ANKARA (ANKA)- CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, Soma'da A Tipi protokolle gelen jammerın facia sonrasında acıya acı kattığını iddialandırarak,"Jammer yüzünden GSM çalışmayınca aileler saatlerce ilçeler-hastaneler arasında yakınlarını aramış. Erdoğan ve Yıldız'ın jammerı paniği ve acıyı artırmış" dedi.
Dün Soma'ya giderek acılı aileler ve faciadan kurtulanlarla görüşen Oran, yaptığı açıklamada şöyle dedi:
"Bu kömür ocağı 2006'da Ciner Holding'e, Park Enerjiye verilmiş ve 2009 yerel seçimlerinde burada çalışan 5 bin madenciye yine AKP'ye oy vermeleri yönünde baskı uygulanmış. Ama bu ocağın kömür kızışması denilen yangın, rüzgar akışının önlenememesi ve su basması nedenleriyle ciddi iş güvenliği riskleri var. Bu riskler karşısında buranın devredilmesi gündeme gelince Alp Gürkan bulunuyor ve Tilaga Madencilik burayı 2009'da devralıyor. Şirketin o zamanki sermayesi 59 milyon TL iken 2012 yılında şirket Soma Madencilik adını alıyor ve sermayesi 5 milyon TL'ye düşürülüyor. "
-"ENERJİ BAKANI YANINDA JAMMERINI DA GETİRMİŞ"-
A Tipi protokolle gelen jammerın facia sonrasında acıya acı kattığını kaydedenOran, "Enerji Bakanı yanında jammerını da getirmiş. Maden yetkilileri içeriden çıkarılan her madencinin yaşadığı bilgisini vermiş ama kimin nereye götürüldüğünü açıklamamış yakınlarına, jammer yüzünden cep telefonları da çalışmamış. Kimse o panik ve acı anında bilgi alamamış ilçeler ve hastaneler arasında dolaşıp, feryat edip yakınlarını bulmaya çalışmışlar. Hatta Recep Tayyip Erdoğan gelince telefonlar Manisa'dan itibaren susturulmuş jammer yüzünden,Cumhurbaşkanı Abdullah Gül geldiğinde de yüzünden aynı şey yaşanmış" dedi.
Oran, Soma'daki maden faciasında asıl sorumlunun hükümet olduğunu savundu.
-" HİZMET ALIMI SÖZLEŞMESİ, YASAYA AYKIRI, HİLELİ BİR İŞLEMDİR"-
Soma'da başvurulan hizmet alımı sözleşmesinin, İhale Kanunu'nda sayılan işler arasında kömür çıkarma yer almadığı için yasaya aykırı, hileli (muvazaalı) bir işlem olduğunu ifade eden Oran, "Ocaktaki taşeron uygulaması, kömür çıkarma işinin yardımcı iş değil, işletmenin asıl işi, temel faaliyet konusu olması nedeniyle de İş Yasası'na aykırıdır.Her iki yasa da açıkça çiğnenerek muvazaalı bir alt işveren (taşeron) ilişkisi kurulmuştur.Söz konusu yasalar ve Yargıtay kararlarına aykırı biçimde yapılan bu işlem tümden hukuksuzdur" değerlendirmesini yaptı.
-"SAYIŞTAY'IN UYARISI DİKKATE ALINMAMIŞTIR"-
Sayıştay'ın uyarısının dikkate alınmadığını belirten Oran, şunları ifade etti:
"TKİ ile Soma A.Ş. adlı şirket arasında yapılan sözleşmenin hukuksuzluğu Sayıştay raporu ile de sabittir. 209 sayfalık raporda, hizmet alımı suretiyle işlerin görece daha uygun maliyetle yürütülmesi mümkün olmakla birlikte bunun İş Yasası'na aykırılığı ve idareye getireceği yükümlülüklere dikkat çekilerek hükümet uyarılıyor."
Oran, yüksek riske sahip madencilik sektöründe, TKİ'ye bağlı yeraltı kömür ocaklarının taşeronlara ihale edilerek, katliamlara davetiye çıkarıldığını söyledi.
432 çocuğun babasız kaldığını belirten Oran, "Soma A.Ş yöneticileri ile birlikte asıl işveren olarak TKİ yöneticileri de bu faciadan sorumludur. Hukuksuz devir işlemi ve yaşanan facia dolayısıyla TKİ'nin hem cezai hem de hukuki anlamda sorumluluğu bulunmaktadır. TKİ, asıl işveren olarak, 6331 sayılı İş Sağlığı ve İş Güvenliği Kanunu'nda öngörülen önlemlerin alınmamasından da sorumlu ve suçludur. Siyasi sorumluluk gereği Enerji ve Çalışma bakanları istifa etmelidir. Her türlü kamu taşınmazının devri ve tahsisinde 2012 yılında kendisini tek yetkili kılan Recep Tayyip Erdoğan'ın başsorumlu olduğunu da unutmamak gerekir" dedi. (ANKA)