Dört aydır tutuklu olmalarına rağmen henüz duruşmaya çıkarılmamışlardır.
Adana'da yargılandıkları halde İskenderun'da tutulmaktadırlar.
Cezaevine girişte çırılçıplak soyulmak istenmişler ve bunun için zorlanmışlardır.
Televizyon, masa, sandalye gibi ihtiyaçları karşılanmamaktadır. Ayrıca Mersin Cezaevinden satın aldıkları eşyaların buraya getirilmesine izin verilmemiştir.
Dışarıda serbest olan kitaplar bile çok geç verilmektedir.
2 Temmuz'da Sivas katliamını andıkları için haklarında disiplin soruşturması açılmıştır.
Koğuş içindeki floresan lamba sürekli yanık tutulmakta bu da kişilerin uyku düzenini bozmaktadır. Lambanın etrafının gazete ile kapatılmasına bile izin verilmemektedir.
Koğuşta bulunan dolabın kapağı açıldığında gözetleme mazgallarından birini kapattığı bahanesiyle 13 Temmuz 2012 tarihinde koğuş gardiyanlar tarafından basılmış ve tutuklular şiddetli bir şekilde dövülmüştür. Bu sırada 1.Müdür de oradaymış, hatta talimatlar vererek "operasyon'u yönetmiştir.
Dayak olayından sonra hücreye atılan tutuklular 7-8 sata sonra istek üzerine hastaneye sevk edilmişler ve şiddete uğradıklarına dair rapor almışlardır. (Dayak atma olayı Müdür tarafından reddedilmiş, ancak istememize rağmen raporlar tarafımıza verilmemiştir.)
Bu olaylardan sonra tutuklulara sistematik bir şekilde küfür edilmeye başlanmıştır.
Tutukluların kendilerine ait olan radyoları sebepsiz yere kırılmış (ismi Mustafa olan bir gardiyan tarafından), anteni de koparılmıştır.
Genelde iki gardiyan sayım alırken, yaşanan olaylardan sonra 8-10 kişi sayıma gelmekte ve adeta gövde gösterisi yaparak tutuklular sindirilmeye çalışılmıştır.
Tutukluların yaptıkları basit halter bile parçalanmıştır.
Müdür tutukluların kendi karşısında "hazır ol' vaziyette durmalarını istemektedir.
Açık lisede okuyan öğrencilerin seçmeli dersleri idare tarafından yapılmaktadır.
İçeriden yazılan mektupların çoğu ilgili yerlere ulaştırılmamaktadır."
-"SORUMLULAR HAKKINDA ACİLEN İDARİ VE HUKUKİ İŞLEMLER YAPILMALIDIR"-
Raporun sonuç bölümünde, "İskenderun Cezaevinde görüştüğümüz tutuklulara ağır fiziksel şiddet uygulandığı kanısına varılmıştır. Bu kanı tutukluların dosyalarında bulunan sağlık raporları ile gün yüzüne çıkarılmalı ve sorumlular hakkında acilen idari ve hukuki işlemler yapılmalıdır. Tutuklulara küfür edilmek suretiyle insanlık onuru zedelenmemelidir" denildi. (ANKA)
(MG/ORH)