İnce, düzenlediği basın toplantısında, İstanbul’da İDO’dan ihale alan bir güvenlik firmasının işçilerden "çalışma süresince tüm haklarını aldığı ve işyerinden kendi razısıyla ayrılmak istediğine" dair dilekçe almaya çalıştığını ifade etti.
Şirketin, İstanbul Büyükşehir Belediyesinden temizlik, yemek ve güvenlik konularında ihaleler aldığını kaydeden İnce, buna benzer 4 şirketin olduğunu ifade etti. İnce, "AKP’den İstanbul Büyükşehir ve Sarıyer Belediye meclis üyesi ve bu partiden 2007’de milletvekili aday adayı olan Ali Turan’ın bu 4 şirketten 2’sinde ya eski ortak ya da yönetim kurulu üyesi olduğunu, diğer iki şirkette ise çocukları ve diğer yakınlarının ortak olduğunu" iddia etti.
İnce, şu iddiaları dile getirdi:
"Bu şirketlerin İstanbul Büyükşehir Belediyesinden aldığı ihale miktarı 66 trilyon. Biz bu kadarını biliyoruz, belki daha fazlası var. Bu şahıs bir açıklamasında ’benim ihalelerden haberim yok’, bir başka açıklamasında ise ’27 yıldır bu işi yapıyorum’ diyor. Buradan soruyorum Sayın Başbakan’a; bir belediye
meclis üyesinin o belediyeden ihale alması, doğru, ahlaki, etik midir? Kaç ihale verilmiştir? Bu ihalelerin büyüklükleri ne kadardır? İçişleri Bakanı’nı göreve davet ediyorum. Bakalım nasıl açıklayacak?"
Şirketin çalışanlarından neden böyle belge istemeye ihtiyaç duyduğunu soran İnce, "Yani burada tırtıklanan, kayıt dışına çıkarılan bir para mı var? Çalışanın birisi, ’bize 5 yıl geriye dönük olarak aylık 230 TL mesai ücretini aldık diye imza atmamızı istiyorlar’ diyor. Yılda 3 bin TL’ye yakın para. 5 yıl
geri dönersek bir kişi için 15 bin TL ediyor. 300 çalışan var, trilyonlar yapıyor. Neden böyle geriye dönük imza isteniyor? Bu paralar nereye gitti? Bu dilekçenin alınmasına neden ihtiyaç duyuluyor?" sorularını yöneltti.
İnce, işçilerin tehdit edildiğini de ileri sürerek, "(İmzalamazsan işten atarım) deniyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, İçişleri Bakanı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’nı açıklama yapmaya davet ediyorum" diye konuştu.
-"RECEP BEY’İN ENFLASYON SEPETİ"-
Enflasyon rakamlarına ilişkin eleştirilerde de bulunan İnce, enflasyon hesaplamasında dikkate alınan ve beraberinde getirdiği bazı kalemleri basın mensuplarına göstererek, değerlendirmelerde bulundu.
"Halkın sepeti"nde yer aldığını belirttiği beyaz peynirin yüzde 8.6, margarinin yüzde 9.2, armudun yüzde 20.6, kuru kayısının yüzde 41, domatesin yüzde 63.7, lahananın yüzde 77.2, pırasanın yüzde 34.1, sarımsağın yüzde 90.8, nohudun yüzde 14.7 ve salçanın yüzde 58.9 fiyat artışı gördüğünü kaydeden İnce, "Recep Bey’in sepeti"nde ise klima, pil, kontakt lens, kamera, printer, cilt ve vücut ürünleri, dokümantasyon ürünleri, saç bakım ürünleri, yurtdışı turlar ve flütün yer aldığını ileri sürdü.
İnce, "Yine Recep Bey’in sepetinde şemsiye var. Herhalde Recep Beyi’i zam yağmurundan korumak için geçerli" görüşünü dile getirdi.
Enflasyonun bu kalemler de dikkate alınarak hesaplandığını belirten İnce, "Sanki bu millet her gün bir şemsiye alıyor, üç öğün flüt yiyormuş ya da bütün aile numaralı gözlük kullanıyormuş gibi böyle bir hesaplama yöntemi kullanılıyor. Bu, milleti kandırmak için uydurdukları bir palavradır" diye konuştu.
-CMK TAHLİYELERİ-
Soruları da yanıtlayan İnce, CMK’nın 31 Aralık 2010 tarihi itibariyle yürürlüğe giren maddesi uyarınca gerçekleşen tahliyeler konusundaki bir soru üzerine, "188 kişinin katili Hizbullahçı, eroin baronları serbest ama hükümete muhalif olanlar ’Ergenekoncu’ diye içerde. Bunu Recep Bey’in vicdanına havale ediyorum" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın "yargının tasarrufudur" dediğini kaydeden İnce, "Ne güzel. Demek ki yargıya inanıyormuş Sayın Başbakan. Bu yasa çıkarılırken 2005 yılında CHP’nin Adalet Komisyonu üyesi milletvekillerinin karşı oy yazısına bakın. CHP’li üyelerin bugünleri nasıl gördüğünü görebilirsiniz" diye konuştu.
Bir gazetecinin, "Adalet Bakanı da topu yargıya atıyor. Davalar sonuçlandırılmadığı için böyle tıkanmanın yaşandığını söylüyor" sözleri üzerine ise İnce, "Naylon faturacıdan Maliye Bakanı, Ali Dibocu’dan Adalet Bakanı olursa bunlar normal" görüşünü dile getirdi.