Chp'li Seçer: “türkiye’deki Terör Sorununun Çözüm Adresi Tbmm’dir”

CHP Mersin Milletvekili Vahap Seçer, terör sorununa siyasetin el koyması gerektiğini ve çözüm adresinin TBMM olduğunu belirterek, “Annelere sözümüz var, annelerin gözyaşını dindirmek zorundayız. Annelerin gözyaşı her yerde aynı akıyor” dedi.

CHP’den yapılan yazılı açıklamaya göre, CHP Mersin Milletvekili Seçer, geçen hafta Hakkari-Şırnak sınırında çıkan çatışmada şehit olan Piyade Uzman Çavuş Atanur Bal'ın toprağa verildiği Kaşdişlen köyüne giderek, şehit için verilen mevlide katıldı. Şehit Bal’ın baba ocağında ailesine taziyelerini sunan ve acılarını paylaşarak sabır dileyen Seçer, bütün şehit ailelerinin ortak cümlesinin, “İnşallah bu son olur, benim oğlum öldü başkasının oğlu ölmesin” olduğunu söyledi. Türkiye’de hiç kimsenin farklı bir duygu ve düşünceye sahip olmadığını vurgulayan Seçer, “Yaşamını yitiren gençlerimiz hepimizin çocukları. Fakir, fukara vatandaşlarımızın çocuklarıdır. Bu kadar insani bir duygu artık görmezlikten gelinemez” dedi.

Genç bedenler toprağa verilirken 30 yıldır kanayan toplumsal yaraya kimsenin kayıtsız kalamayacağını dile getiren Seçer, bu konuda CHP’nin TBMM geleneklerine uygun bir yol haritası belirlediğini, ancak “Şunu şöyle yapın, böyle yapmazsanız şu olur” gibi bir dayatma içinde olmadığını kaydetti. 30 yıldır çözülemeyen terör sorununun çözümü için parlamentonun kararlı bir tavır ortaya koyması gerektiğinin altını çizen Seçer, “Bu soruna artık siyaset el koymalıdır. Çözümün adresi TBMM’dir” ifadelerini kullandı.

Sorunun çözümü için her partinin önerisi olduğuna işaret eden Seçer, bu noktada partilerin uzlaşma kültürü çerçevesinde bir araya gelmek zorunda olduklarına dikkat çekti. Bu konunun siyaset üstü bir mesele olduğuna vurgu yapan Seçer, şöyle devam etti:

“Bu konu üzerine şehitler üzerine siyaset yapmak ne insani ne de ahlakidir. Yaşanan acılar üzerinden siyaset yapmak, ancak insanlıktan nasibini almamış olanların yaptığı bir şeydir. Bu konuda adımlar atılmazsa maalesef acılar yaşamaya devam edeceğiz. Bu da annelerin gözyaşının dinmemesi demektir. Gencecik çocuklar yaşamını yitirirken, kanayan bu yaraya artık kayıtsız kalamayız. Annelere sözümüz var, annelerin gözyaşını dindirmek zorundayız. Unutmamalıyız ki, annelerin gözyaşları her yerde aynı akıyor.”