Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Engin Altay "Adalet ve Kalkınma Partisi yöneticisi bir bakanın "Hayır demek 15 Temmuz'a evet demektir" gibi çok absürt, siyasetin hiç bir etik kuralına uymayan bir açıklamada bulundu. Bu referandumda hayır diyen, hayır çıksın diye uğraşan herkesi terörist ilan edecek idiyseniz bu referanduma ne gerek vardı? Bilakis hayır demek 15 Temmuz'u elinin tersiyle püskürten milletimizin demokrasi aşkının tecellisi demek olacaktır" dedi. "Bu terör ne menem şeydir ki tıpkı 7 Haziran ile 1 Kasım'da olduğu gibi birden bire hortlayan ve sonra birden kesilebilen, sonra şimdilerde yeniden hortlayan bu terör saldırılarının AKP tarafından mı kontrol edildiği sorusunu akla getiriyor." "Adalet ve Kalkınma Partisi 15 Temmuz darbesini önceden haber aldı da bunu bir fırsata çevirmek için bunlara bir miktar yol verip sonra tepelerine mi çöktü? sorusu akla geliyor." Haber-Kamera: Hasan YILDIRIM - Özgür EREN - Akın ÇELİKTAŞ / İstanbul DHA Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Engin Altay İstanbul İl Başkanlığı'nda basın açıklaması yaparak gündeme ilişkin konuları değerlendirdi. Engin Altay "Adalet ve Kalkınma Partisi'nin sayın genel başkanı ve parti yöneticilerinin referandum süreciyle ilgili ısrarla ve inatla Türkiye'yi kamplaşma ortamına bir evetçiler- hayırcılar kutuplaşmasına çekmek için gösterdikleri gayreti, hırçınlığı anlamak mümkün değil. Biz ayrışma, kamplaşma ve kutuplaşma sadece terör örgütlerinin işine yarayacağını düşünüyoruz. Bu bakımdan bu referandumun siyasi partilerin meselesi değil artık son kararı verecek olan milletimizin takdiri çerçevesinde sonuçlandırılmasını arzu ediyoruz. Bu arzumuzla elbette TBMM'de yaşananları gördüğümüz vakit sayın başbakanın sayın genel başkanımızla ilgili 'millete bir dayatma yapıyor' açıklamasını garipsediğimi belirtmek isterim. Herkes biliyor ki bu anayasa sarayda yazılmıştır. Yine herkes biliyor ki TBMM'den gerek Bahçeli'den gerekse kimi AKP yöneticilerinin sayın milletvekillerimize yönelik olarak bir erken seçim şantajıyla TBMM'ye dayatılarak geçirildiği de hepimizin malumu. Şimdi TBMM'den erken seçim şantajıyla geçirilen anayasa milletimize de bir terör şantajı yapılarak milletin onayından geçirilmek isteniyor. Bunu ahlaki bulmuyoruz. Bunu etik bulmuyoruz. Bunu bu ülkenin geleceğine yönelik çok sakıncalı ve bu ülkenin çıkarlarının çok aleyhinde bir tutum olarak görüyoruz. Meclisten erken seçim şantajıyla bu anayasayı geçirmiş olabilirsiniz ama bu milletin terör şantajına boyun eğeceğini sanmıyorum. Tabi akla şu da geliyor. Bu terör ne menem şeydir ki tıpkı 7 Haziran ile 1 Kasım'da olduğu gibi birden bire hortlayan ve sonra birden kesilebilen, sonra şimdilerde yeniden hortlayan bu terör saldırılarının AKP tarafından mı kontrol edildiği sorusunu akla getiriyor. Siz milleti evet çıkmazsa terör artar, terör yaygınlaşır diye tehdide maruz bırakırsanız millette size der ki 'Bu teröristlerin ipi sizin elinizde mi?' der. Bu milletimize kaba, adi, küstahça bir şantajdır. Milletimiz başkanlık eksenindeki 7 Haziran seçimlerinde nasıl sarı kart gösterdilerse bu referandumda da aynı şey olacaktır" dedi. "CHP VE HDP'Yİ YAN YANA GÖSTERME GAYRETİ" Engin Altay "Sayın Başbakanın ısrarla ve inatla CHP ile HDP'yi yan yana gösterme gayretini de anlamış değilim. Başbakanın milletin önüne koydukları teklifi ya samimice anlatacak bilgiye sahip olmadığını ya da işin gerçeğini milletin sezdiğinden kaynaklı olarak CHP'nin yanına HDP'yi yaklaştırarak milletin aklıyla alay ederek böyle bir kamplaşma ortamını sürdürmesi bu ülkeye yapılabilecek bir kötülüktür. Başbakan PKK terör örgütünün yanına yerleştirecek birini arıyorsa aynaya bakmalıdır. Orada ta 2009'lardan itibaren başlayan Oslo süreçlerini, İmralı süreçlerini, Kandil süreçlerini ve son olarak Dolmabahçe süreçlerini görecektir" diye konuştu. "HAYIR DEMEK 15 TEMMUZU ELİNİN TERSİYLE İTEN MİLLETİMİZİN DEMEOKRASİ AŞKININ TECELLİSİ" Altay "Adalet ve Kalkınma Partisi yöneticisinin eski bir bakanın 'Hayır demek 15 Temmuz'a evet demektir' gibi çok absürt, siyasetin hiç bir etik kuralına uymayan bir açıklamada bulundu. Bu referandumda hayır diyen, hayır çıksın diye uğraşan herkesi terörist ilan edecek idiyseniz bu referanduma ne gerek vardı? Bilakis hayır demek 15 Temmuz'u elinin tersiyle püskürten milletimizin demokrasi aşkının tecellisi demek olacaktır. Tam tersine evet demek tek adam yönetiminin, temel hak ve özgürlüklerimizin anayasal güvenceye bağlı bütün haklarımızın anayasal düzenden çıkarılarak bir kişinin iki dudağının ucuna teslim edilmesi yeni 15 Temmuzların yaşatılmasına ve yaşanılmasına vesile olur. Bu meselenin parti davasının ötesinde bir demokrasi meselesi olduğunun, Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşlarının kurduğu TBMM'nin varlık sebebinin ortadan kaldırılmasına vesile olacak bu teklife millet meclisine sahip çıkarak, demokrasisine sahip çıkarak hayırlı bir karar verecektir" şeklinde konuştu. "MİLLİYETÇİ OYLARA GÖZ KIRPIYOR ELEŞTİRİSİ" Engin Altay "Cumhuriyet Halk Partisi'ni ülkücü oylara, milliyetçi seçmene göz kırpıyor eleştirisini de çok garipsediğimi ifade etmek istiyorum. Ülkücü olmak, milliyetçi olmak kimsenin tekelinde değildir. Bu teklifin karşısında sadece Kemal Kılıçdaroğlu yok. Bu teklifin karşısında Merak Akşener de var. Sinan Oğan da var, Koray Aydın da var, Saadet Partisi'nin genel başkanı da var. Bu teklifin karşısında Türkiye'nin refahını, huzurunu düşünen güçler var. Bu teklifin arkasında ise ben iki tane şahıs görüyorum. Biri Sayın Erdoğan, birisi sayın Bahçeli. Bu teklif geçsin diye el ovuşturanlar ise başta FETÖ, IŞİD ve PKK. Bir saflaşma olacaksa bir tarafta AKP'nin kimi üst düzey yöneticileri FETÖ, PKK ve DAEŞ vardır. Bir tarafta da ülkücüler, milliyetçiler, demokratlar, sosyal demokratlar, sosyalistler, liberaller vardır" dedi. "15 TEMMUZLA REFERANDUM ARASINDA BAĞLANTI KURMAK 242 ŞEHİDİMİZİN RUHLARINA SALDIRGANLIK" Yalçın Akdoğan'ın sözlerini değerlendiren Altay "Yalçın Akdoğan'ın 15 Temmuz ile bu referandumda bağlantı kurmasını milletin takdirinde çok olumsuz değerlendirileceğini biliyorum ama asıl 15 Temmuz'da şehit olan 242 şehidimizin ruhlarına yönelik bir saldırganlık olarak düşünüyorum. Onların kemiklerini sızlattırmak olarak görüyorum. Belli ki Adalet ve Kalkınma Partisi 15 Temmuz hain darbe girişiminden nemalanmak, beslenmek konusunda oldukça kararlı görülüyor. O zaman da insanın aklına şu soru geliyor; Adalet ve Kalkınma Partisi 15 Temmuz darbesini önceden haber aldı da bunu bir fırsata çevirmek için bunlara bir miktar yol verip sonra tepelerine mi çöktü? sorusu akla geliyor. Sokakta herkesin sorduğu 15 Temmuz acaba kontrollü bir darbe girişi mimiydi bu beyanlarla bizim de aklımıza gelmeye başladı" diye konuştu. SAYIN MİLLETVEKİLİMİZİN GEREĞİNİ YAPACAĞINI GÖRÜYORUZ Bir basın mensubunun CHP'li Elif Doğan Türkmen'in 1.2 milyonluk iletişim faturası ile ilgili olarak CHP Genel Başkanı divandan istifasını istedi. Bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz? şeklindeki soruya ise "Burada yapılan bir hukuksuzluk değildir. Bir ölçüsüzlük olduğu da vaka. Siyasetçinin yaptığı işlerde şuna bakmak lazım. Siyasetçinin yaptığı iş kamuoyunda müspet karşılık görmüyorsa yapılan işte bir eksiklik vardır, kusur vardır, ihmal vardır. Milletvekilimiz bir parça ölçüyü açmıştır. Ama belli ki kamu vicdanı bu işten rahatsızdır. CHP kamu vicdanını rahatsız edecek hiç bir iş ve işlemin içerisinde olmaz. Bu nedenle sayın genel başkanımız sayın Elif Doğan Türkmen'in başkanlık divanı görevinden ayrılmasını takdir etmiş ve talimatlandırmıştır. Sayın milletvekilinin de bu çerçevede gereğini yapacağını görüyoruz" dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz