Chp'li Gürkan: "iktidar Kadın Hakları Konusunda Sınıfta Kaldı"

CHP Güzelbahçe Belediye Başkan aday adayı Mustafa Gürkan, kadınlara Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü dolayısıyla bir açıklama yaptı. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de kadına yönelik şiddetin, baskının ve ayrımcılığın devam ettiğini belirten Gürkan "Günümüzde, erkek egemen iktisadi ve sosyal düzenin hüküm sürmektedir. Ülkemizde Atatürk devrimleriyle elde edilen kazanımlar, AKP iktidarıyla tek tek yok edilmektedir. Kadınlar, eğitimden yoksun bırakılarak eve mahkum edilmek istenmektedir. Kaç çocuk doguracağından, nasıl doğum yapacağına kadar müdahele edilen kadınlarımız, ekonomik özgürlüğünün önünde birçok yasal ve geleneksel birçok engelle kısıtlanmıştır. Çalışma yaşamında bir çok haksızlık ve ayrımcılıkla karşılaşan kadınlarımız, aile içi siddetin de kurbanı olmaktadırlar. Onlar bizim annemiz, kızkardeşimiz, eşimizdir. Onların yanımda olmaya devam edeceğiz" dedi.KADINA ŞİDDETİN SORUMLUSU ERKEK EGEMEN SİSTEMDEN BESLENENLERDİRDünyadaki istatistiklerin de korkutucu boyutta olduğunu belirten Gürkan, demokrasi havarisi ülkelerin de kadın hakları konusunda sınıfta kaldığını belirtti. ABD'de, her 6 dakikada bir kadına tecavüz edildiğini belirten Gürkan, "İngiltere'de, her 7 kadından biri birlikte olduğu erkek tarafından tecavüze uğruyor. Fransa'da, her ay 6 kadın aile içi şiddet nedeniyle hayatını kaybediyor. Bugün dünya üzerinde yaşayan kadınların yarısı eşlerinden şiddet görüyor. Çin'de, yılda 1 milyon kız çocuğu doğar doğmaz öldürülüyor. Dünyada bu yolla kaybedilen kadın sayısı 40-50 milyonu buluyor. Uluslararası Göç Örgütü, her yıl 2 milyon kadının sınır ötesi kadın ticaretinde kullanıldığından bahsediyor. Anlaşılıyor ki bu bir sistem sorunudur" dedi.ÜLKEMİZDEKİ TABLO UTANÇ VERİCİ"Ülkemizde de kadına karşı şiddet ve kadın hakları konusunda çok vahim durumdayız" diyen Gürkan "Türkiye'de kadınların yüzde 97'si şiddet görüyor. Adana'da sokak ortasında, polislerin gözü önünde vahşice bıçaklanan kadınlar var. Diyarbakır'da, kendilerine ve kocalarına bilgi verilmeden kadınların kısırlaştırılması sözkonusu. Boyalı basın ve penguenci televizyonlar, namus, töre cinayetleri, koca-baba dayakları, işkence olaylarını magazinleştirilerek sunuyorlar. Şiddete uğrayan kadının ne yaptığı, ne söylediği ya da nasıl giyindiği sorgulanıyor. Fiziksel, sözel ve cinsel şiddete uğrayan kadınların bunu hakkedip hakketmediği tartışılıyor; kurbanlar suçlanıyor, suçlular "mağdur" ilan ediliyor. Şiddet, dinsel-geleneksel önyargılarla ve yasalar eliyle meşrulaştırılmaya çalışılıyor" şeklinde konuştu.