CHP’li Kart’tansınav iddiası

CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, KPSS, TUS ve yargıçlık sınavlarının ardından komiser yardımcılığı sınavlarında da soruların servis edildiğini iddia etti.

Kart, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, Türkiye’de 2006-2007 yıllarından itibaren kamu personeli alımlarında, tayin ve terfi işlemlerinde organize bir şekilde nüfuz suiistimalleri yapıldığını öne sürdü. Artık ÖSYM, KPSS, TUS, yargıçlık sınavlarıyla, emniyet odaklı komiser yardımcılığı sınavlarında nüfuz suiistimallerinin ötesinde soruların belli gruplara servis edildiğini ileri süren Kart, ağırlıklı olarak emniyet bünyesinde ‘çeteleşme’ anlayışının odaklandığını söyledi. Çeteleşme ifadesini ‘kadrolaşma’ anlamında kullandığını da belirten Kart, “Yetkin ve uzman nitelikle olmayan yapılanma sebebiyle Türkiye’de artık kamu yönetiminde ‘parti ve cemaat memuru yapılanması’ egemen durumdadır” diye konuştu.

Reklam
Reklam

13 Eylül tarihinde polis memurluğu-komiser yardımcılığı sınavları ile cemaat ilişkilerini kamuoyuna anlattığını ve 25 Eylül’de de suç duyurusunda bulunduğunu hatırlatan Kart, bugün de yeni bulguları paylaşmak istediğini söyledi. 25 Mart 2012 tarihinde yapılan komiser yardımcılığı sınav listesi incelendiğinde sınavı kazanan 500 kişiden 223’ünde soyadı benzerlikleri bulunduğunu belirten Kart, listenin sadece bu görüntüsünün bile sınavlardaki hukuksuzluğu, soru hırsızlığını ve servisi doğruladığını söyledi. Kart ayrıca, sınavı kazanan kişilerin tamamına yakınının sınavdan 10-15 gün önce izin alarak sınava hazırlandıklarını, bu kişilerin izin tarihlerinden evvelki telefon ve e-mail kayıtları incelendiğinde bilgi alışverişi içinde olduklarının ortaya çıkabileceğini söyledi. Kart, sınavı kazanan bu kişilerin telefonlarının 10-15 günlük izin diliminde kapatılmasının da sorgulanması gereken bir durum olduğunu kaydetti.

Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde son 5 yılda yapılan ve yüzlerce polisin yargıya taşıdığı komiser yardımcılığı sınavlarında 2009 yılında 10 soru, 2010 yılında 11 soru, 2011 yılında da 19 sorunun yanlış olduğunun idare mahkemelerince belirlenip, iptal edildiğini belirten Kart, “Bu sınavlarda haksız bir şekilde sınavı kazananların hepsinin her hasıl bir tesadüfse bu yanlış sorularda aynı doğru cevabı işaretlemiş olmaları organize yapıyı doğrulamaktadır” diye konuştu.

Reklam
Reklam

Haksız şekilde sınavı kazananların toplum psikolojisini kavrayamadıklarını ve ‘taraf’ psikolojisiyle ve hükümetin telkin ettiği ideoloji doğrultusunda hareket ettiklerini belirten Kart, “Kendilerini hükümetin temsilcisi zannediyorlar” dedi.

“BAŞBAKAN YENİ ANAYASA KONUSUNDA SAMİMİ DEĞİL”

Başbakan Erdoğan’ın dünkü grup konuşmasında Anayasa Uzlaşma Komisyonu çalışmalarıyla ilgili değerlendirme yaptığını ve kendi demokrasi anlayışı içinde ‘emir ve talimat verdiğini’ belirten Kart, “Dedi ki; bu çalışmaları yıl sonuna kadar bitirin, bitirmezseniz gereğini yaparım’. Biz orada TBMM adına görev yapıyoruz. Bir uzlaşma anlayışı içinde ve oy birliği ile görev yapıyoruz. Başbakanın bu söylemi bizim için şaşırtıcı değil. Başbakanın toplumsal bir uzlaşı ile anayasa yapımı konusunda samimi ve dürüst olmadığını, konjonktürel olarak bu süreci kullanmak istediğini ilk günden itibaren ifade ediyoruz. O yüzden bu ifadesi bizim için şaşırtıcı olmamıştır” diye konuştu.

Komisyonda uzlaşma anlayışı içinde samimi olarak Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm yurttaşlarını kucaklayacak bir anayasa yapma gayretinde olduklarını belirten Kart, “Biz Başbakanın izin verdiği kadar çalışacak değiliz. Biz yine demokrasi adına, hukuk adına anayasa yapım sürecinde katkımızı sunmaya devam edeceğiz. Ama inanıyorum ki şu tablo ve gelişmeler toplumsal uzlaşıya dayalı anayasa yapımı konusunda AKP ve hükümetin samimi olmadığını bir kez daha göstermiştir” dedi.

Reklam
Reklam

Komisyon olarak düzenledikleri protokolde ‘Komisyon anayasayı 2012 yılı sonuna kadar bitirmeyi hedefler’ denildiğini, ancak Başbakan Erdoğan’ın bu protokole de riayet etmediğini belirten Kart, “Kendisini bu protokolün de üstünde gören sakat bir demokrasi anlayışına sahip. Bunun anlamı, bitmezse komisyon çalışmalarına devam eder demektir. Ama Başbakanın buna da tahammülünün olmadığı anlaşılıyor” diye konuştu.